Refik Halid Karay’ın “İstanbul’da yaşayan orta gelirli bir aileye sonradan görme zengin bir akraba kızının gelerek bu ailenin yargı değerlerini nasıl alt üst ettiğini konu eden” bir romandır “Bugünün Saraylısı” ve bu kitabın adı bana bugünün saray-lar-ını düşündürdü.
Osmanlıca sözlüğüne göre büyük kimselerin ve/veya padişahların oturduğu yüksek-büyük binaya “saray” ya da “seray” olarak tanımlanmaktadır.
Esasen “saray” kelimesinin sözlük anlamına bakacak olursak, büyük, görkemli yapı olarak tanımlanır ve hükümdarların oturduğu büyük yapı anlamına gelir.
Saray sözcüğü, Roma imparatorlarının saraylarını kurdukları Roma’daki Palatium Tepesi’nden türetilmiştir.
Daha sonra İngiltere, Fransa, İspanya’da piskoposluk ve başpiskoposluk yapılarına da saray dendi.
Zaman geçtikçe de sözcüğün anlamı, ister kamu ister özel olsun, bütün büyük ve görkemli yapıları kapsayacak biçimde genişledi (örneğin adalet sarayı, sergi sarayı vb.).
Bilinen en eski saray, Teb‘deki Karnak Tapınağı‘nın arkasında III. Tutmosis (hükümdarlığı İ.Ö. 1504-1450) tarafından yaptırılmıştır. Teb’de ayrıca III. Amenofis (hükümdarlığı yaklaşık olarak İ.Ö. 1417-1379) tarafından yaptırılmış bir sarayın da kalıntıları bulunmaktadır.
Daha büyük saraylar Nemrut‘ta, Ninova‘da ve Asur‘daki Horsabad‘da kuruldu. Horsabad’da II. Sargon‘un (hükümdarlığı İ.Ö. 721-705) sarayı Dur-Şarrukin 100.000 metrekareden daha geniş bir alanı kaplamıştır. Bu saray, iki büyük merkezi avlu çevresinde yer almış düzensiz birçok oda ve küçük avlulardan meydana geliyordu. Planları simetrik olan eski Babil saraylarında, yan yana sıralanmış oda grupları koridorla birbirine bağlanıyordu.
İ.Ö. VI, V. ve IV. yüzyıllarda Persopolis ve Sus‘ta Pers kralları I. Darius, I. Kserkhes ve III. Artakserkses‘e ait çok büyük saraylar yapıldı. Bu saraylar çift merdivenle çıkılan geniş bir platform üzerine inşa edilmişti.
Bütün bu tarihi doğu sarayları hem ikametgah olarak, hem de idari ve dini işlerde kullanılmıştır.
Birçok ülke saraylarının en büyüğü olduğunu iddia edebilmesi için farklı standartlar kullandığından, dünyanın en büyük saraylarını belirlemek oldukça zor gibi görünmekte.
Birkaç örnekle…
Kraliyet Sarayı, Brüksel, Belçika: Belçika’nın başkentinin merkezinde yer alan Brüksel Parkı’nın önünde bulunan Brüksel Kraliyet Sarayı, Kralın Kraliçesi ve Belçika Kraliçesi’nin resmi konağıdır. Neoklasik mimari tarzda tasarlanan saray, 33.000 m² üzerinde bir zemin alanına sahiptir.
Mafra Ulusal Sarayı, Mafra, Portekiz: Mafra Ulusal Sarayı, Portekiz’in Mafra kentinde bulunan anıtsal bir Barok ve İtalyanlaşmış Neoklasik Saray Manastırıdır. 1910 yılında ulusal bir anıt olarak sınıflandırılan saray, yaklaşık 40.000 m² alanı kaplamaktadır.
Grand Serail, Beyrut, Lübnan: Hükümet Sarayı olarak da bilinen Grand Serail, Lübnan Başbakanının karargâhıdır. 1853’te inşa edilen bu önemli tarihi bir bina olup Osmanlı mimarisinin çarpıcı bir örneğidir. Saray 40.000 metrekarelik bir alana sahiptir.
