• İletişim: info@guncelkadin.com.tr
Güncel Kadın
  • Anasayfa
  • Güncel Haberler
  • İş Dünyası
  • Ekonomi
  • Moda
  • Güzellik
  • Sağlık
  • Yaşam
  • Sanat
  • Röportaj
No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Güncel Haberler
  • İş Dünyası
  • Ekonomi
  • Moda
  • Güzellik
  • Sağlık
  • Yaşam
  • Sanat
  • Röportaj
No Result
View All Result
Güncel Kadın
No Result
View All Result

Dr. Edgar Poffet’nin Ardından Türkiye Sandoz Kurum Kimliğine Bir Kesit/ Rengigül Yaltırık Ural

Rengigül Ural by Rengigül Ural
4 Eylül 2025
in Yazarlar
0
Dr. Edgar Poffet’nin Ardından Türkiye Sandoz Kurum Kimliğine Bir Kesit/ Rengigül Yaltırık Ural
0
SHARES
12
VIEWS
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsapp PaylaşLinkedin'de PaylaşPaylaşPaylaş

Giriş

 “Dr. Güzin Poffet-Tamaç’ın Ardından Sandoz Türkiye Anılarımla Bir Devir – Cumhuriyetimizin 100. Yılı Özel” pdf kitabımda “Doktor Poffet’nin Örnek Alınacak Pek Çok Özelliği” başlığı altında ve kitabın içinde Sandoz arşivimden seçtiğim fotoğraflar ile pek çok paragrafta dilimin döndüğünce kendisini benim gözümden aktarmaya çalıştım. 4 Eylül doğum günü, kendisini saygıyla anlamak istedim.

1984 yılında Sandoz’da Dr. Güzin Poffet-Tamaç ile çalışmaya başladığım günden itibaren Dr. Edgar Poffet’ye, “Doktor Bey” diye hitap ettiğim için yazımda kendisini Doktor Bey diye anacağım.

2010 yılında başladığım, 2017 yılında kurmuş olduğum RE Books Arts çalışmalarım ile amacım; çalışma hayatının sadece para kazanmaktan ibaret olmadığını aktarabilmek genç kuşaklara.

Doktor Bey, müstesna bir insandı.

Müstesna özelliklerine sırasıyla kısaca değineceğim.

Analitik bir zekâsı vardı.

Öncelikle hafızası kuvvetli, kıvrak zekâsı olan, deneyimli bir yönetici idi.

Bildiği lisanlarda herhangi bir yazıya bakar bakmaz muhakeme ederdi.

İlk çalışma hayatıma Prof. Dr. Cem’i Demiroğlu ile başlamıştım, İ.Ü. Rektörü idi. Doktor Bey’in de Cem’i Bey’in de benzer yetenek ve özellikleri vardı.

Linguistik idi.

Tabii ki bilingual  kanton özelliğinden  Almanca (Swiss German) ve Fransızcanın yanı sıra İngilizce ve Türkçeyi akıcı yazıp, konuşurdu. Hafızam beni yanıltmıyorsa İtalyanca ve İspanyolcaya da aşina idi.  Bir sohbet arasında İsviçre’deki kanton sınırlarındaki ülkelerle olan bağlantı ve eğitim sisteminden kaynaklandığı konu edilmişti. Doğuştan gelen bir şans da diyebiliriz. Bazen Doktor Bey “Senin Almancan daha iyi” gibi esprili konuşmalar yapardı Güzin Hanım’a.

Matematik-Müzik İlişkisi

Eczacılık eğitiminin yanı sıra konservatuar eğitimi de aldığı için müzik bilgisi yüksekti.

Piyano çalardı. Eczacılık bilimindeki, ilaç sektöründeki formüller ve müzik eğitimindeki notalar; matematik-müzik ilişkisine tipik bir örnek olabilir Doktor Bey. Sandoz’un 30. yılında 5. yılımı doldurmuş ve Doktor Bey’den kıdem ödülümü almıştım. Kutlamalarımız çok özenli düzenlenirdi. Yine güzel, ferah bir mekânda (Çubuklu olabilir) yemeklerimiz yendi. Kıymetli, zarif sanatçımız Erol Evgin sahne aldı.  Sahnede “Doktor Poffet gibi bir piyano virtüözünün karşısında musiki icra etmek beni heyecanlandırıyor” gibi bir girizgâh yapmıştı, o kibar ve saygılı sahne duruşuyla ve zevkle izlenen bir konser vermişti.

Doktor Bey’in ilk gençlik hayalinin, İsviçre’de alt katında eczanesi, üst katında piyanolu bir evi olduğunu bir sohbet sırasında öğrenmiş, pek de hoşuma gitmişti, ama iyi ki Güzin Hanım ile yolları kesişmiş de bize örnek oldular. Hem konservatuar hem de eczacılık eğitimi aldığını öğrendiğimden beri hayranlık duyarım. Müthiş bir yetenek diye düşünürüm. Dil yeteneği gibi. Nota defterlerini görmek isterdim. Yaşarken neden müzik odaklı bir röportaj yapmadığıma üzüldüm şimdi.

Türkçeye Olan Hâkimiyeti

Doktor Bey gerek yazım dilinde gerekse de sözlü iletişimde Türkçeye vakıftı. İnce esprileri anlar, ince esprileri yerinde yapardı. Yarı-resmî ilişkiler içinde tebessüm eder, bazen güler, kahkaha atardı.  Güzin Hanım’ın kahkaha attığına şahit olmadım.

Jutta (Atasoy) Hanım, Bayan Yelten, Bay Hornfeld de çok güzel, akıcı Türkçe konuşurlardı. Fevkalade zariftiler. Türkolog, Türk dostu Ord. Prof. Dr. Anna Masala büyüğümü de bu bağlamda anımsardım çoğu kez.

