Seçimlere daha birkaç ay var fakat kulisler fena hareketli…
Yine bir seçim zamanı, yine kendini koltuklara layık gören birçok boş insanın hırsları, oyunları, dedikoduları…
İlk kez seçimleri dışardan izleme zamanım oldu. Daha önceki dönemlerde siyasetin de içinde olduğum için bu kadar net göremiyordum olayları, ne zaman ki uzaklaştım işte o zaman büyük resmi çok net bir şekilde görebildim.
Hiç parti ayırmadan söyleyeyim, hepsinin tek ortak özelliği; özellikle yerel seçimlerde meclis üyeliklerine başvuranların profilleri hep aynı.
Belediye meclisinde kararları onaylaması için itaatkâr el kaldıracaklar meclis üyesi yapılıyor. Bu kişiler yıllarca parti binasında oturmuş, saatlerini parti binasında geçirmiş, sadece ortada görünmüş kişiler. Yıllarca parti binasında boş boş vakit geçirince artık kendisinin olduğunu düşünüp o makamı hak ettiğine inanıyor ve gidip başvurusunu yapıyor.
Gerçekten meclis üyeliğine layık, liyakatli, birkaç kişi dışındakilerin büyük kısmı bu şekilde, bir baltaya sap olamamış, bir yerde tutunamamış bu kişiler ilçe yöneticilerinin paçasının dibinden ayrılmayarak bir koltuk kapma derdine düşüyorlar. Bu durum tüm partilerde aynı şekilde yaşanıyor.
Yıllarca siyaset hayatının içinde bulunduğum ilçe olan Beylikdüzü’nde Meclis üyeliklerine adaylık başvuruları yapanların adlarını duydukça bazılarının içi boş özgüvenlerine hayran kalıyorum.
Hadi meclis üyeliklerini geçtim, bir de kendini bu güzel ilçeye belediye başkanı olacak kadar layık gören bazı isimler var ki cahil özgüvenlerini ayakta alkışlıyorum. Bir tane fikir üretemez, ilçeye vizyon katamaz, üç harfli marketlere dahi müdür yapılamayacak kişi, sırf Ekrem İmamoğlu’nun akrabası diye, birkaç yıl da İl yönetiminde bulunmuş diye kendini bir anda belediye başkanlığına layık görebiliyor.
Şimdi seslenmek istiyorum tüm bu aday adaylarına;
Ey aday adayları, bir aynadan kendine bakıp da sordun mu, sen o koltuğa layık mısın?
Ne yaptın da ya da hangi başarın var da kendini o koltuğa layık gördün?
Hadi koltuğa oturdun, o koltuğa layık olmak için ne yapmayı planlıyorsun?
Ya şu soruları sorun bir kendinize, sırf hava olsun diye gidip başvuru yapmak nedir?
Tekkeyi bekleyen çorbayı içer, mottosundan vazgeçin artık!
Parti binalarında gece gündüz oturdunuz diye hemen koltuklara mı layık gördünüz kendinizi?
Eğitiminiz nedir, vizyonunuz nedir, çapınız nedir, donanımınız nedir, artılarınız nedir, sordunuz mu kendinize?
Bunlar olmadan o koltuklara oturmayı nasıl hak görüyorsunuz kendinize?
Bu ülke hadsizlerin hadlerini aşan davranışları, istekleri ve kaptıkları koltukları boş yere işgal etmeleri yüzünden bir adım ileriye gidemedi, gidemez de…
Gelip geleceğimiz nokta 100 yılda ancak bu kadar olabildi.
Plansız şehirler kendi kaosu içinde yuvarlanıp gidiyor.
Geçen sene seçimlerde 2 isim vardı ki onları milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisinde gördüm ya, yerin dibine girsin bu adayları seçen düzeniniz dedim.
Şimdi yine seçimler var ve markete müdür yapmayacağımız kişilerin belediye başkanı olmak istediklerini seyrediyoruz. Birçok özgüvenli cahillerin de meclis üyeliklerini doldurduklarını göreceğiz. Gerçek hak edenler ise, bu özgüvenli cahiller gibi arsız ve hadsiz olamadıkları için yine hak ettikleri yerlere ulaşamayacaklar.
Ve bu kısır döngüyü sürekli yaşadık yaşamaya da devam edeceğiz…
Bu arada yerel seçim sonucunu yazdım fakat yerel seçimlerin yapıldığı gün yazıyı yayınlamasını istedim gazete editöründen…
Yerel seçim sonucu da belli…
Oyuncuların değiştiği, oyunun hiç değişmediği bu filmi tekrar tekrar tekrar izleyelim…
Yeni baştan, yerinde tespitler. Emeğin için teşekkür ederim.