Günümüzde çocuklar, geçmiş kuşaklara göre çok daha az hareket ediyor. Ekran sürelerinin artması, açık havada geçirilen zamanın azalması ve yapılandırılmış oyunların yerini dijital aktivitelere bırakması, fiziksel gelişim üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 1-4 yaş arasındaki çocukların günde en az 3 saat, daha büyük çocukların ise günde en az 1 saat orta veya yüksek tempolu fiziksel aktiviteye ihtiyaç duyduğunu vurguluyor. Ancak birçok çocuk bu hedefin oldukça gerisinde kalıyor.
IGLU Soft Play’in desteklediği bir dizi çalışma kapsamında, Letonya’daki Children’s Clinical University Hospital Fizyoterapisti Sandra Kraukle, erken dönem hareket deneyimlerinin çocukların sinir sistemi gelişimi üzerinde belirleyici olduğunu belirtiyor. Sandra’ya göre çocuklar, hareket ederek yalnızca kaslarını değil aynı zamanda denge, koordinasyon, yön algısı ve vücut farkındalığı gibi bilişsel süreçlerini de geliştiriyor. Bu deneyimler, “propriosepsiyon” olarak bilinen vücudun pozisyonunu ve hareketini algılama becerisini güçlendiriyor ve çocukların daha kontrollü, dengeli hareket etmelerine yardımcı oluyor.
Erken yaşta hareket, beynin gelişimini destekliyor
Araştırmalar, farklı yaş gruplarının motor gelişimlerinde oyunla desteklenen hareketin etkilerini açıkça ortaya koyuyor:
- Bebeklik dönemi: Güvenli bir zemin üzerinde destekli şekilde pozisyon alma, emekleme öncesi çekirdek kasların gelişimi ve simetrik hareketin sağlanması açısından kritik öneme sahip.
- 1-3 yaş arası: Tırmanma, çekme, itme ve denge kurma gibi hareketler hem kas gücünü artırıyor hem de yürüme dengesini ve vücut koordinasyonunu geliştiriyor.
- 3-6 yaş arası: Çocuklar artık kendi küçük parkurlarını kurmaya, blokları birleştirerek yaratıcı oyunlar tasarlamaya başlıyor. Bu da problem çözme ve planlama becerilerini tetikliyor.
- Okul çağı: Fiziksel aktivite artık yalnızca kas gelişimi değil, aynı zamanda postür, dayanıklılık ve grup içinde iş birliği becerilerinin güçlenmesi için de önemli hale geliyor.
Oyun, öğrenmenin doğal yolu
Uzmanlara göre fiziksel aktivitenin eğlenceli hale getirilmesi, çocukların bu alışkanlığı sürdürebilmesi açısından kilit rol oynuyor. Yapılandırılmış oyun alanları, yumuşak ve güvenli materyallerle oluşturulan hareket alanları veya ev içinde bile kurulabilecek basit parkurlar, çocukların hem eğlenmesini hem de öğrenmesini sağlıyor. Sandra Kraukle, “Bir çocuk keyif alıyorsa, öğrenmeye açıktır. Fiziksel deneyimle desteklenen her oyun, aynı zamanda bilişsel bir süreçtir.” diyor.
Hareketi Eğlenceye Dönüştürmenin En Sağlıklı Yolu: IGLU Soft Play
Çocukların sosyal etkileşimini güçlendiren IGLU Soft Play setleri, birlikte oynamayı teşvik ederek dil gelişimini destekliyor, bağımsız oyunla özgüveni artırıyor ve ekran süresini azaltarak fiziksel aktiviteyi teşvik ediyor. Türkiye’de lullybunny güvencesiyle ebeveynlere sunulan IGLU Soft Play ürünleri sayesinde çocukların eğlenirken fiziksel, bilişsel ve duygusal olarak gelişimleri de destekleniyor.