Eğitime ve Sağlığa Verilen Önem

Doktor Bey, yöneticilerimizin diksiyon dersi almalarının hem kendi kariyerlerine hem de firmaya katkı sağlayacağını düşünmüş ve “Sözlü anlatım, iletişimde yöneticilerin kendisini doğru ifade etmesinin önemini” vurgulayarak çok da güzel ifade etmişti, etkilenmiştim. Yıldız (Kenter) Hanım ile irtibata geçildi, derslere başladı. Seçtiği kitapları yöneticilerimize okuttu. Diyaframdan konuşmayı öğretmeye çalıştı. Hemen her ders öncesi telefonda ve Barbaros Bulvarı’ndaki Genel Müdürlük ofisimde kısa tatlı ve şahsım için çok faydalı sohbetlerimiz oldu.

Benzer şekilde Prof. Dr. Acar Baltaş ile de irtibata geçildi. “Beden Dili” seminerleri vermişti Sandoz Levent Fabrika’da ve kitapları Sandoz  sponsor kitaplarından çıkmış, her birimiz eğitimler almıştık.

Böyle değerli nice hoca, uzman eğitimler verdiler, personele kitap okuma alışkanlığı kazandırıldı. Çocuklarımıza yansıdı. Yabancı dil pratiğini  devam ettirmek adına sevgili Bayan Elizabeth ve babamın da dostu olan John Scott İngilizce eğitimler verdiler. Bayan Elizabeth deneyimlerini aktardı, kitaplar tavsiye etti. Her iki dilde de kurumsal yazışma dilini bilmek önemli çalışma hayatında.

Çalışanları Motive Etmek – “Görevinize Bağlılığınız hk.” konulu mektup:

“Sayın Rengigül Ural 

Uzun yıllardan beri İstanbul’da görülmeyen bir Mart kışını, 4 Mart 1987-13 Mart 1987 tarihleri arasında hep beraber yaşadık. Kar kalınlığının bir metreye yaklaştığı bu dönemde, yolların geçit vermemesine rağmen, görevinize olan bağlılıkla, çalışmak için işyerinize gelmenizden dolayı size teşekkür eder, başarılı çalışmalarınızın devamını dilerim.

Saygılarımla, Dr. Edgar Poffet, 27.3.1987”       

Sandoz’un “Kimden Kime” yazılarındaki çalışanlarına olan “Saygılarımla,” ifadesini irdelemek gerek, çalışanlarının mesleki gelişimleri gibi sağlığını da önemsediklerini de tabii.

Sandoz antetli, 4.7.1989 tarihli “Sağlık kontrolü hk.” konulu mektup:

“Sayın Rengigül Ural 

Bu yıl sağlık kontrolünüzün daha faydalı olması için sizinle yakından ilgilenecek bir doktorla anlaşmış bulunuyoruz. Doktorunuzun ismi Dr. Eli Behmoiraz’dır. Temmuz 1989 ve Ağustos 1989 aylarında aşağıdaki adres ve telefon numarası yazılı olan Dr. Eli Behmoiraz’dan çalışma gün ve saatlerinde randevu alarak ilk görüşmeyi yapacaksınız. Doktorunuz gerekli gördüğü kontroller içinde sizi Amiral Bristol hastanesine gönderecektir. Hastaneden alacağınız raporlara göre Dr. Eli Behmoiraz sizin sağlığınızın ne durumda olduğunu belirtmeye çalışacaktır. Bilgi edinmenizi rica ederken, sağlıklı yaşam dilerim. Nafiz Eren, Adres: Vali Konağı Caddesi, Marmara Apt. No.16-2, Nişantaşı/İstanbul” Middle East Management Centre Executive Secretary’s Seminar

“Sayın Rengigül Ural 

Müdüriyet Toplantısı’nda kabul edildiği gibi The Executive Secretary’s Seminar 23-25 Şubat 1990 tarihleri arasında 3 gün süreli olarak Yalova Turban Termal’de yapılacaktır. Semineri Middle East Management Centre’dan Amerikalı uzman Mr. Craig Collins yönetecektir ve toplantı tamamen İngilizce olacaktır. Hareket 22.02.1990 Perşembe günü saat 14.00’de 4. Levent Fabrika’dan otobüsle. Toplantılar için pratik spor giysiler getirilebilir. Oteldeki konaklama ve tüm yemekler ile çay-kahve arası ikramı dışındaki harcamalar katılımcılara aittir. Dönüş 25.02.1990 Pazar günü saat 16.00’da otelden 4. Levent Fabrika’ya olacaktır. Başarılı çalışmalar dileriz.   Saygılarımla, Aydın Akbıyık, cc: B. Dr. E. Poffet, Bn. Dr. G. Poffet-Tamaç”

10-11 Temmuz 1992’de İletişim Teknikleri Semineri’ne katılım sertifikası da belgelerim arasında. O yıllarda bilgisayar kullanımı yeni oluşmaya başlamıştı ve bu konudaki eğitimlere 18 saat tabi tutuldum. Microsoft ürünleri eğitimi 3-7/6/1991 tarihinde idi. İkincisi 2327/12/1991 tarihleri arasında yine 18 saat sürmüştü. Belgelerin orijinalleri “Dr. Güzin Poffet-Tamaç’ın Ardından Sandoz Türkiye Anılarımla Bir Devir – Cumhuriyetimizin 100. Yılı Özel” pdf kitabımdan dileyen inceleyebilir.

Çocuklara Verdiği Önem ve Öğütleri

Utku’nun doğum gününde Doktor Bey’den iki saatliğine izin rica etmiştim. “Benim arabayla gidip, geliniz” demişti. Ne kadar sevinmiştim. Hemen Divan’dan pastasını alarak gitmiştik Ayışı Anaokulu’na.

