Sınav dönemleri, özellikle lise ve üniversiteye geçiş gibi kritik süreçlerde öğrenciler için büyük bir stres kaynağına dönüşebiliyor. Bu süreçte hem akademik başarı baskısı hem de gelecek kaygısı öğrencilerin psikolojik dayanıklılığını etkilerken sınavın kendisinden çok yarattığı duygusal yükle mücadele etmek daha zorlayıcı hale geliyor. Uzman Psikolog Tuğçe Rabia Dursun, sınav kaygısının yalnızca bir duygu hali olmadığını, aynı zamanda fiziksel ve zihinsel sağlığı da etkileyen bir durum olduğunu belirterek öğrencilere ve ailelerine önemli tavsiyelerde bulunuyor.
Sınav Kaygısı Akademik Başarıyı ve Hayat Kalitesini Olumsuz Etkiliyor
Sınav kaygısı, öğrencinin sınav öncesinde ya da sınav sırasında yaşadığı yoğun endişe, korku ve stres hali olarak tanımlanıyor. Bu kaygının düşük düzeyde olması aslında performans artırıcı etki yaratabiliyor. Ancak belirli bir seviyeyi aştığında hem zihinsel hem de fiziksel belirtilerle günlük yaşam kalitesini düşürüyor. Uzman Psikolog Tuğçe Rabia Dursun, bu belirtilerin başında çarpıntı, mide bulantısı, terleme, baş ağrısı, dikkat dağınıklığı, unutkanlık ve sosyal geri çekilmenin geldiğini belirtiyor. Bu düzeydeki kaygının mutlaka dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Dursun, öğrencinin hayatında işlev kaybı varsa psikolojik destek alınmasının şart olduğunu söylüyor.
Stresin Fiziksel Yansımaları da Ciddiye Alınmalı
Sınav stresinin sadece zihinsel değil, fiziksel etkilerle de kendini gösterebileceğini belirten Uzman Psikolog Tuğçe Rabia Dursun, bu dönemde öğrencilerde baş ağrısı, kas gerginliği, mide bulantısı, uykusuzluk ve yeme bozuklukları gibi şikâyetlerin arttığını ifade ediyor. Stres kontrol altına alınmadığında vücut bu duruma fiziksel olarak da tepki veriyor. Bu belirtiler yalnızca sınav başarısını değil, öğrencinin genel sağlık durumunu da olumsuz etkileyebiliyor. Bu nedenle öğrencilerin kaygı seviyeleri izlenmeli ve fiziksel belirtiler göz ardı edilmemeli.
Sınavdan Bir Ay Önce Psikolojik Hazırlık Başlamalı
Sınava hazırlık sadece ders çalışmakla sınırlı değil. Uzman Psikolog Tuğçe Rabia Dursun, sınavdan yaklaşık bir ay önce psikolojik hazırlığın da devreye girmesi gerektiğini belirtiyor. Bu süreçte öğrencilerin zaman yönetimini iyi planlaması, pozitif iç konuşmalar yapması, nefes egzersizlerini ve kısa meditasyon tekniklerini uygulaması oldukça faydalı oluyor. Ayrıca sınav ortamını hayal etmek, sınav günü senaryoları üzerinden imgeleme çalışmaları yapmak öğrencinin performansını artırabiliyor. Dursun, “Bu tür teknikler sayesinde öğrenci sınav sürecini zihninde normalleştirebilir ve olası panik anlarını önceden kontrol etmeyi öğrenebilir” diyor.
Ailelerin Tutumu Başarıyı Doğrudan Etkiliyor
Sınav süreci yalnızca öğrenciler için değil, aileler için de stresli bir dönem. Ancak ailelerin bu süreçteki rolü öğrencinin kaygı düzeyinde belirleyici bir etkiye sahip. Uzman Psikolog Tuğçe Rabia Dursun, ailelerin yapıcı ve destekleyici bir tutum sergilemesi gerektiğini vurguluyor. “Sürekli sınavdan bahsetmek, çocuğu başkalarıyla kıyaslamak, tehditkâr ya da baskıcı bir dille yaklaşmak öğrencide yetersizlik duygusunu artırır. Aileler empati kurmalı, çocuğun duygularını anlamalı ve her durumda destekleyici olmalıdır” diyor. Bu yaklaşım öğrencinin özgüvenini pekiştirirken motivasyonunu da artırıyor.
