• İletişim: info@guncelkadin.com.tr
Güncel Kadın
  • Anasayfa
  • Güncel Haberler
  • İş Dünyası
  • Ekonomi
  • Moda
  • Güzellik
  • Sağlık
  • Yaşam
  • Sanat
  • Röportaj
No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Güncel Haberler
  • İş Dünyası
  • Ekonomi
  • Moda
  • Güzellik
  • Sağlık
  • Yaşam
  • Sanat
  • Röportaj
No Result
View All Result
Güncel Kadın
No Result
View All Result
Home Yazarlar

Semah Tuğsel: Erguvan yalnızlığı

Semah Tugsel by Semah Tugsel
28 Aralık 2021
in Yazarlar
0
Semah Tuğsel: Çiçek dürbünü
0
SHARES
13
VIEWS
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsapp PaylaşLinkedin'de PaylaşPaylaşPaylaş

Baharın ilk ılık, güneşli günlerinden birinde, vapurla Beşiktaş’tan Hisara doğru seyrederseniz; Boğazın kıyılarında bin bir çeşit yeşilinin içinde pembeden mora çalan erguvan çiçeklerini görürsünüz.

Erguvan; İstanbul’un bahar rengidir.

Baharı müjdeleyen o büyülü rengiyle, yamacın yeşil örtüsünün üstüne sanki bir ressam fırçasından çıkmış lekeler gibi tek, tek parlarlar.

İstanbulludur Erguvan ağacı ve yalnızdır. Tek başınadır. Benim evimin arkasında da yalnız bir Erguvan ağacı var. Şanslıyım, onu görmek için Boğaza gitmem gerekmiyor.

Osmanlı döneminde, şenlikler düzenlenirmiş o büyülü, pembe, yalnız ağaç için. Keşke şimdi de olsa o şenlikler.

Ben bir kadın tanıdım; hem de çok yakından.

Tanıştığımızdan bu yana, dudaklarında ve tırnaklarında Erguvan pembesinden başka bir renk görmedim.

Güzel, çok güzel ve yalnız bir kadın.  Adına, bir semtinin güzeli denirmiş genç kızlığında. Sokağa çıktığında, cumbalara doluşurmuş herkes, görmek için.

Doğumum Cumhuriyet’le aynı, demişti bana. Boğazda yüzmüş, bir deniz aşığı. ( İstanbullu olup da denize aşık olmayan var mıdır acaba?)

Patenle gidermiş okula, ekose pilili eteğiyle. 19 Mayıs törenlerinde, en ön sıraya koyarmış hep hocaları. 23 Nisanlarda bayrağı hep o taşırmış. En önde.

En sevdiği tahin helvası; “okula giderken tek yediğim şeydi” demişti bana.

Anneannesi; Gülendam Sultanmış. Abdülhamid’in hareminden. Hamile kalmış bir gün Gülendam Sultan. Ama nasıl bir kararsa, sarayda kalmak istememiş, karyolayı çekip düşürmüş çocuğu. Abdülhamid de anlamış, sarayda kalmak istemediğini ve Gülendam Sultanı, Mabeyincisine(padişahın dışarıyla olan ilişkilerine bakan, onun buyruklarını ilgililere ileten, dilekleri de padişaha ileten bir görevli)  vermiş, çeyiziyle birlikte. Sonra da adına şarkılar besteletmiş. “yürü Gülendam yürü, zülfün sürülsün” diye.

Yaşayacakları köşk de çeyizin bir parçasıymış. On odalı, duvarları stampalı,(el işi desenli baskıyla boyanmış) merdivenlerinde; kırmızı el dokuması halıları tutan pirinç çubuklar varmış. Uşak, seyis, hallaç odaları köşkün dışındaymış. İçi mücevherle dolu büyük bir bakır tepsi de varmış çeyizde.

Elmas kol düğmelerinde “kravat bağlanır” diye anlatmıştı.

  1. Dünya savaşında; her şeyin karneyle verildiği İstanbul’da, takas etmişler bir torba un ve şekerle.

Seyis ve uşak odaları çocukluğunun oyun odaları olmuş, abisiyle birlikte. Bir de abisi ona hiç bebek oynatmamış, ona üzülürdü. Hep gözlerini çıkartırmış bebeklerinin. Bir gün de kızıp, alnını ısırmış. Nasıl yaptığına hala şaşırırdı, “çocuk alnı gergin olur, nasıl ısırdı anlamadım” derdi.