Utku ne kadar sevinmişti. “Üç dilde konuşan araba” diye aklına yer etmişti Doktor Bey’in arabası.  Barbaros Bulvarı’ndaki Sandoz Genel Müdürlük ofisimiz en üst katta idi. Benim işe dönmemi beklemişti. Doktor Bey’e teşekkür ettiğimde bana içtenlikle “İşiniz dışında çocuğunuzla mümkün olduğunca fazla zaman geçiriniz” demişti, çok duygulanmıştım. “Çocuğunuzla çok sevecen vakit geçirin, oyunlar oynayın”, “İş yerinde başarılı olmak istiyorsanız, iş arkadaşlarınızla evlerde samimi görüşmeyin” diye öğüt verir gibi de değil, sohbet arasında, vurgulayarak ifade ederdi.

Doğum Günleri – Özel Günler

Doktor Bey’in bir doğum gününde Taksim Divan Oteli’nin pastanesinden çikolataya bandırılmış bir salkım üzüm dekorlu kanyaklı çikolatalı özel bir pasta yaptırmıştık, enfesti. Çok hoşuna gitmişti. Bize o günlerde Semahat (Arsel) Hanım’ın asistanı olan rahmetli Sevim (Çavuşlu) Hanım yardımcı olmuştu.

Erman Atasoy’dan sonra bayrağı devralan Dr. Altan Demirdere evinde bir kadirşinaslık örneği olarak, Dr. Poffet’nin 89. Doğum Günü Partisi’ni organize etti. Bahçede, havuz başında ne kadar güzel, neşeli, duygu dolu bir doğum günü olmuştu. Dostluk çok güzel bir duygu. Uzun zaman görmeseniz bile karşılaştığınızda sanki çalışma yıllarınızdaymışsınız gibi sıcak ve esprili sohbetler yapabiliyorsunuz. Altan Bey, dünyanın neresinde olursa olsun doğum günü kutlamalarındaki zarafetini, kadirşinaslığını yerine getirir. Kendisinin ve ailesinin uluslararası başarıları ile her zaman gurur duyuyoruz.

Güzin Hanım ve Doktor Bey emekli olduktan sonra Anadolu yakasında havuzlu, güzel bir siteye geçtiler. Havuz başında, evlerinin içinde davetler verdiler. Özel gün, doğum günü kutlamaları hep devam etti. Semahat Hanım ile vazifeye başladığımda da her ayın doğum günü listelerini ajandamıza işlerdik. Ne tesadüf ki Doktor Bey, İnan (Kıraç) Bey ile aynı gün doğmuşlardı. Şık ve her kişinin özelliklerine göre pasta dekorları yaptırırdı Semahat Hanım. Ben de Londra Trinity House School’daki okulumda seçmeli ders olarak “Drama” ve “Cooking for Pleasure” dersleri almıştım. Zevk alıyordum pasta dekorlarından. İnan Bey’e çoğu kez çiftlik ya da doğa, ağaç dekorlu pastalar yapılırdı. İnan Bey, tarım ve ormana değer veren bir ailede doğduğu için babama saygı duyardı. Çiftliğinin yöneticisi de babamın öğrencisi değerli bir orman mühendisi Muhlis (Kılıçoğlu) abimiz idi. Babamın cenaze törenine katılmak için izin aldığında, üzüntülerini dile getirmiş İnan Bey, bana da ayrıca ifade etmişti. Fakültedeki anma töreninde çok duygulu konuşmalar yapılmıştı, Muhlis abi gibi seven sayanları göz yaşlarını tutamamışlardı. Levent Afet Yolal Camii’ne Semahat Hanım, Nihat (Gökyiğit) amca gibi kıymetli büyüklerimiz, kıymetli hocalarımız, camialarımızdan dostlarımız  katılmışlardı. Zincirlikuyu aile kabristanına defnedildi. Babamın Alzheimer rahatsızlığının son evresindeki birkaç ayı, özel doktorlarının tavsiyeleri, Med-Line, Koç Üniversitesi Hastanesi ve Florya Galatasaraylılar Yurdu’nda geçti ve Turgay Şeren Bey ile arka arkaya, ülkemizin en zor günlerinde (19 Temmuz 2016) kendisini kaybettik. Maalesef annemin de Demans’ı ilerlemekteydi. Yanına bir yardımcı başladığında, annemin de üstüne kıymetli mülkler vs. olduğundan hukukçu ve doktor dostlarımız bizi vasilik konusunda uyardı. Bu süreçte maalesef maddi ve manevi mağduriyeti de oldu. Koç Üniversitesi Hastanesi’ndeki

testlerin vasilik sürecinde geçmeyeceğini ifade ettikleri için adliyenin sevk ettiği devlet hastanelerinden raporlar alındı. Çok ama, çok üzücü bir süreçti.

Bahriye Sarıali anneannem, Sultan Reşat V. dönemi mebus iş adamının gelini, ilk sinemacılardan saygın bir iş adamının eşi, ilk seçilen kadın belediye meclis azasının, süvari orman mühendis yardımcısının kızı olarak Cumhuriyet Balolarında küçük yaşlarından itibaren dans etmeyi öğrenmiş, güzel bir hanımefendi idi. Dedemin vefatından sonra birlikte yaşamaya başladık. 68 yaşında vefat edene kadar Çarliston dansını çok güzel icra etti. Çapraz steplerini takip bile edemezdik. Malum

Çarliston’un kıyafetleri, saç ve makyajı da özeldir. Son yıllarında yorulduğu zaman, bir eli ile

