Öyle güzel topraklara sahibiz ki, yere taş eksen ağaç biter. Mevsimleri harika, üç tarafı denizle çevrili, toprakları bereketli, yeraltı zenginlikleri muazzam, nasıl oluyor da dünya liderliğini Amerika’nın, Çin’in Rusya’nın elinden alamadık?
Şubat depreminde yıkılan kuruyemiş dükkânının yerinde toprağa saçılan çekirdeklerden, ayçiçekleri bitmiş, öyle verimli topraklar…
Nasıl oluyor da bir türlü yakamızı ekonomik sıkıntılardan kurtaramıyoruz?
Son iki ayda gittiğim şehirler, Samsun, Trabzon, Adıyaman, Ankara, Muğla, Bolu, Kırklareli, Kastamonu, oldu. Her gittiğim şehrin ayrı güzellikleri olmasına rağmen her tarafı kasvet basmış. Ekonomik kriz tüm esnafı sarsmaya başlamış. Herkes tedirgindi. Mülteci konusuna hiç girmiyorum bile…
Kendi ülkelerinin canına okumuşlar, sonra başka ülkelere sığınmışlar ve gittikleri ülkeleri de kendi ülkeleri gibi yıkma telaşında olan mülteciler gerçekten bilimsel incelemeye tabi tutulmalılar.
Gelişmiş toplumların özelliği bireysel değil toplumsal huzura yönelik sağlam bir sistem kurmuş olmalarıdır. Tüm kurallar toplumun refahı ve huzuru içindir. Yasalar toplum huzuruna hizmet eder. Bu yüzden huzur refah ve gelişmişlik düzeyi yüksektir.
Geri kalmış olan toplumların özelliği ise bireyselliktir. Geri kalmış ülkelerde yaşayan her birey önceliği kendisine verir ve her şeyi kendisine hak görür. Tecavüz edebilir çünkü canı öyle istemiştir. Hırsızlık yapabilir çünkü sahip olmak istemiştir. Rüşvet alabilir hakkıdır diye düşünür ve bir süre sonra herkes birbirine bu şekilde davrandığı için büyük kaos yaşanmaya başlar ve bunu yarattığını unutan o gelişmemiş bireyler hemen ülkelerini terk edip toplum düzeni gelişmiş ülkelere göç eder. Çünkü gelişmiş ülkelerde herkes birbirinin hakkına saygılıdır.
İlginç olay tam bu noktada başlar işte!
Kendi ülkesindeki hırsızlıktan, iç kargaşadan, tecavüzlerden rahatsız olup refah düzeyi yüksek ülkeye giden mülteciler, kendi ülkelerini batıran yıkan davranışları gittiği gelişmiş ülkelerde de uygulamaya devam eder.
E bre primat yaratık, kendi ülkenden taciz tecavüz hırsızlık adam öldürme var diye kaçtın, gittiğin ülkeye bu kaçtığın davranışları niye taşıyorsun?
Fransa bu ilkel davranışları gittiği her yere taşıyan bu primitif mülteciler nedeniyle alev alev yanıyor. Norveç tarihinde ilk kez tecavüz vakaları korkunç artmış, yapanlar da Afgan Pakistan mültecileri. İtalya, Hollanda, Yunanistan, Almanya da mültecilerin ülkelerine taşıdığı ilkel davranışların sonuçlarıyla mücadele ediyor.
Türkiye, Müslüman bir ülke o yüzden bizde huzur hâkim diye düşünenler varsa, Cumhurbaşkanı ola ki vefat ederse veya seçim kaybetseydi o zaman ülkemdeki tüm mülteciler onları koruyan lider gittiği için ve Türkiye’den gönderilecekleri korkusuyla her tarafı yangın yerine çevirirler. (Bunu da yazın bir kenara, anlarsınız!)
