Röportaj: Aşkım Tan – Konuk: Ahmet Ayık
Hayata çok zor şartlarda başlayan, mücadeleyi bir yaşam biçimi haline getiren, minderde olduğu kadar yöneticilikte de iz bırakmış efsane bir isimle, Ahmet Ayık ile birlikteyiz.
Röportaja başlamadan önce, Ahmet Ayık hakkında bilinmesi gereken pek çok şey var.
31 Mart 1938’de Sivas’ın Doğanşar ilçesine bağlı Eskiköy’de 27 Aralık 1939’da doğmuş, Erzincan depreminde 40 bin ölü ve çok sayıda yaralının olduğu bir dakika süren zelzelede dört kardeşi yaşamlarını yitirip deprem kurbanı olurken, 1,5 yaşındaki Ahmet‘i ise annesi Fatma Ayık, üzerine kapanarak enkazın altında kalmasını önleyerek kurtararak hayatta kalmasını sağlamış.
1939 Erzincan depreminde 4 kardeşini kaybederek hayata 1-0 yenik başlamış olan Ahmet Ayık, o günleri anlatmanın hâlâ kolay olmadığını söylerken “benim kaderim, herhalde enkazın altından doğdu” şeklinde dokunaklı bir ifade kullanıyor.

Ahmet Ayık, küçük yaşlardan itibaren, dinî-millî bayramlarda, köy düğünleri ve panayırlarda karakucak güreşleri yapmaya başlamış, rakiplerini yendikçe inek, koyun, keçi, tay, bazen basma, bazen de pazen gibi hediyeler kazanmış.
…ve zamanla adına
“Dağdan kestim bir çam,
Çamdan yaptım bir tahta,
Tahtadan yaptım bir kayık,
Buna derler Ahmet Ayık.” gibi maniler yakılmış.
12-13 yaşlarında iken, İstanbul’da çalışan ağabeyinin yanına giderek Sişli Gençlik Kulübü’ne kayıt olmuş ve ilk kez burada minder güreşi ile tanışmış; daha sonra İstanbul Fatih Güreş Kulübü’nde Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nü temsilen lisanslı güreşçi olarak, gençler arası İstanbul Şampiyonası’na katılmıştır.
Âşık olduğunda ise Ahmet Ayık 17, akraba kızı Fatma ise 16’sındaymış. Ancak Fatma’nın babası Mustafa Efendi, bu aşka “Nuh” demiş, “peygamber” demeyip, kızını Ahmet’e vermemiş… Birbirine sevdalı âşıklar, çaresizce kaçmaya karar vermiş. Kız tarafı arkalarından taşlar fırlatmış, Fatma’nın başı yarılmış olmasına rağmen, âşıklar dönmemiş, kaçmaya, kaya kovuğunda saklanmaya devam etmiş.
Ahmet’in evi de Fatma’nın ailesi tarafından taşlanmış ama en sonunda Fatma’nın babasına bin 500 Lira başlık parası verilmiş ve barış sağlanmış. Böylelikle gençlerin yaşları 18’e yükseltilerek nikâhları kıyılabilmiş.
Ahmet Ayık;

- 1956yılında tekrar memleketi olan Sivas’a çok sevdiği babasının isteği üzerine geri dönmüş, yaklaşık olarak iki yıl Sivas ve yöresinde güreşlere katılarak yörenin ünlü başpehlivanlarından biri olmuştur.
- 1958 yılında Giresun Jandarma Alay Komutanlığı emrinde askerlik görevini yapmış, askerliği sırasında yapılan güreş müsabakalarında birinci olduktan sonra Ankara Jandarma Gücü’nde görevlendirilmiş, Ankara birincisi ve Silahlı Kuvvetler şampiyonu olmuştur.
- Türk güreşinin sembol isimlerinden Yaşar Doğu, Celal Atik ve Halit Balamir gibi milli takım hocalarının dikkatini çeken Ahmet Ayık, 1960 yılında milli takıma davet edilmiştir. Aynı yıl, 27 Mayıs’ta askeri cunta, sivil iradeyi devirmiş ve darbe yönetimi bütün spor etkinliklerine kalabalıkların darbe karşıtı gösteri yapması korkusundan dolayı yasak getirdiğinde güreş kampı da bundan payını alarak kapanmıştı.
Ahmet Ayık vatanî görevinden sonra memleketine döndüğünde, babası geri gitmesine izin vermeyince bir buçuk yıl çok sevdiği minder güreşine ara vermek zorunda kalmış ve bu süre içinde köyünde çiftçilik yapmış, bir taraftan da yörede yapılan karakucak güreşlerine katılmıştır.
1961 yılının Ekim ayında Adana’da “Karakucak Türkiye Şampiyonası”ndaki başaltı güreşlerinde tüm rakiplerini yenerek 6 adet altın ödül alarak Türkiye Karakucak Şampiyonu olarak bir kahraman gibi köyüne döndü.

Kayseri Tayyare Fabrikası (Hava İkmal Merkezi Hava Gücü Kulübü), Ankara’ya güreşçi aramaya gelir ve milli takım hocalarından Halit Balamir, Ahmet Ayık’ın adını ve adresini verir. Bunun üzerine Hava Binbaşı Ahmet Elbirlik ile antrenör İbrahim Önder, Kayseri’den Sivas’a, Sivas’tan da motosikletle köye gelerek babası Ömer Ayık ile tanışırlar. Ahmet Ayık’tan çok büyük şampiyonluklar beklediklerini, ülkemizin gurur kaynağı olacağını, İstiklal marşımızı tüm dünyaya dinleteceğinden emin olduklarını söylerler. Bu konuşmalardan etkilenen baba Ömer Ayık ikna olur ve dönüşü için izin verir. Ahmet Ayık böylelikle Kayseri Tayyare Fabrikası Hava İkmal Merkez Hava Gücü’nde lisanslı sporcu olarak müsabakalara katılır.
Sonrasında kısa süreli İstanbul Denizbank Spor sonra Batman Petrol Spor’da 14 yıl, Ankaragücü (MKA) Spor Kulübü’nde güreş yapan Ahmet Ayık, toplam 17 yıllık bu süreye;
- 10 Türkiye Şampiyonluğu,
- 1 Adriyatik Kupası İkinciliği,
- 1 Akdeniz Oyunları Şampiyonluğu,
- 1 Balkan Şampiyonluğu,
- 1 Uluslararası Turnuva Şampiyonluğu,
- 2 Avrupa Şampiyonluğu,
- 1 Avrupa İkinciliği,
- 2 Dünya Şampiyonluğu,
- 1 Dünya İkinciliği,
- 1 Olimpiyat Şampiyonluğu,
- 1 Olimpiyat İkinciliği sığdırmıştır.
(Dünyaca ünlü güreşçi Aleksandr Medved 1964’e kadar hiç yenilmemiş, Ahmet Ayık’a Tokyo Olimpiyatları’nda yenilmiştir. Hakem, Ayık’ı galip ilan etmesine rağmen, Ruslar sonuca itiraz etmiş ve maçın “berabere bittiği” açıklanmıştı. Ayık’ın -hiç yenilmeden- Olimpiyat ikincisi olmasının sebebi budur.)
Bölüm-1 Devam edecek…