Levent’teki  evin salondaki yemek masasından destek alıyordu. Dansını bitirip koltuğuna oturduğunda “Yaşlılığı kapıdan içeri almayın” derdi gülerek. Ben de sade kahvelerimizi yapardım. Yanında sevdiği nane, muz likörü ya da annemin Vişnefkof’unu ikram ederdim. İncecik kahverengi mentollü sigarasını içerken gelincik rengi ruju iz yapardı. Yazlık kışlık çantaları ile uyumlu iskarpinleri, yazlık kışlık eldiven ve şemsiyeleri, birbirlerinden zarif yelpazeleri, çantalarında pudra, ruj, gümüş ayna, pembe Optalidon kutusu, leylak kolonyası, işli ipek mendili, bozuk para çantası. Uçucu ipek şifon mor salkım, lila rengi eşarpları, vakur konuşma tonu, sır saklama mahareti, eşine “Haydar Bey” diye hitabı ile bambaşka bir dünya idi o dönemin zarif insanları. “Allah kimseyi gördüğünden mahrum bırakmasın” derdi. Her yaşlı anneannem kadar şanslı olmuyor maalesef. Bahriye anneannemi ve o nesli özlemle, saygıyla yâd ediyor, İnan Bey’e de acil şifalar diliyorum.

Türk Yemekleri

Türk yemeklerinin hemen hepsini severdi. Özellikle baklavayı. Davetlerdeki yemeklerde zevk alarak rakı içerdi. Bazen ofisinde tost yemek isterdi. Barbaros Bulvarı’nda çok güzel tost yapan bir büfe vardı. Çift kaşarlı tostunu eski kaşardan rica ederdi. Bazen nescafe içen arkadaşlarımıza “Cânım Türk kahvesi var, nescafe içiyorsunuz” derdi tebessümle. Güzin Hanım eski Türk damak tadına göre enfes yemekler, Yıldız Market’e sipariş verdiği Osmanlı çilekleri ile reçeller yaptırırdı. Sofrası, seçtiği sofra takımları, masa örtüleri, peçeteleri, servis takımları, her misafirin tabağının yanında minicik gümüş tuzluk ve karabiberlikler, masa çiçekleri zevkli ve özenliydi Güzin Hanım’ın. Her bir sofrasının fotoğrafı çekilseydi, yemek tarifleri yazılsaydı gerçek bir koleksiyon olabilirdi. Bu önemli özelliğe sahip büyüklerimiz de yapabilselerdi zevkle okunurdu kitapları ve feyz alınırdı. Yıldız Market’ten Sevgi (Gönül) Hanım da siparişler verirdi. Doğan Bey ile oturdukları ev o zamanlar yakındı Sandoz’a.

Araba Kullanmaktan Zevk Alırdı

 Doktor Bey’in şoförü vardı, ama araba kullanmayı severdi tıpkı Nüsret (Arsel) Bey gibi. Nüsret Bey’in de şoförü vardı, ama araba kullanmayı pek severdi. Yeni bir araba aldığı zaman Levent’teki Fabrikaya gelir ve Fabrika Müdürümüz Mehmet Türkyılmaz ile sohbet eder, sonra birlikte aşağıya inerler, arabanın mekanik özellikleri hakkında konuşurlardı. Çocuk sevinci gibi yüz ifadeleri olurdu.

Kıyafetleri Özenliydi – Sportmendi

 Ersin gibi uzun boylu olduğu için her giydiği kıyafet yakışırdı Doktor Bey’e. İlk kez ceketin içine dik yakalı kazak giymiş bir yönetici olarak Doktor Bey’i gördüm. Hem spor hem klasik olarak söylenecek söz yoktu. Zevkliydi. Daima uyumluydu kıyafetleri. Güzin Hanım’ın da seçtiği kostümler, kumaşlar, ayakkabı ve çantası, mücevherleri özenli ve çok zevkliydi. Renklerdeki ahengi bizlere zevk verirdi. Doktor Bey, vazifeyi mesai saatleri içinde bitirilmesine özen gösterirdi. Geri kalan kısmında hayatındaki başka uğraşlarla dinlenirdi, öğrenirdi, öğretirdi.

Seyahat Etmeyi Severdi – Koleksiyonerdi

Seyahat etmeyi severlerdi. Hiç duymadığımız yerleri öğrenirdik. Bu seyahatleri sonrası Türk kültürüne ve turizmine de katkı sağlardı. Cumalıkızık gibi.  Musluk ve kapı kolu/tokmağı koleksiyonuna önem verirdi. Kıymetli, nadir kitapları vardı. Sandoz Sergileri’ni de başlatmışlardı. Bu vesile ile Raffi (Portakal) Bey gibi nice uzman tanıdım.  Güzin Hanım ve Doktor Bey’in mobilya seçimleri de sanat eseri seçimleri de zevkli, bilinçliydi. Sandoz Fabrika’dan Genel Müdürlük’e geçtiğimizde, Güzin Hanım’ın odasındaki kitaplığı, dolapları Hayık Simit yapmıştı. Hayık usta birinci sınıf mobilyacıydı. Ağaç kalitesi, çizimi, çekmecelerin rayları, kulplar, tüm detaylar çok özenliydi. Zevk alarak da anlatırdı. Çekmeceyi açar, bırakır. Çekmece kendiliğinden yağ gibi gider, kapanırdı. Semahat Hanım ile çalıştığımda da Hayık usta Divan’ın, Semahat Hanım’ın odasındaki koltukları yapmıştı.

Türk – İsviçre Bilim ve İş Dünyası İçinde Kültür ve Sanata Hizmetleri

 Sandoz Yayınları; kültür, sanat, tıp, eczacılık, çevre, eğitim gibi çeşitlilik gösterir. Bu yıla özel tek örnek vermek daha doğru olur diye düşündüm. Neden mi? 2 Ağustos 2025 tarihinde Çekül Vakfı’ndan öğrendiğime göre maalesef Prof. Dr. Metin Sözen’i kaybetmişiz. Metin amca, babamın Kabataş Erkek Lisesi’nden arkadaşı idi ve dostlukları, iş birliği çalışmaları hep devam etti. Okulları ile gurur duydular, Kabataş’a da hizmet ettiler. Şile yazlığımızın oluşumunda beraberdik. “Devletin Evi Saray” kitabımız odaklı, dilimin döndüğünce bir anma yazısı hazırlamaktayım, bu yazımdan sonra yayınlamayı planlamaktayım. “Devlet’in Evi Saray” kitabı yayınlandıktan sonra ÇEKÜL kuruldu, Güzin Hanım kurucular arasında yer aldı.