Hampton Court Sarayı, Richmond Upon Thames, Birleşik Krallık: İngiltere’deki en önemli saraylardan bir tanesi olan Hampton Court Sarayı, 60 dönüm resmi bahçeden ve 750 dönüm kraliyet park alanından oluşan 1.000 odaya sahip olup, başlangıçta bir kraliyet sarayı olarak inşa edilmiş olan kamusal alan şimdi halka açıktır. Hampton Court Palace, 47.330 m² alana sahiptir.
Christiansborg Sarayı, Kopenhag, Danimarka: Danimarka Parlamentosu, Başbakanlık ve Yüksek Mahkeme’nin bulunduğu Christiansborg Sarayı, devletin kraliyet sarayı ve parlamento merkezi olarak 800 yıldan uzun bir tarihe sahiptir. 1928’de tamamlanan saray, 51.660 metrekare alanı kaplamaktadır.
Windsor Kalesi, Windsor, Birleşik Krallık: Norman’ın İngiltere istilasından sonra XI. yüzyılda inşa edilen Windsor Kalesi, dünyanın en büyük ve en eski kalesi ve Avrupa’nın en uzun süredir işgal edilmiş kraliyet sarayı unvanına sahiptir. Orijinal Gotik özellikleri ile Gürcistan ve Victoria dönemi mimari tasarımlarının ilginç bir karışımı olan bu kale, 55.000 m² alana sahiptir.
Petersburg, Rusya: Saray Çemberi ile Saint Petersburg’un merkezindeki Saray Meydanı arasında yer alan Kış Sarayı, 1732-1917 yılları arasında Rus hükümetlerinin resmi ikametgahı olmuştur. İmparatorluk Rusya’nın gücünü yansıtan anıtsal bir ölçekte inşa edilen saray 60.000 metrekare alanı kaplamaktadır.
Caserta Sarayı, Caserta, İtalya: Güney İtalya’nın Caserta kentinde bulunan Caserta Sarayı, XVIII. yüzyılın ikinci yarısında Napoli’nin Bourbon kralları için inşa edilmiştir. 1997 yılında “UNESCO Dünya Mirası” ilan edilen Caserta Sarayı, hacim olarak dünyadaki en büyük 18. kraliyet sarayıdır. 61.000 m² alan kaplamaktadır.
Royal Palace of Stockholm, Stockholm, İsveç: Stockholm merkezindeki Stadsholmen Adası’nda yer alan Stockholm Sarayı, İsveç hükümdarı resmi ikametgahı olup büyük bir kraliyet sarayı olarak inşa edilmiştir. Saray 1.430 odaya sahiptir ve 61.210 metrekare zemin alanına sahiptir.
Versailles Sarayı, Versay, Fransa: Fransa başkentinin merkezinden 20 km uzaklıkta yer alan Versailles Sarayı, 1682’den 1789’a kadar kraliyet ailesinin, başkente dönmek gibi zorunluluğu olana kadar Fransa Krallığı’nda siyasi iktidarın bulunduğu bölge olarak görev yapmıştır. Mutlak monarşi sisteminin sembolü olan ünlü olan saray, 67.000 m²’lik bir alan kaplar.
Topkapı Sarayı, İstanbul, Türkiye: XV. yüzyılda inşa edilen Topkapı Sarayı, yaklaşık 400 yıldır Osmanlı padişahlarının en önemli konutlarından biri olup, saray 4.000 kişiye kadar ev sahipliği yapmıştır. Bugün, Türkiye’de bir müze ve önemli bir turistik mekan olarak hizmet eden saray, 70.000 m² bir zemin alanına sahiptir.
Prag Kalesi, Prag, Çek Cumhuriyeti: IX. yüzyıla kadar uzanan Prag Kalesi, dünyanın en eski ve en büyük kraliyet saraylarından biridir. Bohemya kralları, Kutsal Roma imparatorları ile Çekoslovakya ve Çek Cumhuriyeti cumhurbaşkanları için iktidar alanı olan kale, her yıl 1.8 milyon turist çekmektedir. Saray, 70.000 m² alana sahiptir.
