• İletişim: info@guncelkadin.com.tr
Güncel Kadın
  • Anasayfa
  • Güncel Haberler
  • İş Dünyası
  • Ekonomi
  • Moda
  • Güzellik
  • Sağlık
  • Yaşam
  • Sanat
  • Röportaj
No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Güncel Haberler
  • İş Dünyası
  • Ekonomi
  • Moda
  • Güzellik
  • Sağlık
  • Yaşam
  • Sanat
  • Röportaj
No Result
View All Result
Güncel Kadın
No Result
View All Result

Aşkım Tan: Merhamet Dersi

Aşkım Tan by Aşkım Tan
26 Temmuz 2024
in Yazarlar
0
Aşkım Tan: Merhamet Dersi
0
SHARES
219
VIEWS
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsapp PaylaşLinkedin'de PaylaşPaylaşPaylaş

Komisyonda kabul edilen sokak hayvanları yasası hakkında söz söyleme sırası hayvanları doğanın bir parçası ve vazgeçilmez bir unsuru olarak gören vatandaşlarda.

Aklı başında olan herkesin bildiği gibi, “sağlıklı bir çevre ancak hayvanların varlıklarının kabul edildiği ve yaşam sürdürdükleri bir ortamda sağlanabilir”.

Kutuplardan en sıcak bölgelere kadar yeryüzünde hayvanların varlığı ve hayvan gücü çok önemli bir etkendir.

İnsan-doğa ilişkisinde insan merkezli yaklaşımlar özellikle II.Dünya Savaşı’ndan sonra çevre sorunları ve ekolojik kriz olarak ortaya çıkmıştır ve günümüzün başlıca gündemleri haline gelmiştir.

İnsanın hem yapan hem yıkan bir varlık olması, insan merkezci yaklaşımı nedeniyle tüm etik, ahlak ve hak kavramlarından uzak, doğaya zalimce davranışını ortaya koymaktadır.

Günümüzde ise her türlü hayvan varlığımız bilinçli ve bilinçsizce yok edilmektedir.

Diğer yanda ise derin ekoloji, tüm yaşam biçimlerini birbiri için eşitleyen bir kavramdan şöyle söz etmektedir:

“İnsan, yaşamak ve yaşamaya bırakmak zorundadır.”

Bu görüşe göre, insan da sistemin bir parçası olarak değerlendirilmeli ve “evrenin ekolojisi’ni değiştirme haklarının olmadığı” bilinmeli, insan zevkleri öncelikli olmamalıdır.

Kısacası insanlar olduğu gibi hayvanlar da doğanın bir parçasıdır ve insanlar doğaya karşı ya da ondan üstün olamazlar.

Yine derin ekoloji felsefesinde her canlının yaşam hakkı vardır.

Doğanın tahrip edilerek oluşturulan kentlerde, insanlarla birlikte yaşamaya alışmış hayvanların da kentlerde yaşamaya hakları vardır. Hayvanların bir ekolojik denge içerisinde barınma hakları bulunduğu gibi yaşamsal gereksinimlerini karşılamak dışında insanların bu zenginliği ve çeşitliliği azaltmaya kesinlikle hakları yoktur.

İnsan–hayvan ilişkisinin tarihine bakıldığında, İngiltere ve Galler’de pek çok hayvanın durumunun düzeltilmesi için ilk pozitif çabalar hayvanların korunması konusunda gelen davalar yoluyla başlamıştır.

Hayvanlarla ilgili olarak 1885’te Ren’de balık avcılığına ilişkin düzenlemeler, 1900’de Afrika’da balık, kuş ve vahşi hayvanların korunmasına ilişkin sözleşme, 1902’de ziraate faydalı kuşların korunmasına ilişkin sözleşme, 1911’de fok balığının korunmasına ilişkin sözleşme gibi düzenlemeler yapılmış, iki dünya savaşı arasında ise bu türden sorunlar dünya gündeminde önemli bir yer tutmamıştır.

Buna rağmen 1922’de uluslararası kuşları koruma komisyonu kurulmuş, 1931’de Balina sözleşmesi, 1933’te Afrika’daki hayvan ve bitki varlığının kendi ortamlarında korunmasına ilişkin sözleşme ile 1940 yılında Batı yarımkürede tabiat ve vahşi hayvanatın korunmasına ilişkin sözleşme imzalanmıştır. 1945’ten günümüze kadar ise Birleşmiş Milletler bünyesindeki bazı kuruluşlar ve sivil toplum örgütlerinin önemli çalışmaları olmuş ve halen de olmaktadır.

Göz ardı edilmemelidir ki hayvanlar da düşünür, hisseder, acı çekerler.

