Geçmiş dönemde Esnaf ve Sanatkârlar Derneği başkanlığı yapan kıymetli bir arkadaşımızın Ahilik haftasında yazarlarla söyleşi yapacaklarını ve katılmamı istediğini söyleyince katıldım.
Ahilik, günümüzde unutulan değerlerimizden biriydi. Yeniden canlandırabilir miyiz, çok zor!
Esnafımız, Ahilik kurallarını çoktan unuttu. Tüm esnaflar demeyeyim ama çoğunluk halkı kazıklama ve kısa yoldan zengin olma derdine düştü.
Oysa Ahilik kurallarına göre bunları yapamayacaktı.
Neydi Ahilik?
Neydi kuralları?
Ahilik, Ahi Evran tarafından Hacı Bektaş-ı Veli’nin tavsiyesiyle kurulan esnaf dayanışma teşkilatıdır. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Anadolu’da yaşayan Alevî, Bektaşi, Müslüman, Türkmen halkın; sanat, ticaret, ekonomi gibi çeşitli meslek alanlarında yetişmelerini sağlayan, onları hem ekonomik hem de ahlaki yönden yetiştiren, çalışma yaşamını iyi insan meziyetlerini esas alarak düzenleyen bir örgütlenmedir.
Ahi olmak ve peştamal kuşanmak için kişinin bir Ahi tarafından önerilmesi zorunludur. Üye olmak isteyenlerden yedi fena hareketi bağlaması ve yedi güzel hareketi açması istenir:
1.Cimrilik kapısını bağlamak, lütuf kapısını açmak,
2.Kahır ve zulüm kapısını bağlamak, hilim ve mülâyemet kapısını açmak,
3.Hırs kapısını bağlamak, kanaat ve rıza kapısını açmak,
4.Tokluk ve lezzet kapısını bağlamak, riyazet kapısını açmak,
5.Halktan yana kapısını bağlamak, Hak’tan yana kapısını açmak,
6.Herze ve hezeyan kapısını bağlamak, Marifet Kapısını açmak,
7.Yalan kapısını bağlamak, doğruluk kapısını açmak.
Ahilikte sanatkârlar, gündüzleri işyerlerinde 4 aşamadan oluşan hiyerarşi içinde mesleğin inceliklerini öğrenir, akşamları toplandıkları ahi konuk ve toplantı salonlarında aynı hiyerarşi içinde ahlaki ve felsefî eğitim görürlermiş.
Günümüzde ise biraz parası olan hemen esnaflığa başlıyor.
Peki, gerçekten esnaf oluyor mu?
Ahilik kurallarına göre olmuyor elbette…
Ahilikte esnaflar iş ve ahlak konularında çok sıkı eğitilirdi. İş olarak kalfalıkta üç yıl çalıştıktan sonra kişiler, ustalık almaya hak kazanırdı ve Ahilikte önemli bir yeri olan ŞED KUŞANMA TÖRENİ ile ustalığa yükseltilirdi. Usta, kalfasının gerekli mesleki becerileri ustalık düzeyine getirdiğine inanırsa ona ustalığını teklif ederdi ve şed yani yöresel peştamal kuşak törenle beline bağlanarak ustalık verilirdi. Usta olanlar, isterlerse ve teşkilatın belli şartlarını yerine getirirse kendine ait bir işyerine sahip olabilirdi.
Bu kuşağın bele bağlanması ile Hacı Bektaş Veli’nin felsefesi hatırlatılır ve Ahiliğin 7 kuralına uyulması istenirdi:
“Eline, diline beline sahip ol! Kalbini, kapını, alnını açık tut!”
Mezarı Kırşehir’de bulunan Ahi Evran’ın kurduğu bu teşkilatla ilgili Ahilik geleneğinin unutulmaması için Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Odaları tarafından bazı şehirlerde her yıl Ahilik haftası ve kutlamaları yapılmaktadır.
Ahilik teşkilatının kurulduğu yıllarda Bacıyan-ı Rum teşkilatı da kurulmuştu. Bu teşkilat kadınlardan oluşuyordu. 1200’lü yıllarda kadınların örgütlenmesi çok dikkat çekici bir olay bana göre.
Birçok doğu bilimci Avrupalı araştırmacılar, Bacıyan-ı Rum teşkilatının harf hatası olduğunu o yıllarda kadınların teşkilat kuramayacağını bu birliğin Hacıyan-ı Rum yani Hacılar birliği olabileceğini iddia etmiş.
En çok buna güldüm.
Oysa Anadolu topraklarında Amazon kadınlar yalnızca kadınlardan oluşan ülke kurdular. İskit Prensesi Tomris Hatun, devletini yönetti ve Pers kralını savaşta yendi. Bu topraklarda kadınlar daima güçlüydü.
Gel de bunu Avrupalılara anlat!
Şaşırmaları normal, geçmişimize sahip çıkmadığımız için bizleri sığ bilgilerle yorumluyorlar.
Esnaf ve Sanatkârlar Derneği olarak Beylikdüzü’nde düzenlenen Ahilik Haftasında bana da ŞED yani kuşak bağlandı.
HAK yolunda Halk için vatan için doğruluktan ayrılmadan yürümeye Allah nasip etsin…