1.TAKSİM CAMİSİNİ KİM SATTI?
Padişah Vahdettin, Fransız sermayeli “İstanbul Emlak Şirket-i Osmaniyesi” adlı şirkete, İstanbul Hükümeti’nin Maliye Nezareti Vekili Tevfik Bey imzasıyla Taksim Camisini, 7000 lira bedelle 23 Ağustos 1922 satmıştır.
İşgal yıllarında İstanbul Hükümeti ve Padişah Vahdettin, bu kez Beyoğlu’nun göbeğindeki tarihi Ağa Camii’ni de satmaya kalkışır.
Taksim Camisinin satışında olduğu gibi, “Camii şerifi başka bir yere nakledeceğiz!” vaadiyle tarihi Ağa Camii de satılmak istenmiş, fakat muhalefet edenler yüzünden satılamamıştır.
İstiklal Caddesi üzerindeki tek cami olan Ağa Camii’ni yıkılmaktan kurtaran Atatürk’tür. Ağa Cami, 1937 yılında Vakıflar idaresi tarafından restore edildikten sonra caminin önüne, Mustafa Kemal Atatürk’ün isteğiyle çok anlamlı bir mesaj yazılmıştır.
“YURTTAŞ, DÜNÜNÜ UNUTMA! BUGÜNÜ İYİ ANLARSIN!”
2.TARİHİ ESER SUÇU NEDİR?
Bir eser bulduğunuzda hemen satmaya ya da evinizde hatıra olsun diye vitrine kaldırmayınız, SUÇTUR!
TÜRK CEZA KANUNUNA GÖRE; bildirimi yapılmamış olan kültür ve tabiat varlığını satışa sunmak, satmak, vermek, satın almak, kabul etmek, tarihi eser kaçakçılığı suçu teşkil etmekte olup bu suçun cezası, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 5.000 güne kadar adli para cezası olarak öngörülmüştür.
3.ARKEOLOJİ TERİMİNİN KÖKENİ NEDİR?
Fransızca archéologie kelimesinden gelse de asıl kökeni Eski Yunancadır.
”Arkhaios” eski, ”logos” ise bilgi demektir.
Arkeolojinin kökeni olan bu kelime, “eski bilimi” veya “eskinin bilimi” anlamına gelir.
4.ATLANTİS, MU VE LEMURYA KAYIP KITALAR NEREDE BATMIŞ OLABİLİR?
Yakın zamanda yapılan araştırmalara göre uzaydan bakıldığında Avustralya’nın doğusunda yaklaşık 5 Milyon kilometrekare büyüklüğünde batık bir kıta saptandı. Bugün, batık kıtanın yalnızca yüzde 5 civarındaki kısmı görünür durumdadır.
Yapılan çalışmalara göre dünya üzerinde en az iki batmış kıta keşfedildi. Bu kıtaların keşfi, birçok yazarın Lemurya, Mu ve Atlantis gibi efsanevi kıtaların gerçek olduğuna işaret olarak yorumlandı fakat ispatlanamadı.
Mitolojilerde ve bazı eski yazılı kaynaklarda adları geçen tüm bu eski kıtalar, on binlerce yıl önce gizemli şekilde battı ya da kayboldu ve insanlık tarafından unutuldu ve henüz yerleri kesin olarak tespit edilemedi.
5.ATATÜRK TAHSİN BEY’İ DE MEKSİKA’YA HANGİ UYGARLIKLARI ARAŞTIRMASI İÇİN GÖNDERDİ?
Atatürk, Tahsin Mayatepek’i Meksika’ya elçi olarak atadı. Tahsin Bey, yaptığı araştırmalar sonucu topladığı tüm bilgileri üç cilt halinde Atatürk’e sundu.
Ayrıca Atatürk, akademik ve bilimsel delillerle desteklenen bir Türk tarih tezi hazırladı ancak bunu kitaplaştırmaya ömrü yetmedi.
Atatürk’ün tezini yazdığı kitabı ve Tahsin Beyin hazırladığı 3 cilt neden açıklanmadı, o kitaplarda ne vardı?
Günümüzde bu konu hakkında neden hiç çalışma yapılmadığı merak konusudur.
