Hatay’dan Malatya’ya kadar yıkıldık…
Büyük yanlışlıklar var, herkesin içi yanıyor.
Gidil(e)meyen köyler, ulaşıl(a)mayan canlar…
İnsanlar, can dostlarımız hayvanlar…
Yine organizasyonsuzluk, yine beceriksizlik ve sessiz kalan yetkililer…
Bardakları çoktan taşıran damlalar, bir milletin Umman olan gözyaşı, yeri göğü inleten feryadı, isyanı ve ahı!
Kırılan dökülen kalpler, yok olan yuvalar, kaybolan köyler ve kentler…
Soruyorum:
“Hastanenin olmadığı yerde hastane olan, doktorun olmadığı hastanede doktor olan, okulun olmadığı yerde yerde okul olan, öğretmenin olmadığı okulda öğretmen olan, ulaşımın kapalı olduğu yerlerde vasıta olan, kısacası milletine cankurtaran olan ASKER’imiz nerede?”
Geçmişte afet bölgelerinde çadırlar kuran, sıcak yemek dağıtan bir KIZILAY vardı.
Çadırlar kuran, yemek dağıtan KIZILAY’ı gören var mı?
Bugün sadece TÜRGEV’e ve Cemaatlere yardım eden otellere et bağışlayan KIZILAY’ınız nerede?
Yıkılan hastanelere ve altında can veren hastalara rağmen tek söz etmeyen Sağlık Bakanı nerede?
2021 sonu itibarıyla toplanan 37 milyon dolar DEPREM VERGİSİ nerede?
İhtiyaç akçesi nerede?
Var olan ve en acil sadece okunan Sela mı?
Gün, “Valilik – Belediyecilik çatışması” günü değildir.
Gün, “AKP, MHP, Altılı Masa’nın çatışma” günü değildir.
Gün, yerin altındaki her can için “BİRLİK, TEK YÜREK” olma günüdür.
Oysa görüyorum ki yine kaos, yine yağma yine talan…
“Talan Ekonomisi”nden “Üretim Ekonomisi”ne geçemeyen devletler güçlerini yitirdiklerinde yıkılmaya mahkum olurlar.
Çıkartılan her imar affı, “taammüden (tasarlayarak) insan öldürmektir”.
İskambilden evler yapan müteahhitler nerede?
330 bin müteahhit var Türkiye’de.
Almanya’da 3 bin 500,
Avrupa’da 25 bin,
Bizde ise 330 bin müteahhit var!
Her konuda sonuncuyuz, müteahhit sayısında ise dünya birincisiyiz!
Türkiye’de müteahhit olmak için hiçbir şart aranmıyor.
Fırıncısı, kuyumcusu, mobilyacısı, oto galericisi hatta tavernacısı müteahhit bu ülkede.
Herkes müteahhit olunca binalar da “üc oda bir tabut” oluyor doğal olarak.
Unutmayın ki yerin altındaki siyah ya da beyaz, zengin ya da fakir, etnik veya siyasi bir kimlik değil, sadece bir CAN’dır.
Biz yıkıldık ey HALKIM, “Geçmiş Olsun” demekle GEÇMİYOR!
“Uyuduğumuz yataktan, içtiğimiz sıcak çorbadan, ısındığımız evimizden, sevdiklerimi yanımda gôrebilmekten utanıyorum…”
askimtan@yahoo.com
