Yoğun iş temposu nedeniyle özel yaşamlarına yeterli derecede zaman ayıramadığını düşünen çalışanlar tarafından benimsenen “sessiz istifa” kavramı iş hayatında bir süredir konuşuluyor. Sessiz istifada kişinin tükenmişlik sendromu ve değersizlik hissi yaşadığını ifade eden Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, kişinin görev tanımı dışındaki ek sorumlulukları reddettiğine dikkat çekiyor. Solin Çekin’e göre sessiz istifa, çalışanlar ve yöneticiler arasında kurulacak doğru iletişimle aşılabilir.
Kendini koru, maaşın kadar çalış
Pandemi döneminde evden çalışma düzeninin yerleşmesinin birçok kişide çalışmış olduğu kuruma dair ‘aidiyet’ duygusunun azalmasına sebep olduğunu kaydeden Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, “Bununla birlikte özellikle iş sebebi ile sosyal hayatlarını yaşayamayan genç çalışanlar ve uzun süredir yoğun tempoyla çalışan bireyler arasında yaygınlaşmaya başlayan sessiz istifa dalgası, ‘kendine zaman ayır, yeteri kadar çalış’ ya da ‘kendini koru, maaşın kadar çalış’ ilkelerini benimsemektedir.” dedi.
Ek sorumluluklar reddediliyor
Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, “Quiet Quitting” olarak bilinen ve Türkçe’ye “Sessiz istifa” olarak çevrilen bu terimin ilk olarak genç bir Tik-Tok kullanıcısının bu terimi bir video ile duyurup, 3,5 milyondan fazla izleyiciyle buluşturması ile gündeme geldiğini söyledi. Çekin, “’Çalışan kişinin işi gereği yapması gereken minimum çalışma düzeyinden daha fazla çalışmaması’ olarak tanımlanan sessiz istifa, her ne kadar bir kişinin iş hayatını sonlandırması gibi görünse de aslında kişinin görev tanımı dışındaki ek sorumlulukları reddetmesi olarak gerçekleşmektedir.” diye konuştu.
Tükenmişlik hissi yaşanıyor
Yapılan araştırmalara göre, ülkemizde her dört kişiden birinin sessiz istifa sürecinde olduğunu kaydeden Solin Çekin, şunları söyledi:
“İş hayatındaki bu koşuşturma ve mücadele kültürünün yanı sıra özellikle genç yaştaki çalışanlar, kariyerlerinde hızla ilerlemek isterken ‘emeklerinin karşılığının alınamayacak olması’, ‘sosyo-ekonomik olarak refaha eremeyecek olma kaygısı’, ‘tükenmişlik hissi’, ‘işinden umudu kesme’, ‘iş yerinde hak ettiği değeri görememek’ ya da ‘önceliği kendine verme düşünceleri’ sebebi ile Türkiye’de her dört kişiden biri kendisini sessiz istifa sürecinde; her iki kişiden biri de kendisini bu sürece yatkın görmektedir. Maaşlarda yapılan iyileştirme çalışmaları, primler yahut terfi alabilmek amacı ile ‘normalin üstü’ yapılan çalışmalar birçok birey için artık bir anlam taşımamaktadır. Bu çabanın kazanılacak ek hak edişlere değmeyecek düşüncesi, kişilerin iş ve sosyal hayatları ile ilgili birçok sorgulama yapmalarına sebep olmaktadır.”
Çalışanların yüzde 24’ü sessiz istifa süreci yaşıyor
Bir insan kaynakları danışmanlığı firmasının yaklaşık bin kişi üzerinde çevrimiçi yaptığı araştırmanın sonuçlarına değinen Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, “Türkiye’de de çalışanların yüzde 24’ü şu an sessiz istifa sürecini yaşıyor, yüzde 46,7’si ise bu kavrama yatkın. Yine aynı çalışma içerisinde gençlerin yüzde 15’i ‘Bu yaklaşıma yatkın değilim’ derken, bu kavramın ne anlama geldiğini bilmiyorum diyenlerin oranı 14,3’te kaldı.” dedi.
Maaşların iyileştirilmesi ve değer görmek sessiz istifadan vazgeçirebilir
Youthall isimli dijital insan kaynakları danışmanlığının uygulamış olduğu çevrimiçi araştırmanın sonuçlarını içeren Sessiz İstifa Raporu’nda Türkiye’de bireyi sessiz istifa sürecine sürükleyen başlıca nedenlere yer verildiğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, “İş ve sosyal hayattaki dengesizlikler, özel hayata vakit ayıramamanın yanı sıra hak edilenin altında maaş alınması da önemli bir tetikleyici arasına girmiştir. Çalışanlar yan hakların/primlerin ve maaş politikalarının iyileştirilmesi, yöneticileri tarafından değer görmeleri durumunda sessiz istifadan vazgeçmeye sıcak bakıyorlar.” dedi.
Çalışanlardaki değişiklikler gözlemlenmeli
Sağlıklı bir çalışma süreci için yöneticinin de ‘sessiz istifa’ sürecinde olan çalışanlarını analiz etmesinin gerektiğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, “Bu dalga içerisinde olan çalışanlar nasıl analiz edilecek ya da nasıl anlaşılacak kısmında ise dikkat edilmesi gereken bazı noktalar yer almaktadır. Çalışanlarda meydana gelen toplantılara karşı isteksizlik, işe geç gelme ya da erken ayrılma, ekip çalışmalarına yatırımların azalması, aidiyet duygusunda azalma, motivasyonsuzluk, fazla sakinlik gibi belirtiler ‘sessiz dalga’ sürecini düşündürmelidir.” dedi.
Çalışanlar ve yöneticiler arasındaki iletişim önemli
Bu durumun işverenler tarafından nasıl değerlendirilmesi gerektiğine de değinen Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, “Yöneticileri tarafından değer gören, motivasyonlarına önem verilen, performans değerlendirmeleri ya da çalışanlar için neyin değerli olup neyin olmadığının bilinmesi önemlidir. Memnuniyetleri ölçümlenen, gerekirse açıkça ‘sessiz istifa’ hakkında açık açık konuşulan ve ilgili duruma göre aksiyon alınan kurumlarda çalışanlar, ‘mutlu ve motivasyonlu’ şekilde çalışma hayatlarına devam etmektedir. Bir nevi bu süreç yöneticiler ve çalışanlar arasında kurulan bağ ve iletişim ile ilgili ilerlemektedir.” diye konuştu.