Dünya, Atatürk’ün ulaştığı bilgilerle ilgili neyi duymaya hazır değil ki, böyle bir çalışma, kütüphanenin tozlu rafları arasında bekletilmektedir?
6.DÜNYAMIZ GÜNÜMÜZE DEK KAÇ BUZUL ÇAĞI GEÇİRMİŞTİR?
Dünya oluştuktan günümüze dek geçen 4.4 milyar yıllık süre içerisinde, belgelenebilen 5 büyük buzul çağı yaşadı.
Bu buzul çağlarının çoğunluğu ise insanın tarih sahnesine çıkışından önce yaşandı.
7.ENERJİ YÜKLÜ LEY HATLARI NEDİR?
Dünyamızın etrafında enerji hatlarının olduğuyla ilgili uzun yıllardır süren çalışmalar yapılıyor. Bu güç alanlarına, ‘’Ley Hatları’’ adını veren Arkeolog Alfred Watkins’tir.
Antik haritalarda, önemli yapıların hep aynı hatlarda hizalanarak ve farklı dönemlerde aynı noktaya üst üste yapıldığını görüyoruz.
Watkins’e göre, ley hatları düz ve paralel bir şekilde dünyanın etrafını sarıyor. Yaptığı araştırmalarla İngiltere’de yer alan birçok enerji hattını belirledi. Stonehenge anıtı gibi (M.Ö. 2300) özel dikilmiş taşlarla, eski yapıların bu gizemli enerjinin belirgin noktalarına yerleştirildiğini gördü.
Batının, “Ley Hatları” adını verdiği enerji kanallarına, Çinliler “Ejderha Patikaları veya Dragon çizgileri” adını verdi.
8.DÜNYADA FİZİKİ VE PSİŞİK ENERJİNİN YOĞUN OLDUĞU BAŞLICA BÖLGELER NERELERDİR?
1- Orta Asya. Özellikle de Tibet, Gobi ve Doğu Türkistan üçgeni arasındaki kalan bölge
2- Mısır
3- Orta Amerika- (Meksika)
4- Arjantin’in Kuzey bölgesi
5- Anadol
9.HACI BAYRAM VELİ TÜRBESİ İLE AGUSTUS TAPINAĞININ AYNI NOKTADA OLMASININ NEDENİ NEDİR?
Enerji çıkış noktasına yapılan ibadet yerlerine en güzel örnek, Hacı Bayram Veli Türbesi ile Agustus tapınağının aynı noktada olmasıdır.
Agustus tapınağı; M.Ö. 25 yılları arasında inşa edilmiş bir tapınaktır. Roma İmparatoru Augustus adına yaptırılmıştır. Aynı yerde çıkan kalıntılardan anlaşıldığı kadarıyla burada daha önce Frigler döneminden kalma (M.Ö. 1200) bir tapınak vardı. Aynı yere en son 1427 yılında Hacı Bayram Veli türbesi ve camisi yapılmıştır.
Üç farklı dini mabedin hep aynı noktada olmasının nedenini, o noktadan geçen ley hattıyla açıklayabiliriz.
10.ALTAY-YAKUT DESTANLARINA GÖRE DÜNYAMIZ NASIL OLUŞTU?
“Her şeyden önce su vardı. Yer, ay, gök, güneş yoktu. Sadece Tanrı Kayra Han (Kuday)vardı, ancak yalnızdı ve canı sıkılıyordu.
Sudan gelen bir ses ona “yarat” dedi. O da kendi gibi birini yarattı ve ona kişi adını verdi.”
11.KİDARİTE KRALLIĞINI HİÇ DUYDUNUZ MU?
Baktriya (Bugünkü Afganistan) çevresinde M.S. 4. ve 5. yüzyıllarda var olan bir Hun hanedanlığıdır.
Krallığın kurucuları, Hun boyları olan Kionitler ve Kızıl Hunlardır. Bazı tarihçiler Kidarite Hunlarının, Doğu Avrupa’yı işgal eden Hunlarla aynı olduklarını yazar.
Kidaritelerin kurucusu olan Kionit ya da Kızıl Hunların, Türkçe konuştuğu yazılı kaynaklarda belirtilmiştir.
12.YAPAY ZEKÂYA İSKİTLER TÜRK MÜ DİYE SORUNCA LAFI NEDEN DOLANDIRMIŞ OLABİLİR?
