• İletişim: info@guncelkadin.com.tr
Güncel Kadın
  • Anasayfa
  • Güncel Haberler
  • İş Dünyası
  • Ekonomi
  • Moda
  • Güzellik
  • Sağlık
  • Yaşam
  • Sanat
  • Röportaj
No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Güncel Haberler
  • İş Dünyası
  • Ekonomi
  • Moda
  • Güzellik
  • Sağlık
  • Yaşam
  • Sanat
  • Röportaj
No Result
View All Result
Güncel Kadın
No Result
View All Result

Semah Tuğsel: Şiddetin görülmeye değer gizli yanı

Semah Tugsel by Semah Tugsel
4 Aralık 2024
in Yazarlar
0
Semah Tuğsel: Şiddetin görülmeye değer gizli yanı
0
SHARES
25
VIEWS
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsapp PaylaşLinkedin'de PaylaşPaylaşPaylaş

İnsan sureti ve bedeninin; sanat eserlerinde kullanılmasının yasak olmadığı medeniyetlerde; kiliselerin dört bir alanını süsleyen melekler, tombul, kıvırcık saçlı, muhteşem kanatlı bebeklerle temsil edilmişlerdir. Acaba bu resmi bir insan mı yaptı? Şaşkınlığıyla resmin büyüsüne kendini kaptıran insan, o meleklerin erkek olduklarını belki çok sonradan fark eder. Belki de hiç fark etmeyebilir.

Fark edenlerse; neden acaba? Diye sormaz mı?

Gerçekten neden?

Çünkü Tanrı erkektir!

Baba, oğul ve kutsal ruh.

O resimlerde imzası olan, adları bu güne gelmiş ressamlar da erkektir.

Kutsanmış tek kadın ise Meryem’dir, Hz İsa’nın annesi. Mistik bir güzellik bahşetmiştir ona sanatçılar. Heykellerinde, resimlerinde.

O muhteşem ressamlar; belki de eserlerinde tanrının ölümsüzlüğüne özenmişlerdir. Kim bilir?

Diğer inançlarda; kadın, Meryem kutsamasının hamasiliğinden uzaklaşıp, “soyun devamı” ile ödüllendirilmiştir.

Musevi cemaati anneden devam eder.

Son kitaplı din olan İslamiyet de ise, her ne kadar “ cennet anaların ayakları altındadır” dese de kadının kutsanması, gökten koçun inmesiyle sona ermiştir.

Batı dillerinin büyük bir çoğunluğunda, tüm isimler dişi ve erkek diye ayrılır. Tanrı erkektir bu dillerde. Yani başka bir değimle “yaratan” erkektir.

Doğu toplumlarında, yani İslamiyet de de “Allah” “baba” dır.

Bu etik değerler; dünyamızda binlerce yıl insanlığın bilinçaltına işlenmiş kodlardır.

Bu kodlar; toplumsal altüstlüklerin yanı sıra, gücünden biraz kaybetmiş gibi görünse de günümüze kadar gelmiştir.

Seneler önce bir kitap okumuştum. “erkekler Mars’tan, kadınlar Venüs’ den”.

Kitabın adı, her ne kadar ilk bakışta ciddi gelmiyorsa da enteresan iddiaları olan bir kitaptı.

Şöyle diyordu kitap; “ kadınla erkek arasındaki fark, bir su bardağıyla bir çay bardağı arasındaki fark gibi değildir.

Bir su bardağıyla bir sigara arasındaki fark gibidir”. ( örnekleri tam hatırlayamıyorum ama mantık olarak böyleydi).

Aynı düşünmezler, aynı algılamazlar. Hormon farklılıklarını, toplumda konumlandırılmalarını,  yukarıda saydığım etik kodları da hesaba katarsak, bu farklar, sanki biri birinden üstünmüş algısı yaratmıyor mu?

Sonuçta kadın ve erkek “insan” tanımı altında, bir arada olmak zorunluluğunda yaratılmış iki ayrı “tür”.

Erkek kas yapısı olarak kadından daha güçlü, kadın da damar yapısı olarak.

Doğurganlık özelliğinden dolayı damar sistemi daha güçlü olarak yaratılmış kadın.

Erkek ve kadın; iki insan.

Ve doğa onları, birbirinin olmazsa olamazı yapmış.

Doğa yapmış da, sonra ne olmuş?

Yukarıda sözünü ettiğim tüm etik kodlamalar ve toplumsal gelişimlerle bu güne gelen, sadece ve sadece aklın süzgecinden geçmezse çözülemeyecek bir yığın düğüm.

Genel olarak tanımlarsak ki, özel durumlar tabi ki vardı.

Erkek; toplum tarafından kendine verilmiş avantajları kadınla paylaşmak istemez, iş hayatında ve de özel hayatında.