Dünyanın en gelişmiş yaratığı, en yetkilisi insan olduğuna göre; insan, yetkinin getirdiği hak ve sorumluluk ile diğer hayvanları da korumak zorundadır.

Özetle, canlıların yaşama hakkı ölçülemeyen bir evrensel haktır. Yaşayan hiçbir türün belirli yaşama ve gelişme hakkına diğer herhangi bir türden daha fazla sahip değildir.

Sınırlarını bir şekilde belirlediğimiz hatta onlara isimler koyduğumuz şehirler sadece insanların yaşam alanı değildir ve bu alanlar insanlar gelmeden önce başka canlılara aitken şimdi teknolojilerin varlığı güçlenen insanların diğer canlılarla aynı mekanları paylaşma konusunda saygı göstermesi gerekmektedir.

Yaşam alanları tüm yaşam hakları içindir. İnsan, doğa ile birlikte var olduğuna göre doğa ile birlikte yaşamasını da öğrenmelidir.

Sokak hayvanları sokaklarda yaşayan, sokaklarda doğmuş büyümüş veya sahipleri tarafından sokağa atılmış, sokakta yaşamak zorunda bırakılan hayvanlardır.

Kültürümüze bakacak olursak, Osmanlı Devleti’nde hayvanların bakımı ve korunmasına ilişkin uygulamalara büyük bir önem verilmiştir. Özellikle toplumsal dokunun bir parçası olarak kabul edilen sokak hayvanlarının beslenmeleri için vakıflar kurulmuş, vasiyetnameler düzenlenmiştir.

Doğa ve hayvanlara gösterilen nezaket, Osmanlı mimarisinde de yerini bulmuştur. Cami, medrese ve sarayların en çok güneş alan ve rüzgardan korunan yerleri seçilerek, buralara “Kuş Köşkü” denilen taş ya da ahşaptan barınaklar yapılmıştır.

Yolu İstanbul’a düşen birçok batılı seyyahı şaşırtan hatta şoka uğratan şey, şehir sokaklarında dolaşan köpek sürülerinin görünüşünden çok onlarla halk arasındaki ilişkilerdir.

Jean Thevenot 18.’ın Y.Y ortasında Voyage Levant’ta şöyle yazmıştı:

“Türklerden kimileri ölürken her hafta şu kadar kez şu kadar köpek, şu kadar kedi beslensin diye büyük servetler bırakırlar, sadakaları dağıtsın diye fırıncılara, kasaplara para verirler, bu da sadakatle, titizlikle yerine getirilir. Her gün birtakım adamların ellerinde etlerle kedileri ya da köpekleri çağırmasını seyretmek çok keyiflidir. Hayvanlar etraflarını sarınca da etleri parça parça dağıtırlar. Burada Türklerin hayvanlara işlediği hayırlara yüz örnek verebilirdim ki bunlar bize çok gülünç gelir; tepeden tırnağa örtülü pek çok insanın bir sokakta, yeni yavrulamış bir köpeğin başında durduklarını, üzerine basmasınlar diye hep birlikte taş toplayıp etrafında bir duvarcık ördüğünü ve böyle şeyler yapan nicelerini gördüm, ama okuru bu ipe sapa gelmez işlerle sıkmaya niyeti yok”.

Günümüzde ise kentlerimizde yaşayan sokak hayvanları popülasyonunu belirli bir oranda tutmak için en uygun yöntem kısırlaştırmadır.

Toplum olarak canlıların ve özellikle hayvanların korunmasına özen gösterilmeli ve çocuklarımız bu şuurla eğitilerek yetiştirilmelidir.

Hayvan hakları, insan haklarının ayrılmaz bir parçası ve onun tamamlayıcısıdır.

Hayvanları öldürmek, ölüm kamplarına terk etmek, zehirlemek onların yaşam haklarını ellerinden almak insanların karar veremeyeceği bir durumdur.

“Merhamet” ise ders alınmayacak kadar değerli bir duygudur.   Ya vardır ya da yoktur.

askimtan@gmail.com

Önceki Yazı

91 ülkedeki patili dostların maması Türkiye’den

Sonraki Yazı

Vegan Cilt Bakım Ürünleri ile Cildinizi Koruyun

Aşkım Tan

Aşkım Tan

Sonraki Yazı
Vegan Cilt Bakım Ürünleri ile Cildinizi Koruyun

Vegan Cilt Bakım Ürünleri ile Cildinizi Koruyun

Plugin Install : Widget Tab Post needs JNews - View Counter to be installed
  • Popüler
  • Yorum
  • En Son
Semra Kosovalı: Seçim sonucu ve gelecek

Semra Kosovalı: Seçim sonucu ve gelecek

21 Kasım 2024
İstanbul’u Kanatları Altına Alan Ressam İrem Çamlıca : “İstanbul Yeri Göğü Altın Şehir”

İstanbul’u Kanatları Altına Alan Ressam İrem Çamlıca : “İstanbul Yeri Göğü Altın Şehir”

4 Eylül 2024
Astroloji Yolculuğu: Gökyüzünden Haberler 18-24 Kasım 2024 (Ankara Saatine Göre)

Astroloji Yolculuğu: Gökyüzünden Haberler 2024’de Burçları Neler Bekliyor?

