“Avrupa’da Bir Hayalet Geziyor”
Marx ve Engels 1848 yılında Komünist Manfesto’yu yazdıktan sonra Avrupa’da egemenler iktidarlarını kaybetme korkusuna kapılarak “Avrupa’da Bir Hayalet Geziyor” derler
1818-1883 yılları arasında yaşamış Yahudi kökenli bir Alman olan Karl Marx; sosyalist kuramcı, filozof, devrimci, politik ekonomist gibi pek çok nitelikte anılmaktadır. Kısaca özetlemek gerekirse Marx’ın toplum, ekonomi, siyaset hakkındaki teorileri yani Marksizm, insan toplumlarının sınıf savaşının, üretimi kontrol eden yönetici sınıf ile üretim için gerekli emeği ortaya koyan mülksüz emekçi sınıf arasında çatışma doğrultusunda geliştiğini savunmaktadır. Marx, devletlerin yönetici sınıf tarafından idare edildiğini ve devletin ortak kamu çıkarı adına hareket eder gibi yapmasına rağmen yönetici sınıfın çıkarları doğrultusunda yönetildiğini düşünmektedir. Marx kapitalizmin kendi yıkımına ve yeni bir sistem olan sosyalizmin onun yerini almasına neden olacak iç gerilimler ürettiğini öngörmektedir. Marx, kapitalizmin içinde burjuvazi ve proletarya arasında ortaya çıkan sınıf çelişkilerinin, çalışan sınıfın siyasi zaferi ve bunun sonucunda kurulacak sınıfsız bir toplum olan komünizmin, özgür üreticiler birliği tarafından yönetilen bir toplumun ortaya çıkacağını iddia etmektedir. Bunun gerçekleşmesi için de sürekli devrim hareketinin yürütülmek zorunda olduğunu savunmuştur.
Kısaca Marx ve Marksizm’den bahsettikten sonra, Marx günümüz koşullarında hala geçerliliğini koruyan ve hayatımıza ışık tutan derlediğim aforizmalarını paylaşmak istiyorum. Kısa, özlü sözleri ile Marx’ın dünyayı algılayışına dair değerli ipuçları bulacağınıza ve sizlere yol gösterici olacağına inanıyorum.
AFORİZMALAR:
- İnsan doğaya ne kadar yabancılaşırsa o kadar toplumsallaşır, ne kadar toplumsallaşırsa da o kadar kendine yabancılaşır.
- Kadının erkeğin egemenliğinden kurtuluş derecesi özgürlüğün en temel göstergesidir.
- Din bastırılmış varlığın müşahedesi, kalpsiz bir dünyanın kalbidir, tıpkı ruhsuz bir dünyanın ruhu olduğu gibi. Din insanın afyonudur… Dinin ortadan kaldırılması, insanların gerçek mutluluğu için gerekli olan aldatıcı bir mutluluk gibidir.
- Tıpkı bir dinde insanın kendi beyninin ürünü olan şeylerin yönetimine girmesi gibi, kapitalist üretimde de insanoğlu, kendi elinden çıkma ürünler tarafından yönetilir.
- Emek gücü mükemmel bir metadır.
- Toplumsal reformlar asla güçlünün zayıflığından ötürü değil her zaman zayıfın gücünden ötürü gerçekleşir.
- İnsanların varlığını belirleyen onların bilinçleri değildir, tersine insanların bilinçlerini belirleyen onların varlıklarıdır.
- Katı olan her şey buharlaşıyor, kutsal olan her şey dünyevileşiyor ve en sonunda insanlar yaşamın gerçek koşullarıyla ve diğer insanlarla ilişkileriyle yüzleşmeye zorlanıyor. Modern burjuva toplumu, böylesine kudretli üretim ve mübadele araçlarını bir araya getirmiş olan bu toplum, yer altı güçlerini kontrol edemez bir büyücüye benziyor.
- Özgürlük; köleler için değil, köle olduğunu bilenler içindir.
- Tüccarların çıkarı, genellikle halkı aldatmak ve ezmekle gerçekleşir.