 Devletin Evi Saray: Yazan: Metin Sözen.

“Dünyada son yıllarda en büyük sorun, doğal ve kültürel varlıkların korunması, zenginleştirilerek geleceğe aktarılması. Günümüz insanı, yok olan, kimlik değiştiren bu köklü değerlerin tekrar yerine konamayacağı bilinciyle, hızla yeni önlemler alınmasını istiyor. Kaçınılmaz olarak doğal ve kültürel varlıklardan sonuna kadar yararlanmanın yollarını arıyor. Çok yönlü özelliklerin yoğunlaştığı böylesi ortamlarda gelişen, sorunlar büyüdükçe önemleri daha da iyi anlaşılmaya başlanan mimarlık ürünleri arasında, başta yeşil çevreleriyle birlikte saray, köşk ve kasırlar gelmektedir. Ülkemizde ise, 1984 yılında, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin tarafsız önderliğinde düzenlenen Milli Saraylar

Sempozyumu’nun ardından alınan kararlar doğrultusunda başlatılan çok yönlü köklü girişimlerin ilk örneklerinin verilmeye başlanması, bu konuya yeni bir boyut kazandırmış bulunuyor. Yeni düşüncelerin gelişmesine neden olan bu tür yapıların, nasıl büyük olanakları geçmişten günümüze aktardığı da artık daha somut görülebiliyor. Son yıllarda özellikle insan-çevre, kültürel miras-süreklilikulusal kimlik ilişkisi konusunda yapılan tartışmalara verilebilecek somut örneklerin başında da saray, köşk ve kasırlar gelmektedir.  Bu örnekler, mimarlık ve çevre değerleri açısından olduğu kadar, kentsel kimliğin açıklığa kavuşmasına neden olacak tartışmalara da ilginç ipuçları vermektedir. Çünkü bir toplumun yüzlerce yıl içinde ne tür bir yönetim biçimi geliştirdiği, bunu ne gibi ögeleri kullanarak kentsel boyuta aktardığı, zamanla gelişen isteklere uygun olarak hangi noktalarda değişikliğe uğrattığı, bir bakıma böylesi yapılarla somut biçimde sergilenme olanağı bulmaktadır. Gerçekten uzun Osmanlı yönetimi boyunca İstanbul’da sultanların Topkapı Sarayı’ndan Dolmabahçe Sarayı’na taşınmalarına kadar geçen sürede, sanat ve mimarlık alanındaki değişme ve gelişmeler, Osmanlı İmparatorluğu’nun çok yönlü değerlendirilmesine neden olacak önemde verileri içermektedir.  Bu nedenle, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından başlatılan köklü çalışmaların ışığında yapılan araştırma ve uygulamalara, kuruluşumuzun 30. Yılında biz de, bütünü görebilmek üzere böyle bir genel yayınla katılıyoruz.” Dr. Edgar Poffet, Önsöz’den

 Sandoz Yayınları, Sandoz Bilim Ödülleri, Sandoz Sergileri… 

Sandoz kurum kültürü detaylarını içeren “Güzin Poffet Tamaç’ın Ardından Sandoz Türkiye Anılarımla Bir Devir – Cumhuriyetimizin 100. Yılı Özel” pdf kitabımızı dileyen RE Books Arts’tan okuyabilir, fotoğraflarıyla inceleyebilir.  Geçen yıl Erman (Atasoy) Bey, beni telefonla aramış ve “Sandoz’un hafızasısın” diye onurlandırarak sorular sormuştu. Jutta Hanım ve Sandoz mensuplarımız, Ayşe (Poffet) Hanım da beni arayarak teşekkür ettiler. Mutlu oldum.

Sandoz Koleksiyoneri Hakan Sepici ile Röportaj inceleme-araştırma yazımızı da yine RE Books Arts’tan dileyen okuyabilir. Hakan Bey’e Sandoz İlaç Bölümü toplantılarından çarpıcı, esprili anısı olup olmadığını sormuştum, ilk aklına geliveren anısı:  “Bay Poffet’nin Sandoz sahra kadrosu ile de diyalogları samimiydi. Toplantı sonunda “Dilek temenniler bölümü”nün klasikleşmiş diyalogları vardı. “Dilek temenniler bölümünde konuşmak isteyen var mı?” sorusundan sonra bir sessizlik, gerginlik olurdu. Poffet, İstanbul Bölgesi, üstat mümessilimi Haydar abiyi gözleriyle arar. “Haydar neredesin?” derdi. Sonra “Haydar sen ne diyor?  Siz hem kadayıf hem de kaymak istiyor…” Klasik cevaplardandı.”

Sandoz Koleksiyonu fotoğraf, belge, doküman, kitaplarından oluşan bir serginin açılması ilaç endüstrisi sektörümüzün kurum kimliği ve tarihine faydalı olur diye düşünüyorum.

Saint Esprit Katedrali

 Doktor Bey, 15 Nisan 2025, salı sabahı saat 11.00’de Saint Esprit Katedrali’nde düzenlenen bir törenle ebediyete intikal etti. Aracımızı Divan Oteli’nin otoparkına koyup, yürümeye başladık.