Uşak, seyis, hallaç yokmuş artık köşkte ama bir dadıları varmış. Menekşe kalfa. Trablusgarp’ tan satın alınmış çocukken. Tüm bildiği akrabası; o köşkün hanımı, beyi ve çocukları. O kadar.

Bu hikâyede, en çok ilgimi çeken; annenin, bu siyah dadıya tüm otoriteyi devretmiş olması. “çok korkardık dadımdan” derdi. Ama Menekşe kalfanın, en çok ablasını sevmesine de için, için üzüldüğünü düşünüyorum. “ne de olsa ablam ilk çocuk, onu severdi” derken.

Çocuklar büyüyünce ayrılmak istemiş Menekşe kalfa, maaşlı bir işte çalışmak için. Cumartesi günleri gelirmiş, çalıştığı yerde izin günüymüş cumartesi. Evin küçük kızına da fıstıklı, Damak çikolata getirirmiş her seferinde. Ve evin babasını yanında bir kere bile oturmamış.

Bu erguvanlı,  güzel kadını tanıyıp, bir de hikâyesini bilenler, isminin başına  “sultan” eklemişler. Çok da yakışmış bence.

“çocukken güzel değildim” dedi bir keresinde “sonradan serpildim”.

Aşklarını, daha doğrusu ona aşık olan, aşkından yataklara düşenleri anlatırdı. Ama bir tanesi vardı ki; senelerce evlenmeyip her gün aynı saatte aynı melodiyi, (lady be good) ıslıkla çalarak sokağa bakan cumbanın önünden geçen, Mahir i bir başka anlatırdı. Bazen bana “gir şu bilgisayara ara bakalım Mahir’i” derdi. Baktım ama bulamadım.

Bence Sultan, bir tek ona aşık olmuştu.

“ne çektimse babamdan çektim” derdi, sık sık. Doğruydu bence de. Erkeklere güvenmemeyi o kadar derinden işlemişti ki baba; gencecik ruhunu, erguvan renkli yalnız bir kadına dönüştürmüştü.

Erkek “kullanır”, kadın “kıskanır”.

Bildiğim kadarıyla kadın arkadaşı da yoktu.

Güzel olmanın, yalnızlıkla ödenen bir bedeliydi bu. Onun çizdiği empirme ve basma desenlerine baktığınızda bu ruhu hissetmemek imkânsız. Liseden sonra, Akademide desen kurslarına gitmiş sonrasında da Nazilli basma fabrikasına desinatör olarak çalışmaya başlamış. Bu genç desinatörün güzelliğinin methi şehirleri aşmış. Ve kendinden 24 yaş büyük ama kültürlü, saygın bir fabrika müdürüyle evlenmiş. Güvendeymiş artık. Aşk tan çok, güven ve saygıya dayalı bir ilişki. “ Evliyken bile talibim çıktı” derdi… Bekar zannetmişler, cumbada otururken görüp.

Öylece yaşayıp gitmiş. Bir kızı olmuş. Kocasının son günlerinde, bir gün bile şikâyet etmeden, sevgiyle yanında olmuş.

En kötü şartlarda, bile yakınmayı, şikâyet etmeyi, bezginliği bir yaşam tarzı olarak seçmeyi reddeden bir yalnızlık. Güzelliğinin; sadece ve sadece kendisine verdiği zarar ve de daha çok moralle, her yaşta beğenilmenin hazzıyla yaşadı.

Bu haz da ona yetti bence.

Hiçbir şeyden şikâyet ettiğini duymadım. Ama en sevdiği şarkı “ gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar”dı.

Onun gözlerini görmüş olsaydınız; benim gibi, o gözlerin içinde, hala aşık olmaya hazır, bir genç kız enerjisi görürdünüz, eminim.

Baharın müjdecisi, erguvanlı bir İstanbul Nisan’ı gibiydi gözleri.

Sonbaharın kışa döndüğü bu günlerde; onu düşünmek, yazmak, erguvan çiçeklerinin bahar kokularını getiriyor soluğuma.

Eminim sadece bana değil onu tanıyan herkese.

Sonuç olarak; çok özlüyorum onu, tüm erguvan pembelerinde.

