Küratörlüğünü Selen Ansen ve Eda Berkmen’in üstlendiği Folia sergisi, 21 Eylül 2025 – 1 Mart 2026 tarihleri arasında Koç Holding’in himâyesinde, Bağlarbaşı Abdülmecid Efendi Köşkü’nde ziyaretçilerini ağırlayacak. Doğadaki süreçleri farklı malzemeler ve mecralar aracılığıyla yorumlayan sergi, hayalî bir bahçenin kapılarını aralayarak bitkiler, hayvanlar ve insanlar arasındaki karşılıklı etkileşimleri yeniden düşünmeye teşvik ediyor.
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç’un “büyülü bahçe” fikrinden hareketle, küratörlüğünü Selen Ansen ve Eda Berkmen’in üstlendiği Folia isimli sergi, Koç Holding’in himâyesinde, Bağlarbaşı Abdülmecid Efendi Köşkü’nde ziyarete açılıyor. Türkiye ve yurt dışındaki kurum, sanatçı ve koleksiyonerlerden ödünç alınan yapıtların yanı sıra Koç Holding desteğiyle bu bağlamda üretilen eserleri bir araya getiren kapsamlı sergi, 21 Eylül 2025 – 1 Mart 2026 tarihleri arasında Pazartesi günleri hariç 11.00 – 19.00 saatleri arasında sanatseverleri ücretsiz olarak ağırlayacak.
Folia sergisi, Latince “folia” kelimesinin bir yandan ağaç yapraklarına, dolayısıyla da botaniğe ve doğaya, diğer yandan da çılgınlığa ve aşırılığa gönderme yapan ikili anlamından yola çıkıyor. Abdülmecid Efendi Köşkü’nün mimari yapısıyla ve tarihiyle ilişkilenen bu büyülü dünya, ziyaretçileri hayalle gerçeğin, yerle göğün, tuhaf ile tanıdığın, küçük ile devâsa olanın kesiştiği bir alana davet ediyor. Folia’nın vücuda getirdiği çok katmanlı bahçede, insan eliyle üretilen formlarla yaratıklar gelişiyor, serpiliyor, çürümeye yüz tutuyor, yenileniyor, çoğalıyor, birleşiyor ve başkalaşıyor. Sergilenen eserler, doğadaki süreçleri farklı malzemeler ve mecralar aracılığıyla yorumlarken, bitkiler, hayvanlar ve insanlar arasındaki karşılıklı etkileşimleri yeniden düşünmeye teşvik ediyor.
Tarih boyunca bahçeye atfedilen sembolik ve kültürel anlamlardan beslenen Folia sergisindeki eserler, bahçeciliğin mevsimlere dayalı süreçlerine ve barındırdığı çeşitli eylemlere ışık tutmanın yanı sıra sihir, aşkınlık ve ütopya kavramlarını da ele alıyor. Serginin güzergâhı, tarihî köşkün iç ve dış mekânlarını birbirine bağlarken, doğanın canlılığı ve bereketi ile insanın hayal gücü arasında köprü kuran çok duyulu bir deneyim sunmayı amaçlıyor. Yüze yakın sanatçıyı ve üç yüzü aşkın yapıtı kapsayan sergi, Japonya’dan Güney Afrika’ya kadar farklı coğrafyalardan ve 19. yüzyıldan bu yana tarihin farklı dönemlerinden sanat eserlerini popüler kültür, botanik bilimi ve zanaatla ilişkilenen nesnelerle buluşturuyor.