Buckingham Sarayı, Londra, İngiltere: Londra’nın merkezinde Westminster Şehri’nde bulunan Buckingham Sarayı, Birleşik Krallık hükümdarlığının Londra’daki ikametgah ve idari karargahıdır. Sarayın 775 odası, 40 dönümlük geniş bir bahçesi ve toplam 77.900 m²’lik bir zemin alanı vardır.
Falaknuma Sarayı, Haydarabad, Hindistan: Falaknuma Sarayı, “Gökyüzü Beğenmek” veya “Ayna Gökyüzü” olarak tercüme ediliyor, Hint devleti Telangana’nın başkenti olan Haydarabad’da büyük bir saraydır. 1893’te tamamlanan saray şimdi otel olarak kullanılmakta olup, toplam 94.000 m² zemin alanına sahiptir.
Quirinal Sarayı, Roma, İtalya: Roma’nın yedi tepesinden en yüksek Quirinal Tepesi’nde bulunan Quirinal Palace, eski bir Papa sarayı ve İtalyan Cumhurbaşkanı’nın mevcut cumhurbaşkanlığı sarayıdır. 30 Papa, 4 Kral ve 12 cumhurbaşkanı barındırıyor. 110.500 metrekarelik alanıyla Washington DC’deki Beyaz Saray’dan 20 kat daha büyüktür.
Kraliyet Sarayı, Madrid, İspanya: 1755 yılında tamamlanan Madrid Kraliyet Sarayı, İspanyol Kraliyet Ailesi’nin resmi konutudur ancak yalnızca devlet törenleri için kullanılmaktadır. 3.418 oda ile şu anda Avrupa’daki en büyük işleyen saraydır. Saray 135.000 m²’lik zemin alanına sahiptir.
Malbork Kalesi, Malbork, Polonya: Başlangıçta Alman Roma Katolik kilisesi dini bir düzen olan Teutonic Knights tarafından bir kale olarak inşa edilen Malbork Kalesi, birkaç Polonya kraliyet konutlarından birisidir. Günümüzde, kale sergilere ev sahipliği yapıyor ve içinde bir müze barındırıyor. 143.000 m²’lik zemin alanı ile dünyanın dokuzuncu en büyük sarayıdır.
Yasak Şehir, Pekin, Çin: Yasak Şehir, 1420-1912 yılları arasında Ming hanedanından Çing hanedanına ait bir Çin imparatorluğu sarayıydı. Pekin’in merkezinde bulunan Çin hükümetinin tören ve siyasi merkezinin yanı sıra imparatorların ve hane halklarının evi olarak hizmet eden saray, içinde 980 bina barındırıyor ve 150.000 m²’lik bir zemin alanına sahiptir.
Apostolik Saray, Vatikan, Vatikan: Vatikan’da bulunan Apostolik Saray, Papa’nın resmi ikametgahıdır. Bina Papalık Daireleri, Katolik Kilisesi ve Kutsal Kitabın çeşitli büroları, özel ve genel şapelleri, Vatikan Müzeleri ve Vatikan Kütüphanesini barındırıyor. Sarayın toplam alanı 162.000 metrekare’dir.
Istana Nurul İman, Bandar Seri Begawan, Brunei: 1984 yılında 1,5 milyar dolarla tamamlanan Istana Nurul İman, Brunei Sultanının resmi ikametgahı ve Brunei hükümetinin koltuğudur. Tamamlanması üzerine, dünyanın en büyük konut sarayı ve şimdiye kadar yapılan en büyük tek ailenin evi olmuştur. Saray 200.000 m²’lik bir alana sahiptir.
Rashtrapati Bhavan, Yeni Delhi, Hindistan: Eskiden Viceroy Evi olarak bilinen Rashtrapati Bhavan, Hindistan Cumhurbaşkanı’nın resmi evidir. Yeni Delhi’nin Rajpath’in batı ucunda yer alan saray, dünyadaki en büyük beşinci saray unvanına sahip olup, 200.000 metrekarelik alan kaplamaktadır.