İskitler, Yunan kayıtlarında Skytai, Asur kayıtlarında İşkuza ve Pers kayıtlarında ise Sakalar olarak bilinir.
İskitlerin kökenlerinin Sümerlere dayandığı, Sümerlerin tarih sahnesinden silinmeleriyle batıya göçen Ön Türk toplumlarından bir tanesi oldukları iddiaları günümüzde tartışılmakta ve araştırılmaktadır. İskitler yani Sakalarla ilgili kesin bilgiler olmadığı için batı dünyası Türk olduklarını kabul etmek istemez. Türk olduklarını kabul etmek, kendi yazdıkları tarihin geçersiz olduğu anlamına gelir ki bunu asla yapmazlar.
Yakut Türklerinin atası sayılan İskitler, teşkilatlanıp devletleşemedikleri için dağılmışlardı.
İskit kadınları da ata biner, ok atar, at üstünde düşmanla savaşırdı. İskit Kadınları üç düşman öldürmedikçe evlenemezdi.
İskit kadınlarıyla ilgili antik çağ yazarlarının yazdıklarına göre eşleriyle birlikte savaşa katılırlardı.
İskitlerin yaşadığı bölgelerde yapılan kazılar sonucunda silahlarıyla gömülmüş çok sayıda kadın mezarının bulunması, İskit kadınlarının da savaştığını net bir şekilde göstermektedir.
13.DÜNYADA BİLİNEN İLK KADIN HÜKÜMDAR KİMDİR?
M.Ö. 6. yüzyılda yaşadığı düşünülen ve bugün de Yakutlar olarak bilinen İskitler yani Sakaların ilk ve tek kadın Türk hakanı Tomris Hatunun, dünyada bilinen ilk kadın hükümdar olduğu birçok kaynakta yazar.
Tomris veya Tomyris; Türkçe, temir – demir veya Moğolca, temur – demir, Doğu İran dillerinde, tahmirih – cesur anlamına gelir.
Perslilerle girdiği savaşta oğlu öldürülünce çılgına dönen Tomris Hatun, Perslileri büyük bozguna uğratır.
Tomris Hatun’un heykeli günümüzde Almanya’nın Saksonya eyaleti Dresden şehrindeki bir parka dikilmiştir ve heykeli kendi kültürlerine aitmiş gibi tasarlamışlardır.
Oysa bu heykelin bizim topraklarımızda olması gerekirdi.
14.DİZİLERDE POPÜLER OLAN BÖRİLER KİMDİR?
Şam ve çevresinde kurulmuş Büyük Selçuklu Devleti’ne bağlı bir atabeyliktir.
15.MİLATTAN ÖNCEKİ DÖNEMLERDE TÜRKLERE AİT İZLER TESPİT EDİLMİŞ MİDİR?
Anav Kültürü: M.Ö. 5000-3000 arası Türkistan’ın Başkenti Aşkabat yakınlarında ortaya çıkarılmış en eski kültürdür. Yapılan kazılarda dokuma parçaları, seramik ve süs eşyaları bulunmuştur.
16.ARYANLAR KİMDİR?
M.Ö. 1500’lerde büyük bir grup Hindistan’a göç etti. Bu kitlesel göç, doğal bir felaketten kaçmanın sonucu mu, yoksa bir istila mı olduğu bilinmiyor fakat bu göç sonucunda Hindistan Yarımadası’nda yeni bir medeniyet doğdu.
Aryan dili gelişti ve Aryanlar, daha sonra Asya’nın ve Avrupa’nın geniş bölgelerine yayıldılar. Günümüz Avrupalıların ve Hintlilerin konuştuğu Hint-Avrupa dillerinin temelini oluşturdular.
Aryan kelimesi, Sanskritçede “soylu kişi” anlamına gelen “arya” sözcüğüne dayanır.
Bu medeniyetten günümüze çok az tarihi kayıt kalmıştır.
Aryanlar, Hinduizm’in en eski dini yazıtlarını yani Vedalar’ı bir araya getiren ve ata binip sığır yetiştiren, savaşçılardan ve çobanlardan oluşan göçebe bir kavim olduğu vedalardaki hikâyelerden anlaşılmaktadır.
Aryanlarla ilgili arkeolojik araştırmalar halen sürmektedir.