Sevgili kızı Ayşe Hanım, oğlu İsmail Bey, aileleri, Güzin Hanım’ın kız kardeşi Suzan Hanım’ın oğlu… Nice sevgili Sandoz dostlarımız. Kucaklaşmalar…

Yakalarımıza Doktor Bey’in fotoğrafını iğnelerken gözlerim doldu. Avluda Altan Bey’in her zamanki kadirşinaslığını, içtenliğini yaşadık. Jutta Hanım yine çok zarifti. Tören bitimi de koluna girdim, sohbet ettik içten. İstanbul Üniversitesi PR ofisimizin kurucusu sevgili Semiha Baban ile de kucaklaştık. Benimle ilgili tatlı bir anısını, yerinde bir ikazımı kulağına fısıldadığım bir etkinliğimizi anlattı, gülüştük. Sandoz Türkiye’nin kuruluşundan itibaren yaşayan tarihi Hasan (Canöztürk) Bey, Ersin’e “O bizim prensesimiz, kendisine iyi bakın” dedi tebessümle. Anılarını kaleme alacağıma söz verdim.

Tören öncesi ve sonrasında, katedralin avlusunda Sandoz’dan kadim dostlarımızla 1984 yılından itibaren ne güzel anılar biriktirmiş olduğumuzu, “1980’den itibaren böyle bilgili, görgülü, mütevazı büyüklerimden öğrendiklerimi, özümsediklerimi aktarabilmek de büyük mutluluk ve şans” diye konuştuk Ersin ile dönüş yolunda yürürken. Divan’ın giriş kapısı ve pastanesindeki yetkililerin sıcak karşılamaları, kısa sohbetlerimiz ile de hüznümüz bir nebze olsun dağıldı. Uzun yıllar çalışmak ve iyi anılmak. Güzel bir duygu.

Sonuç

İstanbul Üniversitesi – 1453 ile ilgili bir aile anım olmasa da 1800’lerin sonundan itibaren aile hayatımızda yer almıştı. Üniversite açılış törenleri, doktora ve fahri doktora törenleri, Senato toplantıları, Profesörler Evi’ndeki leziz yemeklerle bilimsel dostane, saygılı, eğitici sohbetler, bahçesindeki ağaçlı yoldan yürüyerek PR ofisimizdeki çalışmalarımız, yabancı üniversitelerin rektör, dekan, öğretim üyelerini ağırlama, İstanbul’u tanıtma gezileri, öğrencilere konferanslar, İ.Ü. Bülteni çalışmaları… Feyhaman Duran Atölyesi, Güzin Duran Hanım’ın vefatı sonrası Yediemin çalışmaları… Roma Üniversitesi’ndeki Atatürk Haftası, Ord. Prof. Dr. Anna Masala ile çalışmalar… Ve nice…

1980’de Prof. Dr. Cem’i Demiroğlu, Prof. Dr. Fikri Şenocak, Prof. Dr. Akın İlkin ve Ayşe Semiha Baban ile başlayan iş hayatım, babam Prof. Dr. Faik Yaltırık’ın  bilim adamı olmasından dolayı üniversite ve bilim dünyasından, özel (kurumsal) sektöre geçmemle Güzin Hanım, 1984 yılından itibaren benim ve ailemin hayatında yer aldı. Kendisi ile birlikte Doktor Bey başta olmak üzere kıymetli ailesi, Erman (Atasoy) Bey ve Jutta Hanım, Dr. Altan Demirdere, sevgili Sandoz mensuplarımız, ilaç sektörü, iş, bilim ve sanat, Soroptimist camiasından kesitler ile nice kıymetli şahsiyeti ve kurumu tanımış oldum, olduk.  1996 yılında Semahat Hanım ile birlikte çalışmaya başladığımda gerek bilim dünyasından gerekse de iş, kültür, sanat dünyasından bana yansıyan aşinalık ile birçok farklı ve hassas dengeleri içeren özveri ve sabır gerektiren mesleğimde, 40 yıl, fazla zorlanmadan çalışabildiğim, kendimi ve ailemi pek çok açıdan geliştirebildiğim, topluma maddi ve manevi faydalı olabilmeye çalıştığım için mutluyum.

Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde konuk konuşmacı olarak “Marka Olma Yolunda Sürdürülebilir Başarı” konulu konferansta tebliğ vermiştim. Öğrenci ve hocaların pek hoşuna gitmişti. Bu konu üzerinde duruyorum.  Makalelerim ile ilgili Erzurum Atatürk Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Ali Servet Öncü: ”Markalaşma Yolunda Sürdürülebilir Başarı”, ”Hocaların Hocası Olmak: Öğrencisindeki

Yeteneğin Farkına Vardırabilmek Sanatıdır” ve ”Sahip Olmaktan Öte! Sahip Çıkmak, Korumak Demektir” başlıklı makalelerinizi büyük bir beğeni ile okudum. Hatta bu makalelerinizden derste de bahsedeceğim. Bahsettiğiniz sahip çıkmak ve korumak tam da ihtiyacımız olan ve yapmamız gereken şeyler” diye yazarak beni onurlandırmıştı. Ben de elimden geldiğince değerlerimizi gelecek kuşaklara aktarmaya gayret ediyorum.

Fotoğraflardan Bir Seçki

Sandoz Levent Fabrika – Hakan Sepici Arşivi

Bu binamız artık anılarda, fotoğraflarda kaldı. Ofisimiz üçüncü katta idi. Bahçemiz çok bakımlıydı. Aşağıya doğru hayli geniş bir yer almaktaydı. İçinde bir market bulunurdu. ORKO gibi.  Hayli değişik çeşit ürünü piyasaya göre daha düşük bir ücrete alırdık. Sabah servisler çalışanları getirirdi. Çocuklu

çalışanlarımızın çocukları için bir ana okulu (yuva)  ile anlaşılmıştı iç Levent’te. Çocukları bekleyen bir minibüse, okul personeline emanet edilirdi. İş çıkışı da aynı sistem geçerliydi. Personeli motive edici özel günlerde yazın arka bahçede upuzun masalar kurulur, döner partisi verilirdi. Neşe içerisinde bir gün geçirilirdi. Kuruluş yıldönümlerinde İsviçre Sandoz’dan yöneticiler geldiğinde ön bahçede toplanılır, Nur Camat Hanım simultane tercüme ederdi.