Kendisinden üstün bir kadına genelde tahammülü yoktur.

Kadına verilen eğitim de bu amaca hizmet ederse, problem katlanarak büyümez mi?

Sonuç?

Kendisiyle eşit şartlarda ya da daha üstün bir tartışmaya mı girdi.

Baş edemiyorsa,  sonrası, mobbing. Ve şiddet.

Kanunlar da onu yanında.

Psikolojik şiddet; (mobbing)  iki tokattan daha acıtıcı ve kalıcı hasar bırakmaz mı?

Hele ki bizim ülkemizde “ sofradaki yeri inekten sonra gelen” kadınlarımız için.

Kadın için İki seçenek sunulmuş, ya bu düzene uyarsın, ya da uyarsın!

Bir de “aydınlar” var. Okumuş yazmış, meslek sahibi olmuş erkekler, kadınlar.

Onlarda kural değişiyor mu?

Oranlarsak, sürünün dışına çıkabilen bir azınlık olabilir, ama bunu genellemek nerdeyse imkânsız ülkemizde.

Birçok örnekle şahit olduğumuz gibi, bu kategorideki erkeklerin büyük bir kısmı, baş edemedikleri bir sorunla karşılaştıklarında; eğer egolarına çok fazla dokunuyorsa, konuşup anlaşılmak, ya da gitmek yerine, o engellenemez kodlamalarından kalma egolarının yerle bir olmasından nasıl bir korkuya kapılıyorlarsa, kas güçlerini kullanmanın önüne geçemiyorlar. Bazen de bu güçleri karşı tarafın ölümüne bile neden olabiliyor.

“KADINA ŞİDDETE HAYIR” protestoları tabi ki çok önemli, ama esas önemli olan sorunun kendisine doğru yerden bakabilmek ve çözümler üretmek.

Eğitim diyoruz.

Eğitim öncelikle aileden başlar.

Anneden başlar öncelikle, çocuğun duygusal olarak ilk bağlandığı kişiden. Erkekleri, kadınları yetiştiren anne kadar iyi bir öğretmen yoktur.

Anneler!

Çocuklarınızın öncelikle erkek ve kız özelliklerini geliştirmek yerine insan olabilmek ve insan kalmak için olmazsa olmaz değerlerinin gelişmesine yardım edin.

Güç kullanmanın aslında ne kadar aşağılık bir insanlık durumu olduğunu öğretin çocuklarınıza. Hayvana, böceğe, sineğe, doğaya.

Hayvanlara eziyet eden çocuklar ileride potansiyel katillerdir.

Kendinden daha güçsüzüne,  gösterilen gücün, aslında zayıflığın tam karşılığı olduğunu öğretin.

Tartışma ve fikirlerini rahatça savunabilecekleri bir ortamın varlığından haberdar edin.

Sevgiyi, sevmeyi sizden daha iyi öğretecek bir öğretmen yok.

Çocuk yaşta, zamansız oluşturulan cinsel kimlikler ve roller yukarıda sözünü ettiğimiz problemlerin en büyük çıkış nedenlerinden biri diye düşünüyorum.

Ki bu roller ve kimlikler toplumun ezberlerinden başka bir şey değil.

Dilimize yerleşmiş eğitim sözcükleri. “ sen baba olacaksın evin erkeği, bize bakacaksın”, “sana şu kızı alalım mı”, “sünnet olunca erkek olacaksın”, “erkek adam ağlamaz”, “ kadın erkeğin elinin kiri”. Ve daha hatırlayamadığım bir yığın söz.

Çok fazla yük olmuyor mu erkeğe?

Kadın için “eksik etek”, saçı uzun aklı kısa”, ve tüm küfürler.

Maçlara çocuklarıyla birlikte giden anne babalar nasıl açıklıyorlar bu küfürleri çocuklarına. Ya da açıklamak gibi bir sorunları var mı?

Kadın ve erkek olmak değil, öncelikle insan olmanın değerini öğretin sadece.

Anne baba olmak, gerçekten geçmişle bir hesaplaşma gerektirmiyor mu sizce?

Önceki Yazı

Aşkım Tan: Kadına Şiddet-6

Sonraki Yazı

Ecz. Ebru Zavalsız: Balık Yağı mı Krill Yağı mı? Krill Yağı ve Balık Yağı Arasındaki Farklar ve Avantajlar Nelerdir?

Semah Tugsel

Semah Tugsel

Sonraki Yazı
Ecz. Ebru Zavalsız: Balık Yağı mı Krill Yağı mı?  Krill Yağı ve Balık Yağı Arasındaki Farklar ve Avantajlar Nelerdir?

Ecz. Ebru Zavalsız: Balık Yağı mı Krill Yağı mı? Krill Yağı ve Balık Yağı Arasındaki Farklar ve Avantajlar Nelerdir?