- Özel mülkiyete son vermek istememiz karşısında dehşete kapılıyorsunuz. Oysa sizin bugünkü toplumunuzda, özel mülkiyet halkın onda dokuzu için daha şimdiden yok edilmiş bulunuyor; özel mülkiyetin bir avuç insan için var olmasının tek nedeni, o onda dokuz için hiç var olmamasıdır.
- İnsanın kendi doğasına yabancılaşması, kapitalist toplumun en temel kötülüğüdür.
- Sen yolundan şaşma, bırak ne derlerse desinler.
- Din, insan kendi çevresinde dönmediği sürece insanın çevresinde dönen hayali bir güneştir.
- İnsan her gün 24 saat ölür.
- Dünyayı anlamak yetmez, onu değiştirmek gerekir.
- Cehalet ayrıcalıklı sınıfın ustaca kullandığı bir silahtır.
- Bütün devlet biçimleri demokrasiyi doğru bellemiştir. Demokratik olmadıkları için de bütünüyle yanlışlardır.
- Bir ulus aynı zamanda başka ulusları ezmeyi sürdürerek özgür olamaz.
- Bizler köle değiliz.
- Komünistlerin teorisi tek bir cümlede toplanabilir. Özel mülkiyetin lağvedilmesi.
- Lanetlenmeyi göze almayan bir insan hiçbir şey yapamaz.
- Görünen gerçek olsaydı bilime gerek kalmazdı.
- Para, insanın varlığının ve emeğinin yabancılaşmış özüdür ve bu yabancı öz, insanı tahakküm altına alır ve insan ona tapar.
- Toplumlar üstesinden gelemeyecekleri sorunları gündeme getirmezler.
- Nesneler dünyasındaki değer artışı, insanlar dünyasındaki değer düşüşü ile doğru orantılıdır.
- Doğru bildiğin yolda ilerle, kim ne derse desin,” normal” olduğu söylenen her şeye kuşku ile yaklaş.
- Para dediğin çaba ve emeğin rakamlarla gösterildiği kâğıt ve metadır.
- Zaman içinde para, metalar gibi insanları da değerlerini belirleyen herkesin üzerinde bir güç gibi görünmeye başlar. Para, artık Tanrı gibidir.
- Zaman, her şey; insan hiçbir şeydir. İnsan olsa olsa zamanın enkazıdır.
- Cehenneme giden yol iyi niyet taşları ile döşelidir.
- Emekçi kadınlar katılmadan devrim olmaz! Devrim olmadan emekçi kadınlar kurtulamaz.
- Düşmanını tanıyıp kendini tanırsın, yol kendiliğinden açılır.
- Cimri aklını kaçırmış bir kapitalisttir; kapitalist ise aklı başında bir cimri.
- Emek insanın hareket halindeki mülkiyetidir.
- Kapitalizm gölgesini satamadığı ağacı keser.
- Lüks doğal gereksinimin zıddıdır.
- Eğer sevgi üretmiyorsa yüreğiniz, o zaman başarılı bir üretici değilsiniz.
- Bir kimsenin özgür olarak gelişmesi, herkesin özgür olarak gelişmesinin şartıdır.
- Metalar dünyası büyüdükçe, insanlar dünyası küçülür.
- Çalışanın eline bir şey geçmiyor, eline bir şey geçenlerse çalışmıyor.
- Düşünce özgürlüğü, “düşünceyi yaymak hakkını” da kapsar ve bu, “tehlikeli” sayılmaz. Bir düşüncenin iç dünyada kalışının kabul edildiği bir sistemde düşünce özgürlüğünden söz edilemez.
- Toplumun kökeninde yatan ahlak değil emek ve doğadır.
- Olduğu yerde donup kalmış koşulları, kendi şarkıları eşliğinde dans etmeye zorlamalıyız.
- Ölesiye çalışarak kazanma hırsı, başarı güdüsü ve sahip olma tutkusu ekonomik etkinlikleri insan yaşamının ana hedefi ve yaşam amacı haline getirerek insanın doğal yaşamdan ve ahlaki değerlerden uzaklaşmasına neden olur.
- Düşünce özgürlüğü “düşünceyi yaymak” hakkını da kapsıyor ve bu “tehlikeli” sayılmaz. Bir düşüncenin iç dünyada kalmasının kabul edildiği bir sistemde düşünce özgürlüğünden söz edilemez.