 

Sandoz Levent Fabrika Dr. Güzin Poffet-Tamaç’ın ofisi – Hakan Sepici Arşivi

Fotoğrafın ayrıntılı açıklaması Sandoz Koleksiyoneri Hakan Sepici ile olan röportajımızda aktarıldı.

Sandoz Levent Fabrika yemekhanemiz – Hakan Sepici Arşivi

Yemeklerimiz çok lezzetli, birinci sınıf kaliteli olurdu. Etli, zeytinyağlı dolmalarına bayılırdım.

Üniversiteden Sandoz’a geçtiğimde tabii ekonomik olarak daha rahatladık. Sadece maaş farkından söz etmiyorum. Personel ulaşımı için servislerimiz vardı. Sabah 07.45’te işe başladığımız için çayla birlikte

poğaça, sandviç odalarımıza getirirdi servis çalışanımız. Akşamüstü çaylarımızla, atıştırmalık yerdik.

Doktor Bey, Fabrika Müdürümüz Mehmet Türkyılmaz’a kıdem ödülü takdim edilirken.  

Mehmet Bey ile aynı ofis katında çalışırdık. Çok iyiliğini gördüm. – Hakan Sepici Arşivi

Sandoz Levent Fabrika yemekhanemizin bahçeye bakan dinlenme bölümü. Doktor Bey, İsviçre Sandoz’dan ziyarete gelen üst düzey yöneticilerle yemek sonrası sohbette.

Dikkat ederseniz ne kadar mütevazı iş yaşamı yansıyor fotoğraflardan. Güzin Hanım’ın odasındaki koltuk kolçağının derisi eskimiş. Bir eşya tam manasıyla kullanılamaz olduğunda değiştirilirdi.

Tasarrufu bilen, önemseyen bir ailede yetiştiğim halde tasarruf, doğru yatırım bilincini, sistematiğini Sandoz’da öğrendim. – Hakan Sepici Arşivi

Doktor Bey’in ofisi benim çalışmaya başladığım yıllarda Barbaros Bulvarı’nda Türkan Şoray’ın hanı diye geçen binanın en üst katındaydı. Erman Bey İlaç Bölümünün başına geçince biz de Barbaros Bulvarı Sandoz Genel Müdürlük binasına geçtik. – Hakan Sepici Arşivi

6 Eylül 1979 – Sandoz İlaç San. Ltd. Şti’nin 20. Kuruluş Yıldönümü Davetiyesi – Hakan Sepici Arşivi

 

5 Temmuz 1996 – 24. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali Davetiyesi – Babamın adının olması benim için katlamalı değerde. Ailece etkinlikte olmak da duygulu idi. Kızlarının başarısı ile mutlu olmuşlardı.

Şakir (Eczacıbaşı) Bey, gelip elimi sıkmış, kutlamıştı. Çok güzel, çok geniş çaplı bir davetti. Zürih Oda

Orkestrası Aya İrini’de konser vermişti. Nestle, Sandoz, Swissair, Swissôtel ortaklaşa destek olmuşlardı. Annemle babam benzer duyguyu Semahat Hanım’ın TEMA toplantısını desteklediği etkinlikte de yaşamışlardı. O zaman da Sakıp (Sabancı) Bey elimi sıkıp, tebrik etmişti.

O yıllarda Sandoz Ürünleri A.Ş. Genel Müdürü Erman Atasoy olmuştu ve ben Genel Müdürlükte

Erman Bey ile çalışıyordum. Tüm dünyada Sandoz ve Ciba Geigy birleşme süreci içindeydi. Bu davetten üç ay sonra eksik olmasın büyük bir anlayışla Semahat (Arsel) Hanım ile çalışmak üzere, tüm haklarımı vererek Koç’a geçme iznimi vermişti Erman Bey. O hafta başkanımız Dr. Jetzer de toplantı

için İstanbul’da idi ve Doktor Bey, Güzin Hanım, Jutta Hanım, Semiha Hanım ve sevgili Sandoz çalışma arkadaşlarımla bana çok güzel bir veda toplantısı düzenlediler, hediyeleri yadigâr olarak duruyor.

Gerek İ.Ü. gerekse de Sandoz PR çalışmalarım sürecinde babama rica etmiştim,  İ.Ü. Bülteni ve Sandoz Bülteni için birer makale yazmıştı ve baba-kız mutlu olmuştuk.  –   Rengigül Ural Arşivi

Sandoz kuruluş yıl dönümleri, kıdem ödül törenleri kutlamalarından bir seçki. Beşinci yılımı Doktor

Bey’in, 10. Kıdem ödülümü Erman Bey’den almıştım ve davetlerde Güzin Hanım’ın yanında oluyordum. İlk seçilmiş kadın bakanımız Sayın Dr. İmren Aykut ile.  – Rengigül Ural Arşivi

Semahat Hanım, Güzin Hanım, Doktor Bey ile birlikte mutlu bir an. – Rengigül Ural Arşivi

Doktor Bey’in 89. yaş günü kutlaması. Dr. Altan Demirdere evinin bahçesi.

Doktor Bey, Nilüfer Tanrıöver, Sühendan Erdoğan, Jutta Atasoy ile birlikte mutlu bir an.-Rengigül Ural Arşivi

Güzin Hanım, Altan Bey, Ersin ile mutlu bir an. Rengigül Ural Arşivi

Kısaca değinmeye çalıştığım: Sosyolojik, kültürel kent tarihi, ülke ve dünyadaki değişimler ile çalışma hayatının sadece para ve mevki kazanmaktan ibaret olmadığını aktarabilmek genç kuşaklara. Kendimce yine topluma faydalı olma vazifemde babaannem, babam başta olmak üzere hocalarım, iş hayatımdaki -yazımda da isimleri geçen- örnek aldığım büyüklerimi saygı ve minnetle yâd ediyorum.