 

 

 

 

 

 

 

Önceki Yazı

Esra Tanrıverdi: Adı Ümit

Sonraki Yazı

Bahar Zeynep: Döviz artışı, pandemi ve dış ticaret

Semah Tugsel

Semah Tugsel

Sonraki Yazı
Bahar Zeynep: Tam kapanma

Bahar Zeynep: Döviz artışı, pandemi ve dış ticaret

  • Popüler
  • Yorum
  • En Son
İstanbul’u Kanatları Altına Alan Ressam İrem Çamlıca : “İstanbul Yeri Göğü Altın Şehir”

İstanbul’u Kanatları Altına Alan Ressam İrem Çamlıca : “İstanbul Yeri Göğü Altın Şehir”

16 Mart 2022
Astroloji Yolculuğu: Yeraltı Dünyasının Hükümdarı Geri Hareketine Başlıyor

Astroloji Yolculuğu: Başak Stelyumlu Haller “Mükemmelliyetçilik”

17 Aralık 2021
Hande Ertekin : Hayat banada kolay değil dostum…   Ben güzelleştiriyorum bir Sezen şarkısı açıp…

Hande Ertekin : Hayat banada kolay değil dostum… Ben güzelleştiriyorum bir Sezen şarkısı açıp…

19 Ocak 2022
Prof. Dr. Şansın Tüzün ve Chanceartist ile “Tıp ve Müzik” /Röportaj Rengigül Ural

Prof. Dr. Şansın Tüzün ve Chanceartist ile “Tıp ve Müzik” /Röportaj Rengigül Ural

19 Ocak 2022
Ayşe Demir: DO-ra-to

Ayşe Demir: DO-ra-to

14
Uzman Psikolog Arzu Yıldırım’dan ilk roman “Kahve Kokulu Defter” okuyucuyla buluştu

Uzman Psikolog Arzu Yıldırım’dan ilk roman “Kahve Kokulu Defter” okuyucuyla buluştu

12
Aşkım Tan: Unutturamaz

Aşkım Tan: Unutturamaz

11
Çiğdem Erdik: Ormanda magazin turu

Çiğdem Erdik: Ormanda magazin turu

10
Merve Comart: KENDİME kaldım ben KENDİME

Merve Comart: KENDİME kaldım ben KENDİME

23 Mayıs 2022
Canan Ketenoğlu: Sensizlik

Canan Ketenoğlu: Travma sonrası stres bozukluğu ve başa çıkma teknikleri

23 Mayıs 2022
Kezban Yeşer Şampiyonada madalyaları topladı

Kezban Yeşer Şampiyonada madalyaları topladı

23 Mayıs 2022
Muğlalı Hazal Burun okçuluk yarışmasında dünya şampiyonu oldu

Muğlalı Hazal Burun okçuluk yarışmasında dünya şampiyonu oldu

23 Mayıs 2022

Son Yazılar

Merve Comart: KENDİME kaldım ben KENDİME

Merve Comart: KENDİME kaldım ben KENDİME

23 Mayıs 2022
Canan Ketenoğlu: Sensizlik

Canan Ketenoğlu: Travma sonrası stres bozukluğu ve başa çıkma teknikleri

23 Mayıs 2022
Kezban Yeşer Şampiyonada madalyaları topladı

Kezban Yeşer Şampiyonada madalyaları topladı

23 Mayıs 2022
Muğlalı Hazal Burun okçuluk yarışmasında dünya şampiyonu oldu

Muğlalı Hazal Burun okçuluk yarışmasında dünya şampiyonu oldu

23 Mayıs 2022
Güncel Kadın

Güncel Kadın

Sosyal Medya

Kategoriler

  • Ekonomi
  • Genel
  • Güncel Haberler
  • Güncel Sağlık
  • Güzellik
  • İş Dünyası
  • Moda
  • Röportaj
  • Sağlık
  • Sanat
  • Yaşam
  • Yazarlar

Son Haberler

Merve Comart: KENDİME kaldım ben KENDİME

Merve Comart: KENDİME kaldım ben KENDİME

23 Mayıs 2022
Canan Ketenoğlu: Sensizlik

Canan Ketenoğlu: Travma sonrası stres bozukluğu ve başa çıkma teknikleri

23 Mayıs 2022
  • İletişim: info@guncelkadin.com.tr

© 2021 Güncel Kadın. Tasarım Omega Web Tasarım.

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Güncel Haberler
  • İş Dünyası
  • Ekonomi
  • Moda
  • Güzellik
  • Sağlık
  • Yaşam
  • Sanat
  • Röportaj

© 2021 Güncel Kadın. Tasarım Omega Web Tasarım.