240 milyon nüfuslu Pakistan’ın en az 40 milyonu dünyaya yayılıyor kendi ülkelerinden kaçtıkları ilkel davranışları diğer ülkelere taşıyarak…
Şimdi size önümüzdeki yıllarda neler olacağını anlatayım ki vakti geldiğinde ben yazmıştım diye ego yapayım, (şaka şaka)
Geçmişi ve tarihi bilen, geleceği tahmin eder, bir arkeolog olarak binlerce yıl boyunca ülkelerin yaşadıklarını görünce gelecekte neler yaşayacağımızı tahmin etmek zor olmuyor.
Günümüz teknolojisi hızla ilerlediği için, Elon Musk Bill Gates gibilerin aklındakini de okuyabiliyorum.
Bu mülteci göçleri tarihte birçok medeniyetin yıkılmasına neden olmuş. Vahşiliklerini ve kuralsızlıklarını gittikleri medeniyetlere taşıdıkları için yıkılmalarına sebep olmuşlar.
Tarihten bir örnek vereyim; Dor göçleri milattan önce 1.binde Miken medeniyetini yıkarak, Ege kıyılarını 400 yıl karanlığa gömmüş. Ege kıyılarındaki küçük devletler 400 yıl boyunca kendilerini toparlayamamışlar, birçoğu da yok olup gitmiş.
Sizce teknolojinin zirvesine ulaşan ve birçok teknolojiyi de insanlıkla paylaşmayan şirketler, bu ilkel mültecilerin, tıpkı tarihte olduğu gibi kurdukları medeniyetleri yıkmalarına izin verirler mi?
Dünyanın tekrar karanlık çağa geri dönmesine müsaade ederler mi?
ASLA ETMEZLER!
Çok yakın bir zamanda tüm mültecilere kontrol edilebilmek için ÇİP takmaya başlarlarsa hiç şaşırmayacağım.
Medeni toplumlarda uymaları gereken kurallara uymayı öğrene kadar hepsi kontrol altında tutulacaklar. Tıpkı Çin’de uygulanmaya başlandığı gibi vatandaşlık puanlarına göre devlet hizmetlerinden faydalanacaklar, bunu başaramazlarsa belki de imha edilecekler veya köle muamelesi görecekler.
Ve şunu de ekleyeyim, ülkeleri yangın yerine dönen her devlet bu uygulamaya koşarak imza atacak.
Şimdi çok ütopik gelen bu uygulamayı, çok yakında tecavüze gaspa saldırıya uğrayan her birey, huzur içinde yaşayabilmek için yüksek sesle yapılmasını talep edecek.
Kendi kurduğu ilkel düzenden rahatsız olup terk edenler, aynı düzeni gittikleri gelişmiş ülkelerde kurmak istemeleri kadar açıklanamaz bir durum yok çünkü…
Türkiye uçuyor diyenler de okur diye umuyorum bu yazımı!
Almanlar, Hitlerin uyguladığı katı politikalara inandığı için Almanya uçuyor zannediyordu Ruslar ta ki Berlin’e girene kadar. Benim ülkemdeki, bazı politik tv kanallarını izleye izleye Türkiye uçuyor zanneden, mülteci sorunumuzun olmadığını iddia eden ve buna ölümüne inanan insanlar var ve üstelik seni de buna ikna etmeye çalışıyorlar.
Beyin kontrolünü yitirmiş insanlar için çözümü teknolojik şirketler sağlayacak ve buna da kendileri neden olacak. Çünkü sağlıklı birey sorgular, araştırır. Körü körüne inanç insanlığın devamlılığını sağlayamaz, gelişimini engeller, köleleştirir.
Eskiden dinler aracılığıyla iyi insan olmak empoze ediliyordu. Dinler yavaş yavaş etkisini yitirince yerini başka kontrol mekanizmaları alacak insanlığın sağlıklı gelişiminin devamlılığı teknoloji sayesinde sağlanacak.
Teknolojik hamleler de başarı sağlayamazsa yeni bir Nuh tufanı yaşanır, her şey sıfırlanır ve dünya üzerinde düzen yeniden başlatılır.
Bunu kim mi yapar?
YUKARI BAKIN!