Zeytin ağaçlarının sessiz çığlığı, Ressam Şeyda Gürsoy Çoban’ın fırça darbeleriyle tuvalde yankı buldu. Sanatçı, zeytin ağaçlarının karşı karşıya kaldığı tehlikelere dikkat çekmek amacıyla Alaçatı Köstem Otel’de “Zeytine Umut” adlı sergisini sanatseverlerle buluşturdu. Küratörlüğünü deneyimi ve titizliğiyle tanınan Sibel Önbaş’ın üstlendiği sergide zeytin ağacının kültürel, tarihsel ve ekolojik önemi vurgulanırken, koleksiyonu oluşturan eserler hem görselliği hem de verdiği mesajla büyük beğeni topladı.
6 Eylül Cumartesi günü açılan sergide Ressam Şeyda Gürsoy Çoban, eserlerinin yanı sıra şiirlerinden ve resimlerinden oluşan kitabını da imzaladı. Açılışta ayrıca çello sanatçısı Duru Eşmeoğlu da sahne aldı. Sanat ile doğa arasında güçlü bir bağ kuran sergi 14 Eylül’e kadar sanatseverlerle buluşmayı sürdürecek. Sanatçı tabloların satışından Tema Vakfı’na bağışta bulunarak, sanat aracılığıyla doğaya cansuyu olacak.
ŞİİR VE ÇELLO İLE TAÇLANAN SERGİ
Çello Sanatçısı Duru Eşmeoğlu’nun müziği ile açılışa renk kattığı sergide, resimlerle beraber sanatçının kaleme aldığı dizeler de sanatseverleri karşıladı. Çoban’ın 16 Ağustos 2025 tarihli “Ölüyorsun” adlı şiiri, zeytin ağacına yazılmış bir ağıt olarak serginin duygusal boyutunu derinleştirdi. “Dalında canlar, kökünde canlar, gövdende canlar yandı” dizeleriyle başlayan şiir, ziyaretçilerde güçlü bir yankı uyandırdı.
HEM KİŞİSEL BİR DİRENİŞİN BAŞLANGICI HEM DE SANAT YOLCULUĞUNDA YENİ BİR DÖNEMEÇ
Sanat yoluyla farkındalık yaratmayı hedefleyen Ressam Şeyda Gürsoy Çoban, zeytin ağacına yapılan zulmü protesto etmek, korunmasına dikkat çekmek ve zeytin ağacına umut olmak için zeytin resimleri yaptığını vurgulayarak, “Akkuyu’da Nükleer Güç Santrali kurulması sürecinde, zeytinliklere göz dikildiğinde, bir karşı tavır olarak eşimle bir bir zeytinlik satın aldık. Akkuyu’nun çevresi 3, 5, 23 hektarlık zeytinliklerle doluydu ve yok edildi. Ben de zeytin serimi başlattım. Bu, hem kişisel bir direnişin başlangıcı hem de sanat yolculuğumda yeni bir dönemeç oldu. O gün bugündür zeytinin izini sürüyorum” dedi.
Sanatçı, zeytin ağacının yaşamın devamlılığını simgelediğini dile getirerek, “Resimlerimde zeytin, hem geçmişin hem de geleceğin tanığı. Her tuvalde bir direnişi, aynı zamanda bir umudu resmetmeye çalışıyorum. Bu konuda en büyük desteği de eşimden görüyorum, kendisine çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.
SANATLA FARKINDALIK
Çoban, sergiyi hazırlarken temel amacının doğanın karşı karşıya kaldığı tehditlere dikkat çekmek olduğunu belirterek, “Zeytin ağacına yapılan haksızlığı protesto etmek, aynı zamanda korunması için farkındalık yaratmak istiyorum. Sanatın en büyük gücü, insanın duygularına dokunabilmesi. Bu sergide sanatseverlerin hem güzelliği hem de kırılganlığı görmesini arzuluyorum” ifadelerini kullandı.
TEMA VAKFI’NDAN ROZET
Açılışta Tema Vakfı İzmir Temsilcisi Özcan Gökoğlu, sanatçının çevreye olan duyarlılığını takdir ettiklerini belirterek kendisine rozet taktı. Gökoğlu, “Sanatın doğa için birleştirici bir ses oluşturması çok kıymetli. Bu sergi, zeytin ağacının sadece tarımsal değil, kültürel bir değer olduğunu hatırlatıyor” dedi.
İSTANBUL’DAN İTALYA’YA UZANAN SANAT SERÜVENİ
1953 yılında Samsun’da doğan ve 1979’da İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümü’nden Prof. Dr. Adnan Çoker’in atölyesinden mezun olan sanatçı Şeyda Gürsoy Çoban, ilk sergisini 1996 yılında İstanbul’da açtı. Bugüne kadar 17 kişisel sergiye imza atan sanatçı, aynı zamanda çok sayıda karma sergide de yer aldı. İstanbul, İzmir, Antalya, Bursa ve Samsun’un yanı sıra İtalya’da da kişisel sergiler açtı. Akbank Sanat Galerisi, Artshow, Art Bosphorus ve Reggio Emilia Sanat Fuarı gibi önemli merkezlerde sanatseverlerle buluştu. Çoban, son yıllarda özellikle zeytin temalı eserleriyle dikkat çekiyor. “Zeytinime Dokunma” (2022, Bodrum) ve “Zeytin” (2022, Urla Köstem Zeytinyağı Müzesi) sergilerinde de benzer bir çevre duyarlılığına imza atmıştı. Sanatçı çalışmalarını halen Bodrum’daki atölyesinde sürdürüyor.
ÖNBAŞ: TUVALLER DİRENCİN VE UMUDUN SEMBOLÜ
Sanatı toplumsal farkındalıkla buluşturan küratör Sibel Önbaş ise yaptığı açıklamada, “Çoban’ın tuvalleri, zeytin ağacının yok edilmesine karşı verilen direncin ve aynı zamanda umudun sembolü. Her bir eserde zeytin ağacının gövdesi, yaprakları, meyvesi yalnızca doğanın değil, yaşamın, kültürün ve hafızanın taşıyıcısı olarak karşımıza çıkıyor. Bu yönüyle sergi, sanatın toplumsal sorumlulukla nasıl birleşebileceğinin örneklerinden biri” dedi.