Plugin Install : Widget Tab Post needs JNews - View Counter to be installed
  • Popüler
  • Yorum
  • En Son
Semra Kosovalı: Seçim sonucu ve gelecek

Semra Kosovalı: Seçim sonucu ve gelecek

21 Kasım 2024
İstanbul’u Kanatları Altına Alan Ressam İrem Çamlıca : “İstanbul Yeri Göğü Altın Şehir”

İstanbul’u Kanatları Altına Alan Ressam İrem Çamlıca : “İstanbul Yeri Göğü Altın Şehir”

4 Eylül 2024
Astroloji Yolculuğu: Gökyüzünden Haberler 18-24 Kasım 2024 (Ankara Saatine Göre)

Astroloji Yolculuğu: Gökyüzünden Haberler 2024’de Burçları Neler Bekliyor?

8 Ocak 2025
Sizi Daha Genç Gösterecek Saç Renkleri

Sizi Daha Genç Gösterecek Saç Renkleri

22 Ocak 2024
Semra Kosovalı: Seçim sonucu ve gelecek

Semra Kosovalı: Seçim sonucu ve gelecek

0
Duygu Şengül: Türkiye’de kadının var olma sorunu

Duygu Şengül : Duygu’sal Aforizmalar

0
Ayşe Demir: DO-ra-to

Ayşe Demir: DO-ra-to

0
Buket Keskinol: Toprak Ana Gaia

Buket Keskinol : İskenderunlu olmak

0
Hukukçu Figen Çalıkuşu : “Hukuk, toplumu tuzaklara düşmekten korur ”

Hukukçu Figen Çalıkuşu : “Hukuk, toplumu tuzaklara düşmekten korur ”

1 Temmuz 2025
Gizem Özcan’dan Meclis Araştırma Önergesi: “Basının susturulduğu yerde halk da susturulmuş olur”

Gizem Özcan’dan Meclis Araştırma Önergesi: “Basının susturulduğu yerde halk da susturulmuş olur”

1 Temmuz 2025
Esma Kudar’dan 100. Sergi: Sembol Kültürü Serileri Yolculuğunu Sürdürüyor/Günsu Saraçoğlu

Esma Kudar’dan 100. Sergi: Sembol Kültürü Serileri Yolculuğunu Sürdürüyor/Günsu Saraçoğlu

1 Temmuz 2025
Muğla Büyükşehir Okçuları Türkiye Şampiyonu oldu

Muğla Büyükşehir Okçuları Türkiye Şampiyonu oldu

1 Temmuz 2025

Son Yazılar

Hukukçu Figen Çalıkuşu : “Hukuk, toplumu tuzaklara düşmekten korur ”

Hukukçu Figen Çalıkuşu : “Hukuk, toplumu tuzaklara düşmekten korur ”

1 Temmuz 2025
Gizem Özcan’dan Meclis Araştırma Önergesi: “Basının susturulduğu yerde halk da susturulmuş olur”

Gizem Özcan’dan Meclis Araştırma Önergesi: “Basının susturulduğu yerde halk da susturulmuş olur”

1 Temmuz 2025
Esma Kudar’dan 100. Sergi: Sembol Kültürü Serileri Yolculuğunu Sürdürüyor/Günsu Saraçoğlu

Esma Kudar’dan 100. Sergi: Sembol Kültürü Serileri Yolculuğunu Sürdürüyor/Günsu Saraçoğlu

1 Temmuz 2025
Muğla Büyükşehir Okçuları Türkiye Şampiyonu oldu

Muğla Büyükşehir Okçuları Türkiye Şampiyonu oldu

1 Temmuz 2025
Güncel Kadın

Güncel Kadın

Sosyal Medya

Kategoriler

  • Anasayfa
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Genel
  • Güncel Haberler
  • Güncel Sağlık
  • Güzellik
  • İş Dünyası
  • Magazin
  • Moda
  • Röportaj
  • Sağlık
  • Sanat
  • Yaşam
  • Yazarlar

Son Haberler

Hukukçu Figen Çalıkuşu : “Hukuk, toplumu tuzaklara düşmekten korur ”

Hukukçu Figen Çalıkuşu : “Hukuk, toplumu tuzaklara düşmekten korur ”

1 Temmuz 2025
Gizem Özcan’dan Meclis Araştırma Önergesi: “Basının susturulduğu yerde halk da susturulmuş olur”

Gizem Özcan’dan Meclis Araştırma Önergesi: “Basının susturulduğu yerde halk da susturulmuş olur”

1 Temmuz 2025
  • İletişim: info@guncelkadin.com.tr

© 2023 Güncel Kadın.

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Güncel Haberler
  • İş Dünyası
  • Ekonomi
  • Moda
  • Güzellik
  • Sağlık
  • Yaşam
  • Sanat
  • Röportaj

© 2023 Güncel Kadın.