Bir düşünün, 6 yaşındayken neler yapardınız?
Bir an için yetişkin olmayı bırakın ve 6 yaşınıza geri dönün.
Hani 1. sınıfta öğrenci olduğunuz, arkadaşlarınızla oyun oynadığınız 6 yaşınızı hatırlayın. Harfleri yazmaya ve çizmeye çalıştığınız, ayakkabılarınızı belki de daha bağlayamadığınız, koşup zıpladığınız, top oynadığınız o 6 yaşınızı hatırlıyor musunuz?
Belki yaşamın ağırlığı altında hatırlayamıyorsanız da çocuğunuz, torununuz, yeğeniniz ya da komşunuzun çocuğu mutlaka vardır 6 yaşında olan.
Biliyor musunuz, 6 yaşındaki bir kız çocuğunun ağırlığı en fazla 20 kg, boyu ise ortalama 115,5 cm’dir.
6 yaşındaki bir çocuğun henüz soyut düşünme becerisi gelişmediği için çocuk ebeveynlerin ve öğretmenlerin koyduğu kurallar çerçevesinde yaşar.
6 yaşındaki bir çocuk için bu dönemde sadece siyah ve beyaz düşünce şekli yani “bir insan kötü bir şey yaparsa, bu onun kötü bir insan olduğunu gösterir” düşüncesi hakimdir.
6 yaşındaki bir çocuk genellikle kendi hemcinsi ile oynar.
6 yaşındaki bir çocuk henüz dünyadaki tehlikelerin farkında değildir.
6 yaşındaki bir çocuk soyunurken ebeveyn dışında kimseyi istemez ve tuvaletini söylerken utanır.
İşte o 6 yaşındaki çocuk gelin ediliyor!
29 yaşındaki koca adamın koynuna sokuluyor, yıllarca cinsel istismara uğruyor, susturuluyor.
Pedofillerin çocukların çevresinde kol gezmesi insanlık adına en büyük ayıp ve utançtır. Bazen bir komşunun, bazen güvenilen arkadaşın, din adamlarının, hatta çocuk bakıcılarının, öğretmenlerin, doktorların, siyasetçilerin, cemaat liderlerinin ve hatta aile bireylerinin pedofil olması bir çocuğun başına gelebilecek en büyük tehlikedir.
Toplumun bir kesiminin çabalarına rağmen çocuklar, cinsel istismarcılara karşı hâlâ savunmasız haldeler ve daha da kötüsü, son günlerde ortaya çıkan yeni tartışmalar çocuk istismarcılarının elini güçlendirmeye de devam ediyor.
Kişisel fikrimi paylaşacak olursam, kızını evlendiren, kız çocuğu ile evlenen pedofil olmaktan öte sapıktır ve insani duygu fukarasıdır.
Türkiye’de 2013-2020 yılları arasında “çocukların cinsel istismarı” çerçevesinde 143 bin 335 dava açılmıştır.
2002 yılından beri 18 yaşın altında doğum yapan çocukların sayısı 500 bine yakındır.
Dünyada cinsel istismara uğrayan çocukların sayısı bilinmiyor.
Dünyada cinsel istismara uğramış olan bütün çocuklardan özür de dilense, incinen duyguları kaybolan çocukluklarının geri gelmesi ve onarılması mümkün değildir, olamaz da.
Bu bağlamda 23 Nisan 2018 tarihinde yayınlamış olduğum bir yazımı aşağıda tekrar hatırlatmak amaçlı paylaşıyorum.
ONİKİSİNDE ANA
Dünya genelinde, günde yaklaşık 39.000 kız çocuğu erken yaşta gelin oluyor ve önemle rica ediyorum; dünyanın neresinden olursa olsun, gelin edilmiş bir çocuğun yüzündeki ifadeye lütfen dikkatle bakınız.
Hangi çocuk gelinin yüzünde mutluluktan, sevinçten eser görebilirsiniz?
Görebileceğiniz tek şey korkudur!
Oyun çağındaki çocuğun, kendisinden onlarca büyük yaşta olan birinin oyuncağı olarak sunulması ne acı!
Kaç altına, kaç koyuna, kaç paraya?
Kaça satıyor vicdanlarını çocuklarının sessiz çığlıklarına kulak tıkayan o babalar ve kocalarına ses çıkaramayan analar?
23 Nisan Ulusal Egemenlik Ve “ÇOCUK” Bayramını kutlayamayan ve “Bugün yirmi üç Nisan, hep neşeyle doluyor insan” diyemeyen, ellerinde bayraklar, balonlar, oyuncaklar yerine çocuk tutan çocuk kadınlarımız…
Ne kadar erken yaşadınız oynamanız gerekirken gerçek evciliği, ne kadar erken büyüdünüz yaşayamadan çocukluğunuzu, ne kadar erken öğrendiniz okul yüzü göremeden hayatı…
Oynamalı ve şarkı söylemeli yeryüzündeki bütün çocuklarımız.
Bugünkü yazımı sonlandırırken, yüreklere dokunan Ünzile’nin söz yazarı Aysel Gürel’i saygı ile anıyorum.
“Ünzile insan dölü
On kardeş beşi ölü
Büyüdükçe ufak
Ve gelir de görücü
İnci gibi dişi
Görücü bilir işi
Söğüdüm ağlar gider
Olur hatun kişi
Varmadan sekizine
Ergin oldu Ünzile
Hem çocuk, hem de kadın
Onikisinde ana
Bir gül gibi al ve narin
Bir su gibi saydam ve sakin
Susar kadın Ünzile
Yağmuru kim döküyor
Ünzile kaç koyun ediyor
Dayaktan uslanalı hiçbir şey sormuyor
Yağmuru kim döküyor
Ünzile kaç koyun ediyor”
askimtan@yahoo.com
