Rosasea, özellikle yüz bölgesinde kızarıklık, kılcal damar genişlemeleri, sivilce benzeri kabartılar ve hassasiyet ile kendini gösteren kronik bir cilt hastalığıdır. Genellikle 30 yaş üzerindeki bireylerde ortaya çıkar ve zamanla ilerleyebilir. Ciltteki bu hassasiyet, kullanılan ürünlere karşı tepki riskini artırdığından, rosasealı bireylerin cilt bakım rutinlerinde çok daha dikkatli ve bilinçli olmaları gerekir. Yanlış ürün seçimi ya da uygunsuz bakım yöntemleri, ciltte alevlenmelere yol açabilirken; doğru ürünler ve nazik uygulamalar sayesinde cildin sakinleşmesi ve korunması sağlanabilir.
Rosasea hastalığında cilt bakımı, genel cilt bakımından farklı ve çok daha hassas bir yaklaşım gerektirir. Bu hastalıkta cildin savunma bariyeri zayıflamış olduğundan, dış etkenlere karşı duyarlılık artar. Bu nedenle bakım ürünlerinin içeriği, uygulama sıklığı ve kullanılan yöntemler oldukça önemlidir. Cilt, çoğu zaman suyla temas ettiğinde dahi kızarabilir ya da yanma hissi oluşabilir. Bu nedenle, ilk dikkat edilmesi gereken unsur, ürün seçiminde alkol, mentol, parfüm, sülfat, retinoid gibi tahriş edici bileşenlerden kaçınılmasıdır. Bu içerikler, sağlıklı bir ciltte dahi zaman zaman hassasiyet yaratabilirken, rosasealı ciltlerde durumu daha da kötüleştirebilir. Temizlik adımında nazik, sabun içermeyen ve pH dengesi gözetilmiş temizleyiciler tercih edilmelidir. Cilt asla sert hareketlerle ovulmamalı, yumuşak hareketlerle yıkanıp, kağıt havluyla tampon yaparak kurulanmalıdır. Tonik kullanımı ise çoğunlukla önerilmez; çünkü toniklerin büyük bir kısmı alkol bazlıdır ve bu da cildi kurutup tahrişe neden olabilir. Nemlendirici seçimi, cilt bariyerini onarıcı ve yatıştırıcı içerikler barındıran ürünlerden yana yapılmalıdır. Özellikle seramid, niasinamid, panthenol ve az miktarda hyaluronik asit içeren ürünler cildin tolerans eşiğini yükseltip, kızarıklığı hafifletebilir.
Rosasea hastalarının günlük bakımda en çok dikkat etmesi gereken noktalardan biri de güneş korumasıdır. Güneş, bu hastalığın en önemli tetikleyicilerindendir. Geniş spektrumlu, minimum SPF 30 koruma sağlayan fiziksel (mineralli) güneş koruyucular, kimyasal filtrelere göre daha iyi tolere edilebilir. Çinko oksit ve titanyum dioksit içeren ürünler genellikle rosasealı ciltlerde güvenlidir. Güneş koruyucu, yalnızca yaz aylarında değil, yıl boyunca düzenli olarak kullanılmalıdır.
Cilt bakım rutini basit, düzenli ve tahriş etmeyen ürünlerden oluşmalıdır. Aşırı bakım yapmak, çok sayıda ürün denemek ya da ani ürün değişiklikleri rosasealı ciltte alevlenmelere yol açabilir. Aynı zamanda sıcak su, buhar banyoları, aşırı sıcak veya soğuk hava, baharatlı yiyecekler, alkol ve stres gibi faktörler de ciltte atakları tetikleyebilir. Bu nedenle bakım kadar yaşam tarzı da önemlidir. Ciltte ani bir kızarıklık artışı, kaşıntı, yanma veya sivilce benzeri lezyonlar görülürse, mutlaka dermatolog kontrolünde tedavi planı yapılmalıdır. Sağlıkla kalınız…