Toplum Çalışmaları Enstitüsü (TÇE), Türkiye’deki çocukların kentsel mekanlardaki durumunu ve yerel yönetimlerin çocuk politikalarını analiz eden kapsamlı bir rapor yayımladı. 30 büyükşehir belediyesinin 2025-2029 stratejik planlarının ve İstanbul ile Ankara’daki saha araştırmalarının yer aldığı raporda, çocukların kent yönetiminde hala “yok sayıldığı” ve parkların birincil meselesinin güvenlik olduğu ortaya kondu.
Belediyeler çocukları “pasif kullanıcı” görüyor
TÇE Şehircilik Programı Direktörü Doç. Dr. Asmin Kavas önderliğinde hazırlanan raporda, Türkiye nüfusunun yüzde 78’ini yöneten büyükşehir belediyelerinin stratejik planları incelendi. Analiz sonuçlarına göre belediyelerin büyük çoğunluğu, çocuklara yönelik hizmetleri sadece “park sayısı” ve “kreş açma” gibi fiziksel yatırımlarla sınırlı tutuyor. Çocukların karar alma süreçlerine katılımını sağlayan mekanizmaların ise oldukça zayıf olduğu belirlendi. İstanbul, Diyarbakır, İzmir ve Mersin; çocuk odaklı yönetim vizyonuyla en yüksek puanı alan iller olurken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin “Çoc uk Etki Değerlendirmesi” uygulaması Türkiye için örnek bir model olarak gösterildi.
İstanbul’da güvenlik, Ankara’da bakım sorunu önde
İstanbul ve Ankara’da 476 katılımcıyla yapılan saha araştırması, iki metropol arasındaki farkları verilerle sundu. Araştırmaya göre:
İstanbul’daki ebeveynlerin yüzde 29,8’i parklarda öncelikli olarak güvenlik kamerası ve görevli talep ederken, Ankara’da öncelik “temizlik ve bakım” olarak öne çıktı.
Ankara’daki çocuklar günde ortalama 3 saatten fazla parklarda vakit geçirebilirken, İstanbul’daki çocuklarda bu süre yoğunluk ve güvenlik endişeleriyle 1-3 saatle sınırlı kaldı.
Ebeveynlerin büyük bir kısmı park tasarımlarında fikir beyan etmek istese de, tasarım süreçlerine çocukların ve ailelerin katılım oranı yüzde 4,3 gibi sembolik bir seviyede kaldı.
Raporda, çocukların kent hakkının korunması için somut çözüm önerileri sıralandı. “Çocuk Etki Analizi”nin tüm belediye projeleri için yasal zorunluluk haline getirilmesi gerektiği vurgulanırken, yerel yönetimlerin sadece mühendi s ve mimarlarla değil; çocuk gelişimi uzmanları, oyun terapistleri ve sosyal pedagoglarla çalışması gerektiği ifade edildi. Ayrıca, parkların sadece oyun alanı değil, tüm çocuklar için “mekansal adalet” sağlayan güvenli ve kapsayıcı alanlar olması gerektiğine dikkat çekildi.
Stratejik planlarda büyük uçurum: Deprem bölgesi ve bazı büyükşehirler sınıfta kaldı
Raporun stra tejik plan analizi bölümünde, büyükşehir belediyelerinin çocuk politikalarındaki performansı 10 tam puan üzerinden değerlendirildi. Analiz sonuçlarına göre, İstanbul 9,7 puanla çocuk odaklı yönetimde zirvede yer alırken, onu 8,1 puanla Diyarbakır ve 7,7 puanla İzmir takip etti. Bununla birlikte rapor, Türkiye genelinde homojen bir gelişim olmadığını da gözler önüne serdi. Özellikle depremden etkilenen Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya gibi illerin yanı sıra Erzurum ve Ordu gibi büyükşehirlerin çocuk odaklılık puanları 3’ün altında kaldı. Bu durum, çocukların kentsel mekanlardaki haklarının ve ihtiyaçlarının yerel yönetimlerin gündeminde hala ikincil planda kaldığını ve bölgeler arası ciddi bir “çocuk hakları eşitsizliği” yaşandığını kanıtlıyor.