Louvre Sarayı, Paris, Fransa: Başlangıçta ortaçağda inşa edilmiş bir kale olan Louvre Sarayı, XIV. yüzyılda V.Charles’e göre kraliyet sarayı haline geldi ve zaman zaman Fransız kralları tarafından ana Paris ikametgahı olarak kullanıldı. Bugünlerde binanın bazı bölgeleri müze olarak kullanılıyor. Saray 210.000 metrekarelik bir alanı kaplamaktadır.
Hofburg Sarayı, Viyana, Avusturya: XIII. yüzyılda inşa edilmiş ve o zamandan beri genişletilmiş olan Hofburg Sarayı, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu hükümdarı Habsburg hanedanının hükümdarı da dahil olmak üzere Avrupa ve Avusturya tarihinin en güçlü insanlarının bir kısmını barındıran eski bir imparatorluk sarayıdır. Saray 2.600 odaya ve 240.000 metrekarelik toplam kat alanına sahiptir.
Parlamento Sarayı, Bükreş, Romanya: Merkezi Bükreş’te bulunan Parlamento Sarayı, Romanya Parlamentosu’na ev sahipliği yapmaktadır. Dünyanın en büyük sarayı, dünyanın ikinci büyük idari binası ve dünyanın en büyük dördüncü binası unvanına sahiptir. Sarayın 330.000 m²’lik zemin alanı vardır.
Yukarıdaki sarayların sıralamasından sonra belki de en son saraylar kervanına katılan ve hiçbir kraliyet ya da daha doğru bir tanımlama ile aristokrasiden çok oligarşik yönetimle de ilgisi olmayan, binlerce ağacın katledilerek Atatürk Orman Çiftliğinin ortasına kondurulan o meşhur sarayımızı da unutmamalıyız! Çankaya Köşkünden “Cumhurbaşkanlık” ile “saray” kavramlarının birleştirilmiş şekli ile sözüm ona günümüze yorum katılmış olan saray… Yani bir nevi modern zaman Türkiye’sinin çok partili –sözde- demokratik sistem ile düşük ölçekli monarşinin şark usulü bir karışımı olan bu saray, 200.000 m² alana sahip. Ankara’da bulunan Cumhurbaşkanlığı Sarayı adı ile dünya listelerinde büyüklüğü ile yerini almıştır. Sarayda en az 1,150 oda, ilave pansiyon, botanik bahçesi, uydu ve askeri iletişim sistemleri ile sayılamayacak kadar pek çok ünite bulunmaktadır.
Hatırlatmak isterim ki Cumhuriyet ve saray birbirinden farklı iki unsurdur. Sözde değil özde demokrasilerde ülkeyi yöneten kişiler sarayda yaşamazlar, saray yoksa da lüks bir saray yaptırmazlar. İstisnalar dışında saraylar daima krallıklarda, imparatorluklarda yani tek kişi hükümdarlığına dayanan ülkelerde o hükümdarın ve imparatorluğunun gücünü sembolize etmesi amacı ile yapılmıştır. Günümüzde ise bunu yapmak o ülkenin gücünü değil kaymak tabakanın alt tabakayı kandırmasının ve sömürmesinin sembolüdür ki bu tür yapılar yapıldıkları zaman halkın belirli bir kesimi tarafından -her nedense- coşku ile karşılanmıştır.
Yeni Türkiye için “Türkiye zengin, güçlü bir ülke” algısı oluşturmak istense dahi Cumhurbaşkanlığı Sarayının Beyaz Saray’dan ya da G8 ülkelerinin başkanlık konutlarının toplamından büyük olması, bu ülkenin zenginliğini ya da gücünü temsil edemez.
Saraylarda yaşayanlar, diktatörler, krallar/kraliçeler (sembolik de olsa) ya da şeyhlerdir. Türkiye, ne diktatörlükle, ne kraliyet ile ne de şeyhlik ile yönetilmektedir.
Bu durumda bugünün Saraylısının yönetiminde olan bu Cumhuriyet yönetimine yeni bir tanımlama mı getirmek mi gerekir?
Neyleyim sarayı ülkem saray olmadıktan sonra…