Peki ne oldu? Ayşe’nin hayatından endişe eden kız kardeşi Esra Tokyaz’ın karakola giderek ihbarda bulunması, kadınlara inanmayan, yaşadıkları şiddeti önemsiz gören, eski meslektaşları bir erkeği kollamayı bir kadının hayatından önemli gören polislerin yaklaşımı nedeniyle ciddiye alınmadı. Bu hikaye münferit değil. Mor Çatı’ya maruz kaldığı şiddet nedeniyle ulaşan pek çok kadının karakollarda benzer muameleye maruz kaldıkları için şikayet etmekten imtina ettiklerini biliyoruz. Şiddet uygulayanların bu durumdan güç aldıklarını, hatta kadınlara “istersen git şikayet et, bakalım ne olacak” diyerek bu durumu da bir şiddet aracı olarak kullandıklarını biliyoruz.
Ayşe kendisine şiddet uygulayan eski polis memuru Cemil Koç’u korktuğu için şikayet edemedi. Bu korku pek çok kadın için şiddetin bir sonucu olduğu kadar kendilerini koruyacak mekanizmaların işlemediğini düşünmeleri ve bu mekanizmalara güvenmemelerinden de kaynaklanıyor. Yine Mor Çatı’ya ulaşan kadınların deneyimlerinden biliyoruz ki şiddet uygulayan erkek bir polis olduğunda, kadınların şiddetten uzaklaşabilmesinin önündeki mevcut engeller katmerleniyor. Şiddet uygulayan erkek polis olduğunda, kadınlara kendilerini polise şikayet etmelerinin mümkün olmadığını söylüyor, buna rağmen gidip şikayette bulunmaya çalışan kadınlar ise caydırılmaya çalışılıyor. Esra Tokyaz kız kardeşinin hayatından endişe ederek karakola gittiğinde karakoldaki polis memurları can güvenliği tehdidini bir acil durum olarak almak şöyle dursun Ayşe’nin yetişkin olduğunu söyleyerek ihbarı ciddiye almadı. 6284 sayılı Kanun’u kardeşinin ihbarı üzerine uygulayabilecekken bilgi dahi vermediler. Üstüne Esra Tokyaz’ın ifadesini hakkında şikayetçi olduğu Cemil Koç ile paylaştılar. Bu göz göre göre ihmal sonucunda Ayşe hayatını kaybetti, peki ihmali bulunanlara ne olacak? Cemil Koç’a ne olacak? Hangi gerekçeyle ceza indirimi alacak, aldığı cezanın infazı nasıl olacak? Hangi ceza affıyla serbest kalacak? Tüm bu soruların yanıtını Pınar Gültekin’e işkence ederek öldüren Cemal Metin Avcı’nın aldığı cezayı bozan Yargıtay 1. Ceza Dairesi kararı ve daha nice adalete erişemeyen kadının öyküsünden biliyoruz.
Göz göre göre gelen kadın cinayetlerini önlemek, kadına yönelik erkek şiddetini ortadan kaldırmaya yönelik siyasi irade göstermekten geçiyor. Erkek şiddetinin temel kaynağı olan cinsiyet eşitsizliğini sonlandırmaya yönelik çalışarak şiddeti önlemek, kadınların ihtiyaçlarını ve şiddetin dinamiklerini anlayarak kadınları şiddetten korumak, şiddeti önlemekle yükümlü kurumların koordinasyon içinde çalışıp erkek şiddeti ile bütüncül mücadele etmesiyle, şiddet uygulayan erkekler ve kadın katillerinin adil yargılanması ile kadın cinayetlerini önlemek mümkün. Ayşe ve erkek şiddetine maruz kalan tüm kadınlar için adalet ancak kurumların sorumluluğunu kabul etmesi ve erkeklerin çıkarını değil kadınların haklarını gözeten bir sistem ile sağlanacak.
Kadınların adalete erişebilmesinin takipçisiyiz, bu düzene feminist dayanışmamızla direniyoruz.