Sevgili Doğa Dostu,
Doğayla birlikte savrulduğumuz bir güneş yılı daha geride kalıyor. Ne mutlu ki, Anadolu’nun kadim kültüründen ilham alıyor, onun rehberliğinde yaşamın kaynakları için çalışıyoruz. 2021’de verdiğimiz tüm yaşam mücadelelerini, Tuz Gölü’nün kurutulması sonucu ölen binlerce yavru flamingoya adıyoruz.
Geçtiğimiz yıl doğanın haklarını savunmak için dokuz dava açtık. Doğanın haklarını insanlığın yazı diline tercüme etmek için çeşitli doğa hukuku kursları düzenledik. İzmir’in Gediz Deltası’nın bir senesini detaylı araştırmalarla belgeledik, deltadaki her kuşun yaşamını görünür kıldık ki bu benzersiz çeşitliliği yok etmeye cesaret edemesinler. Nesli tehlike altında olan küçük akbaba, sürmeli kızkuşu, elmabaş patka, üveyik ve daha pek çok kuşun sesi olmaya çalıştık. Mersin’de göç sırasında elektrik direklerine çarparak can veren leylekler için izolasyon çalışması başlattık. Kıyı kuşları ve deniz canlıları için gözlemler gerçekleştirdik. Ege’deki zeytin ormanlarının jeotermal enerjiyle zehirlenmemesi için yürütülen mücadeleye destek olduk. Göl Marmara, Tuz Gölü, Seyfe Gölü gibi kurutulan göllerin yaşam hakkını savunmak için bu yok oluşa neden olan yanlış tarım ve su politikalarını anlattık. Sandras’tan Akçay’a, Doğanyurt’tan İkizdere’ye pek çok doğal alanın hak mücadelesinde yerel toplulukların yanında olduk. Doğanın hikayelerini uzmanlarıyla aktardığımız Doğa Sohbetleri’ne başladık ve Anadolu’nun yabani kedilerinden masallara, alanında uzman kişilerin katılımıyla 37 yayın gerçekleştirdik. Çalışmalarımıza destek olmak için 440 yeni gönüllümüz doğanın yaşam hakkını savunmak için aramıza katıldı. Yavaş Dükkan aracılığıyla 13 Önemli Doğa Alanı ve 4 Kadim Üretim Havzası’ndaki 128 üreticinin doğa dostu üretimlerini destekledik. Gönüllülerimiz, üyelerimiz, birlikte çalıştığımız yerel, ulusal ve uluslararası kuruluşlarla hep birlikte doğanın sesi olduk.
Yeni yıla flamingolara ve sulak alanlara, yaban keçilerine ve dağlara, ormanlara ve nehirlere, hepsinin birleştiği Önemli Doğa Alanları’na ve Kadim Üretim Havzaları’na bir sözle giriyoruz:
Evrendeki tüm varlıkların yaşam hakkı için mücadele etmeye ve “Hak parçalanmaz bütündür.” diyerek doğanın sesi olmaya devam edeceğiz. Doğanın bize öğrettiği gibi. Umutla!
Doğa aşkına.