“Kadına karşı şiddet toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin en acımasız ve vahşi sonucu ve suçtur.
Bu konuyu tüm dünyada gündeme getirmek ve farkındalık yaratmak için düzenlenen 25 Kasım
Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde ülkemizdeki tablo maalesef
çok üzücü ve acıdır. Bu yıl Türkiye’de şiddet sonucu hayatını kaybeden kadınların sayısı Ekim
ayı sonu itibarıyla 285 olmuştur.1
Tüm çabalara rağmen, kadınların temel insan haklarından yaşama hakkına yönelik saldırılara
karşı etkili bir mücadele verilememektedir. Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi ve
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un etkili
bir şekilde uygulanmaması bu alandaki mücadeleyi zaafa uğratmıştır.
Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER), kadın girişimciliğinin yaygınlaştırılmasının
yanı sıra kadının güçlendirilmesi ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi için yıllardır yoğun
çalışmalar yapan bir sivil toplum kuruluşudur. Bu kapsamda, konuyla ilgili görüş ve
önerilerimizi bir sorumluluk olarak kamuoyu ile paylaşıyoruz.
1. Türkiye’nin kadına yönelik şiddet alanında eylem planı hazırlıklarına ve uluslararası
kurumlar nezdinde hazırladığı devlet raporlarının hazırlık toplantılarına geniş katılımlı
kadın örgütlerinin temsili sağlanmalıdır. Bu planların uygulanması ve izlenmesi için
yeterli kaynak ayrılmalıdır. İzleme yapılarak sonuçlarının kamuoyuyla paylaşılması,
gerçekleştirilemeyen hedeflerle ilgili toplumu bilgilendirme yapılmalıdır.
2. Kadına yönelik şiddet olaylarında ne koşul altında olursa olsun uzlaştırma ya da
arabuluculuk kurumlarının kadına karşı şiddetin önlenmesinde uzun vadeli bir sonuç
vermeyeceğini düşünüyoruz.
3. KADES başvurularında sorunun kaynağını anlamak ve çözüm getirebilmek için kadına
yönelik şiddet olaylarında cinsiyet, yaş, şiddet tipi ve sıklığı, failin şiddete maruz kalan
ile ilişkisi, coğrafi konum ve engellilik gibi ölçütlere göre ayrıştırılmış veri toplanmasının
gerekliliğine inanıyoruz.
1
https://kadincinayetlerinidurduracagiz.net/etiket?kelime=%20kadın%20cinayeti
Büyükdere Cad. No: 199 Levent 199, Kat:10 34394 Şişli – İstanbul Türkiye
Tel: +90 212 266 82 61 Fax: +90 212 266 82 65 www.kagider.org
4. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararından geri dönülmelidir. O zamana kadar da
uygulamada İstanbul Sözleşmesi’nin içeriğinden vazgeçilmemelidir.
5. Kadınlara Karşı Şiddet ve Ev İçi Şiddete Karşı Uzman Eylem Grubu GREVIO’nun
konuyla ilgili önerileri dikkate alınmalıdır.
6. Birleşmiş Milletler düzeyindeki 9 temel insan hakları sözleşmesinden biri olan Kadına
Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi CEDAW’ın 35 numaralı
Genel Tavsiye Kararı dikkate alınmalı ve etkili bir biçimde uygulanmalıdır. Bu karar
kadınlara yönelik şiddeti önlemenin devletler açısından uluslararası bir hukuk normu
olarak kabul edildiğini belirtmekte ve kadınlara yönelik toplumsal cinsiyete dayalı
şiddetin, bazı durumlarda işkence kabul edilmesi ve doğurganlık haklarına yönelik
kısıtlamaların da kadınlara yönelik şiddet olarak kabul edilmesi gibi farklılıkları ortaya
koymaktadır.
7. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’nun 190 No’lu Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’nin
onaylanması ülkemizde bundan sonraki süreçte kadına karşı şiddetle mücadele için
gereklidir.
8. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un
güçlendirilmesi, etkili bir biçimde uygulanması ve ilgili tüm tarafların belirli bir program
dahilinde, kararlı, sistemli ve eşgüdümlü müdahale ve mücadelesine ihtiyaç vardır.
Kadına karşı şiddet bir insanlık suçudur ve ağır bir şekilde cezalandırılması gerekir. Ancak bu
yeterli değildir. Şiddeti önlemek için verilen mücadele çok yönlü olmak zorundadır. Bunun
temelinde toplumsal cinsiyet eşitsizliğini pekiştiren ve kadına karşı şiddeti teşvik eden kültür
ve değerlerle mücadele yer almaktadır. Bu kültür yok edilmeli, toplumsal cinsiyet eşitliği
konusunda toplumdaki farkındalık ve bilinç geliştirilmelidir.
Kadının hayatın her alanında güçlendirilmesi yine bu mücadelenin temel eksenlerinden biridir.
Eğitimde, istihdamda, siyasi, ekonomik ve kültürel alanlarda kadınlara fırsat eşitliği
sağlanmalıdır. Kadınların ve kız çocuklarının geleceğe dönük olarak ekonomik ve sosyal
açılardan güçlendirilmesi, dijitalleşme, yeşil gündem ve küresel tehditlerle mücadele
politikalarında ve her aşamada toplumsal cinsiyete dayalı bütçeleme gerekmektedir.
Kalkınma planlarında temel prensip olarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin uygulanması ve
kalkınma stratejilerinde gerek nitelikli gerekse nicelikli hedeflerle ilişkilendirilmesi yararlı
olacaktır. Okul öncesi eğitimin güçlendirilmesi, kreş ve bakım hizmetlerinin desteklenerek
yaygınlaştırılması kadınların istihdama katılımı açısından büyük önem taşımaktadır. Finansal
ve para politikalarında, orta ve uzun vadeli planlamalarda toplumsal cinsiyet göz önüne
alınarak tasarı ve hazırlıkların yapılması gerekmektir.
Nüfusunun yarısını oluşturan kadınları kalkınma sürecine eşit koşullarda ekonomiye
katmadan ve başta yaşama hakkı olmak üzere onların temel haklarını güvence altına almadan
Türkiye ekonomik, siyasi ve sosyal açıdan dünyada hak ettiği konumu elde edemeyecektir.
Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Mustafa Kemal Atatürk’ün vizyonu, kadın haklarını bazı Avrupa
ülkelerinden bile daha önce ülkemizdeki kadınlara sunmuştur. Bugün bizlere düşen görev bu
hakların tam olarak uygulanmasını sağlamak ve toplumsal cinsiyet eşitliğini her alanda hayata
geçirmektir. Bu hedefe ulaşmak, kadına karşı şiddete indirilen en ağır darbe olacaktır.
KAGİDER bu doğrultuda kararlılıkla çalışmaya devam edecektir.