15 Nisan 2025 – Dr. Edgar Poffet, Saint Esprit Katedrali Veda – Rengigül Ural Arşivi

Nur içinde yatınız Doktor Bey.

Güzin Hanım ile birlikte kuruluşundan itibaren Sandoz-Türkiye’ye, ilaç sektörümüze, ülkemiz bilim, kültür ve sanatına, camiamıza, bana, aileme kattıklarınız için yürekten teşekkür ederim.

Önceki Yazı

Akdeniz’in geleceği İzmir’de şekilleniyor

Sonraki Yazı

Türk Kızları Havacılık Dünya Kupası’nda İlk üçte

Rengigül Ural

Rengigül Ural

Sonraki Yazı
Türk Kızları Havacılık Dünya Kupası’nda İlk üçte

Türk Kızları Havacılık Dünya Kupası'nda İlk üçte

Plugin Install : Widget Tab Post needs JNews - View Counter to be installed
  • Popüler
  • Yorum
  • En Son
Semra Kosovalı: Seçim sonucu ve gelecek

Semra Kosovalı: Seçim sonucu ve gelecek

21 Kasım 2024
İstanbul’u Kanatları Altına Alan Ressam İrem Çamlıca : “İstanbul Yeri Göğü Altın Şehir”

İstanbul’u Kanatları Altına Alan Ressam İrem Çamlıca : “İstanbul Yeri Göğü Altın Şehir”

4 Eylül 2024
Astroloji Yolculuğu: Gökyüzünden Haberler 28 Temmuz-3 Ağustos Gökyüzü Gündemi

Astroloji Yolculuğu: Gökyüzünden Haberler 2024’de Burçları Neler Bekliyor?

27 Temmuz 2025
Sizi Daha Genç Gösterecek Saç Renkleri

Sizi Daha Genç Gösterecek Saç Renkleri

22 Ocak 2024
Semra Kosovalı: Seçim sonucu ve gelecek

Semra Kosovalı: Seçim sonucu ve gelecek

0
Duygu Şengül: Türkiye’de kadının var olma sorunu

Duygu Şengül : Duygu’sal Aforizmalar

0
Ayşe Demir: DO-ra-to

Ayşe Demir: DO-ra-to

0
Buket Keskinol: Toprak Ana Gaia

Buket Keskinol : İskenderunlu olmak

0
Efes Selçuk’tan Çamlık Atatürk Evi İçin Acil Çağrı: “İnatlaşma Değil Çözüm İstiyoruz”

Efes Selçuk’tan Çamlık Atatürk Evi İçin Acil Çağrı: “İnatlaşma Değil Çözüm İstiyoruz”

4 Eylül 2025
Türk Kızları Havacılık Dünya Kupası’nda İlk üçte

Türk Kızları Havacılık Dünya Kupası’nda İlk üçte

4 Eylül 2025
Dr. Edgar Poffet’nin Ardından Türkiye Sandoz Kurum Kimliğine Bir Kesit/ Rengigül Yaltırık Ural

Dr. Edgar Poffet’nin Ardından Türkiye Sandoz Kurum Kimliğine Bir Kesit/ Rengigül Yaltırık Ural

4 Eylül 2025
Akdeniz’in geleceği İzmir’de şekilleniyor

Akdeniz’in geleceği İzmir’de şekilleniyor

4 Eylül 2025

Son Yazılar

Efes Selçuk’tan Çamlık Atatürk Evi İçin Acil Çağrı: “İnatlaşma Değil Çözüm İstiyoruz”

Efes Selçuk’tan Çamlık Atatürk Evi İçin Acil Çağrı: “İnatlaşma Değil Çözüm İstiyoruz”

4 Eylül 2025
Türk Kızları Havacılık Dünya Kupası’nda İlk üçte

Türk Kızları Havacılık Dünya Kupası’nda İlk üçte

4 Eylül 2025
Dr. Edgar Poffet’nin Ardından Türkiye Sandoz Kurum Kimliğine Bir Kesit/ Rengigül Yaltırık Ural

Dr. Edgar Poffet’nin Ardından Türkiye Sandoz Kurum Kimliğine Bir Kesit/ Rengigül Yaltırık Ural

4 Eylül 2025
Akdeniz’in geleceği İzmir’de şekilleniyor

Akdeniz’in geleceği İzmir’de şekilleniyor

4 Eylül 2025
Güncel Kadın

Güncel Kadın

Sosyal Medya

Kategoriler

  • Anasayfa
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Genel
  • Güncel Haberler
  • Güncel Sağlık
  • Güzellik
  • İş Dünyası
  • Magazin
  • Moda
  • Röportaj
  • Sağlık
  • Sanat
  • Yaşam
  • Yazarlar

Son Haberler

Efes Selçuk’tan Çamlık Atatürk Evi İçin Acil Çağrı: “İnatlaşma Değil Çözüm İstiyoruz”

Efes Selçuk’tan Çamlık Atatürk Evi İçin Acil Çağrı: “İnatlaşma Değil Çözüm İstiyoruz”

4 Eylül 2025
Türk Kızları Havacılık Dünya Kupası’nda İlk üçte

Türk Kızları Havacılık Dünya Kupası’nda İlk üçte

4 Eylül 2025
  • İletişim: info@guncelkadin.com.tr

© 2023 Güncel Kadın.

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Güncel Haberler
  • İş Dünyası
  • Ekonomi
  • Moda
  • Güzellik
  • Sağlık
  • Yaşam
  • Sanat
  • Röportaj

© 2023 Güncel Kadın.