İstanbul’un her köşesinde sürpriz bir tarih ve muhteşem bir manzara bekler sizi.
İşim nedeniyle ve arkeolog olmanın getirdiği merakla sürekli gezmeme rağmen hala İstanbul’da görmediğim yerlerin olduğunu fark ediyorum.
Arkeolog Hülya Akyol’un Fener Balat Günleri Etkinliklerinde Kaffa Miro adlı sanat kafede sergisi olduğunu öğrenince bunu paylaşayım dedim.
Kaffa Miro adlı kafe, Balat’ta Vodina caddesi üzerinde şirin tarihi bir binada konuklarını ağırlıyor. Sürekli sanatçıların eserlerine de ev sahipliği yapıyor. Kahvenizi yudumlarken sanat eserlerini seyretmek, sokağa çıktığınızda tarihi Balat sokaklarını ve e güzel evlerini görmek ayrı bir keyif.
Arkeolog Hülya Akyol’un LULART markası altında ürettiği PALİMPSEST seramik eserlerinin bir benzeri daha yok. Hepsini kendine özgü tek parça olarak üreten sanatçı, zihnindeki arkeolojik ve mitolojik hikâyelerin izleri silinmeden aktardığı eserlerine bir başka konu ve kavramı eklemesi ve izlerin iç içe geçmesiyle ortaya muhteşem özgün eserler çıkarıyor.
Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde sergilenen eserleri şimdi Balat’ta Kaffa Miro’da sanatseverleri bekliyor.
Balat ve Fener Günleri Etkinlikleri kapsamında çeşitli konuşmacıların da katıldığı etkinlik için Google’dan adresi bulup ziyaret etmenizi ve bir de mistik Balat dokusunda kahvenizi yudumlamanızı öneririm.
Bir de size Balat’ı anlatayım;
Avrupa Yakası’nda Fatih ilçesinde, Haliç kıyısında, Ayvansaray ile Fener semtleri arasında yer alan bir semttir. Balat adı, Rumca saray anlamına gelen palation kelimesinden gelir. Bizans imparatorluk sarayı olan surlardaki Blaherna Sarayı’na yakınlığı nedeniyle Balat adını almıştır. Bu saraya dair sadece yazılı kaynaklarda geçen bilgiler vardır. Saraydan geriye bir şey kalmamıştır.
İstanbul tarihinde Balat’ın bir diğer özelliği ise İspanya’dan gelen Yahudilerin buraya yerleştirilmesiyle burası İstanbul’daki Yahudi Mahallesi olarak varlığını sürdürmüştür. İspanya’dan kaçan Sefarad Yahudileri, II. Bayezid’in davetiyle İstanbul’a bu bölgeye yerleştirilmiştir.
Eskiyi ve yeniyi bir arada barındıran, çok kültürlü ve rengârenk evlerinin arasında Fener Rum Patrikhanesi, Aya Yorgi Kilisesi, Fener Rum Erkek Lisesi yani Kırmızı Mektep, Moğolların Meryemi Kilisesi, Sveti Stefan Bulgar Kilisesi, Balat Surp Hreşdagabet Ermeni Kilisesi, Ahrida Sinagogu, Ferruh Kethüda Cami, Gül Cami, Küçük Mustafa Hamamı, Cibali Tütün Fabrikası ve rengârenk evlerin arasındaki renkli merdivenleri kafeleriyle mutlaka gezilmesi görülmesi gereken yerlerden biridir Balat!
Bu biraz reklam yazısı gibi oldu ama reklam değil görmenizi istediğim sergi ve bölge yazısıdır.
Çok gezen mi bilir çok okuyan mı demişler, bence hem gezen bilir, hem okuyan…