8 Ocak 2025
Sizi Daha Genç Gösterecek Saç Renkleri

Sizi Daha Genç Gösterecek Saç Renkleri

22 Ocak 2024
Semra Kosovalı: Seçim sonucu ve gelecek

Semra Kosovalı: Seçim sonucu ve gelecek

0
Duygu Şengül: Türkiye’de kadının var olma sorunu

Duygu Şengül : Duygu’sal Aforizmalar

0
Ayşe Demir: DO-ra-to

Ayşe Demir: DO-ra-to

0
Buket Keskinol: Toprak Ana Gaia

Buket Keskinol : İskenderunlu olmak

0
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu : “Vücudunuza kene yapışmışsa zarar vermeyin!”

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu : “Vücudunuza kene yapışmışsa zarar vermeyin!”

3 Temmuz 2025
Psikolog Fulya Arzu Beyribey : “Gençlerin dilinden anlayamıyorum diyenler için 20 Z kuşağı jargonu”

Psikolog Fulya Arzu Beyribey : “Gençlerin dilinden anlayamıyorum diyenler için 20 Z kuşağı jargonu”

3 Temmuz 2025
Semra Kosovalı: Türkiye yüzyılında sustuk!

Semra Kosovalı: Türkiye yüzyılında sustuk!

3 Temmuz 2025
Efes Deneyim Müzesi’nden sonra bu yıl da Ayasofya Tarih ve Deneyim Müzesi, “Yılın En İyi Müzesi” ödülüne layık görüldü

Efes Deneyim Müzesi’nden sonra bu yıl da Ayasofya Tarih ve Deneyim Müzesi, “Yılın En İyi Müzesi” ödülüne layık görüldü

2 Temmuz 2025

Son Yazılar

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu : “Vücudunuza kene yapışmışsa zarar vermeyin!”

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu : “Vücudunuza kene yapışmışsa zarar vermeyin!”

3 Temmuz 2025
Psikolog Fulya Arzu Beyribey : “Gençlerin dilinden anlayamıyorum diyenler için 20 Z kuşağı jargonu”

Psikolog Fulya Arzu Beyribey : “Gençlerin dilinden anlayamıyorum diyenler için 20 Z kuşağı jargonu”

3 Temmuz 2025
Semra Kosovalı: Türkiye yüzyılında sustuk!

Semra Kosovalı: Türkiye yüzyılında sustuk!

3 Temmuz 2025
Efes Deneyim Müzesi’nden sonra bu yıl da Ayasofya Tarih ve Deneyim Müzesi, “Yılın En İyi Müzesi” ödülüne layık görüldü

Efes Deneyim Müzesi’nden sonra bu yıl da Ayasofya Tarih ve Deneyim Müzesi, “Yılın En İyi Müzesi” ödülüne layık görüldü

2 Temmuz 2025
Güncel Kadın

Güncel Kadın

Sosyal Medya

Kategoriler

  • Anasayfa
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Genel
  • Güncel Haberler
  • Güncel Sağlık
  • Güzellik
  • İş Dünyası
  • Magazin
  • Moda
  • Röportaj
  • Sağlık
  • Sanat
  • Yaşam
  • Yazarlar

Son Haberler

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu : “Vücudunuza kene yapışmışsa zarar vermeyin!”

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu : “Vücudunuza kene yapışmışsa zarar vermeyin!”

3 Temmuz 2025
Psikolog Fulya Arzu Beyribey : “Gençlerin dilinden anlayamıyorum diyenler için 20 Z kuşağı jargonu”

Psikolog Fulya Arzu Beyribey : “Gençlerin dilinden anlayamıyorum diyenler için 20 Z kuşağı jargonu”

3 Temmuz 2025
  • İletişim: info@guncelkadin.com.tr

© 2023 Güncel Kadın.

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Güncel Haberler
  • İş Dünyası
  • Ekonomi
  • Moda
  • Güzellik
  • Sağlık
  • Yaşam
  • Sanat
  • Röportaj

© 2023 Güncel Kadın.