Kasım ayları gelince aklımıza, Kadına Yönelik Şiddet de geliyor. Birkaç etkinlik, birkaç söyleşi haber ve tekrar hiçbir şey olmamış gibi yaşantımıza devam ediyoruz.
Bu topraklarda benim canım ülkemde kadınlar öldürülüyor!!!
Her gün kadınlar ölüyor!
Bir erkeğin şiddetli sevgisi, bir kadının ölümüne neden oluyor!
Ne kanunlar, ne yasalar, ne toplumsal baskı kadınları koruyamıyor.
2025 Yılının ilk 6 ayında erkekler tarafından 136 Kadın Öldürüldü, 145 Kadın şüpheli şekilde ölü bulundu.
Öldürülen kadınların sayısını tutan Anıtsayaç’ta bu yazıyı yazdığım esnada öldürülen kadın sayısı 401
Yasalarımız mı yetersiz, toplumsal bilinçlenmede mi bir eksiklik var, sorunun kaynağını bir türlü çözemedik.
1999 yılında kadına yönelik şiddete karşı toplumda farkındalık yaratmak amacıyla Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararı ile ilan edilen gün olan 25 Kasım tarihleri de yeterli farkındalık yaratamadı.
2022 yılında dünya genelinde kesin olmayan verilere göre toplam 89.000’e yakın kadın ve kız çocuğu kasıtlı olarak öldürüldü.
Bunların yaklaşık 48.800’ü (tüm kadın cinayetlerinin %55’i) partner veya aile bireyleri tarafından öldürüldü.
2023’te dünyada yaklaşık 85.000 kadın ve kız çocuğu kasıtlı olarak öldürüldü.
Bu ölümlerin 51.100’ü partner veya aile bireyi tarafından gerçekleştirildi.
Avrupa genelinde kadınlara yönelik şiddetle ilgili en güncel verilere göre ise AB’de (27 üye ülke) 18-74 yaş aralığındaki kadınların yaklaşık %30,7’si hayatı boyunca fiziksel ve/veya cinsel şiddet ya da şiddet tehdidine maruz kaldı.
OECD raporuna göre AB/OECD ülkelerinde çiftlerden, kadınların yaklaşık %36’sı hayatları boyunca partner şiddetine maruz kaldığı kayıtlara geçti.
Ayrıca, iş yerinde cinsel tacize maruz kalan kadınların oranı da oldukça yüksek, örneğin AB’de iş hayatında bulunan kadınların yaklaşık %34’ü “her üç kadından biri” kariyerleri boyunca en az bir kez cinsel tacize uğradığını bildirdi.
Bu sayılar, Avrupa düzeyinde kadına yönelik şiddetin yaygın bir sorun olduğunu net biçimde gösteriyor.
Ve kadına yönelik şiddeti engellemede kendi öz vatanımda bir adım ilerleme kaydedemiyoruz.
Öldürülen kadınlar bir şekilde veri olarak kaydediliyor fakat o kadar çok dayak yiyen kadın var ki çoğu kayıtlara geçmiyor. Bu yüzden şiddetin korkunç boyutunu net olarak algılayamıyoruz.
Konumuz yalnızca kadına yönelik şiddet değil, komşu komşuya saldırıyor, trafikte şiddet yaşanıyor, hastanelerde şiddet tavan yapmış durumda, daha nereyi sayalım ki, şiddet her tarafımızda…
Hayvansal karakterde esir kalmış öfke kontrolü olmayan insanımsılar, “döverim, öldürürüm birkaç yıl yatar hapisten çıkarım,” mantığı ile istediği gibi davranıyor. Zarar görenler ise haklarını arama peşinde yıllarca uğraşıyor, yıpranıyor.
Devlet olarak, millet olarak şiddetin önüne nasıl geçemiyoruz, bunu nasıl çözemiyoruz!
Hep birlikte çözüme odaklanalım, bir daha ki 25 Kasım’a kadar konuyu kenara koymayalım!
Canlar ölüyor, canlar gidiyor biz seyrediyoruz…