“Ya Başarısız Olursam?” Korkusuyla Baş Etmek Mümkün
Sınav kaygısının temelinde çoğu zaman başarısızlık korkusu yatıyor. Öğrenciler, gelecekleriyle ilgili endişeler nedeniyle bu sınavı hayatlarının tek belirleyici unsuru olarak algılayabiliyor. Uzman Psikolog Tuğçe Rabia Dursun, başarısızlık korkusunun üstesinden gelmenin en etkili yolunun gerçekle yüzleşmek ve olumlu iç konuşmalar yapmak olduğunu söylüyor. “Her sınav hayatın sonu değildir. Başarı ve başarısızlık birer sonuçtur ve her ikisi de değerlidir. Öğrenciler geçmiş başarılarını hatırlayarak kendilerini motive etmelidir” diye ekliyor.
Özgüven, Küçük Hedeflerle ve Başarılarla İnşa Edilir
Özgüven sınav sürecinde öğrencilerin en çok ihtiyaç duyduğu içsel kaynaklardan biri. Uzman Psikolog Tuğçe Rabia Dursun, özgüvenin doğuştan gelmediğini, zamanla kazanıldığını ve geliştirilmesi gerektiğini vurguluyor. Öğrencilere küçük hedefler koymalarını, bu hedeflere ulaştıklarında başarılarını not etmelerini ve yalnızca sınav başarısına değil tüm kişisel becerilerine değer vermelerini öneriyor. Bu sayede öğrenciler sadece akademik değil, duygusal açıdan da güçleniyor.
Sosyal Medya Kullanımı Kaygıyı Tetikleyebilir
Sınav döneminde sosyal medya ve dijital cihazların kullanımı fark edilmeden öğrencilerin kaygı düzeyini artırabilir. Özellikle başarı hikâyeleri, sınav sonuç paylaşımları gibi içerikler öğrencilerin kendilerini yetersiz hissetmesine neden olabilir. Uzman Psikolog Tuğçe Rabia Dursun, dijital içeriklerin sınırlı ve bilinçli şekilde tüketilmesi gerektiğini belirtiyor. “Tamamen yasaklamak yerine günlük süreyi sınırlandırmak ve kaliteli içeriklere yönelmek, öğrencilerin psikolojik dayanıklılığı için daha sağlıklı bir yöntemdir” diyor.
Nefes Egzersizleri ve Meditasyonun Bilimsel Etkisi Yadsınamaz
Sınav stresini yönetmek için en etkili yöntemlerden biri de düzenli nefes egzersizi ve meditasyon uygulamak. Uzman Psikolog Tuğçe Rabia Dursun, bu tekniklerin hem fizyolojik hem de psikolojik faydalarının bilimsel olarak kanıtlandığını belirtiyor. “Nefes kontrolü kaygıyı azaltır, zihinsel berraklığı artırır ve öğrencinin dikkatini toplamasına yardımcı olur” diyen Dursun, bu egzersizlerin sınav öncesi ve sınav anında da uygulanabileceğini söylüyor.
Uzun Süreli Başarısızlıkta Psikolojik Destek Şart
Sınav kaygısı yönetilemediğinde öğrencide özgüven kaybı, sosyal izolasyon, depresif belirtiler ve işlev kaybı gibi durumlar gözlenebilir. Uzman Psikolog Tuğçe Rabia Dursun, bu belirtiler görülüyorsa mutlaka bir uzmandan yardım alınması gerektiğini belirtiyor. Psikolojik desteğin yalnızca sorunlar derinleştiğinde değil, sınav sürecinin başında alınmasının daha koruyucu ve etkili olduğunu da vurguluyor.