• İletişim: info@guncelkadin.com.tr
Güncel Kadın
  • Anasayfa
  • Güncel Haberler
  • İş Dünyası
  • Ekonomi
  • Moda
  • Güzellik
  • Sağlık
  • Yaşam
  • Sanat
  • Röportaj
No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Güncel Haberler
  • İş Dünyası
  • Ekonomi
  • Moda
  • Güzellik
  • Sağlık
  • Yaşam
  • Sanat
  • Röportaj
No Result
View All Result
Güncel Kadın
No Result
View All Result

İstanbul, ruh sağlığı ve nörobilimin dünya yıldızlarını ağırladı!

Güncel Kadın by Güncel Kadın
10 Temmuz 2025
in Sağlık
0
İstanbul, ruh sağlığı ve nörobilimin dünya yıldızlarını ağırladı!
0
SHARES
3
VIEWS
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsapp PaylaşLinkedin'de PaylaşPaylaşPaylaş

Bipolar Zirvesi 2025 İstanbul’da yapıldı!

Duygudurum Vakfı (DUVAK) öncülüğünde ruh sağlığı ve nörobilim alanında dünyanın en seçkin 27 bilim insanı İstanbul’da bir araya geldi. 5-6 Temmuz tarihlerinde İTÜ Taşkışla’da düzenlenen 3. Bipolar Zirvesi Master Akademi, alanında uzman bilim insanlarını İstanbul’da buluşturdu. İki gün süren zirvede, bipolar bozukluğun tedavisinde “kişiye özel” yaklaşımlar, çığır açan genetik araştırmalar ve beynin sırlarını aydınlatan yeni teknolojiler masaya yatırıldı. 

Psikiyatride, özellikle tedaviye dirençli vakalarda, kişiye özel tedavi uygulamalarının giderek daha fazla önem kazandığını kaydeden Psikiyatrist Prof. Dr. Tarhan, “Bu yaklaşımın temelinde tıbbın en temel ilkesi yer alır. ‘Hastalık yoktur, hasta vardır.’ Her bireyin biyolojik, psikolojik ve çevresel özellikleri dikkate alınarak kişiselleştirilmiş bir tedavi planı yapılmalıdır.” dedi.

Programa ev sahipliği yapan Duygudurum Vakfı (DUVAK) Kurucu Başkanı ve Bipolar Zirvesi Kongre Başkanı Prof. Dr. Ayşegül Yıldız “Bipolar Master Akademi’nin ilkini 2012 yılında Kapadokya’da gerçekleştirmiştik. Bu yıl üçüncüsünü gerçekleştiriyor olmamız çok kıymetli. Amacımız yalnızca bilim üretmek değil; bizden sonraki genç kuşaklara da yol göstermek, bilgiye erişim kapılarını açmak.” dedi.

 

Prof. Dr. Ayşegül Yıldız (Yavuz) Başkanlığında, Duygudurum Vakfı (DUVAK) tarafından düzenlenen Bipolar Zirvesi Master Akademi 2025, Amerika, Kanada, İngiltere ve Avrupa’nın da dahil olduğu 12 ülkeden 27 bilim insanını İstanbul’da bir araya getirdi.

5-6 Temmuz 2025 tarihlerinde İTÜ Taşkışla’da gerçekleştirilen bu özel bilimsel etkinlikte, 12 ülkeden gelen nörobilimciler, psikiyatristler ve klinik uzmanlar, bipolar bozukluk ve depresyon başta olmak üzere zihinsel sağlık konularında en güncel araştırmaları ve tedavi yaklaşımlarını paylaştı. Yoğun ilgi gören zirvede, bipolar bozukluğun tanı ve tedavisinde gelinen son nokta, ezber bozan araştırmalar ve geleceğin tedavi paradigmaları tartışıldı.

Etkinlikte, bipolar bozukluk ile metabolizma ilişkisi, lityum tedavisinin güncel boyutları, gebelik ve emzirme döneminde güvenli psikiyatri, TMS ve modern EKT uygulamaları, genetik belirteçler ve kişiye özel tedavi, bipolar II’nin tanı ve tedavisindeki yeni paradigmalar gibi konular ele alındı.

Amacımız yalnızca bilim üretmek değil; bizden sonraki genç kuşaklara da yol göstermek

DUVAK Kurucu Başkanı ve Bipolar Zirvesi Master Akademi Başkanı Prof. Dr. Ayşegül Yıldız, bu zirvenin Duygudurum Vakfı ve kendisi adına önemli bir misyonu gerçekleştirdiğini ifade etti. Dr. Yıldız,

“Bipolar Master Akademi’nin üçüncüsünü gerçekleştiriyor olmamız çok kıymetli. Bilim insanları olarak amacımız yalnızca bilim üretmek değil; bizden sonraki genç kuşaklara da yol göstermek, bilgiye erişim kapılarını açmak olmalı. Genç, taze, öğrenmeye açık ve istekli beyinler için bu tür organizasyonlar çok değerli. Türkiye, genç beyinleriyle, tedavi bekleyen hastalarıyla, dünyada bizlerin Türk Bilim İnsanları olarak geldiği yer ve bu toplantıda kanıtlanan Bilim Liderleri ve Kurumları ile Network imkanı ile açısından önemli bir potansiyel arz ediyor. Yeter ki bu potansiyel doğru şekilde yönlendirilsin. Ülkemizdeki hastalar da dünyanın diğer yerlerindekilerle aynı tedavi kalitesini hak ediyorlar. Üstelik verilen iyi hizmet, doğru tedavi yaklaşımı ve alınan olumlu yanıtlar, hastalar tarafından büyük bir minnettarlıkla karşılanıyor. Türkiye için bu yüksek potansiyeli ürüne dönüştürmekteki ilk adım, bireysel çıkarların önüne evrensel bilimi ve bu doğrultudaki değerleri koyabilmektir.” dedi.

Bilimde klinik deneyim önemli

Bilimde elbette klinik deneyim önemlidir. Ancak bilimsel rehberin temeli kanıta dayalı bilgidir. Doğru kanıt analizi ve doğru yorumlama ile ilerlediğinizde, bu bilimsel rehber sizi tedavide başarıya çok daha yakınlaştırır. Bizim burada yapmaya çalıştığımız şey de tam olarak bu: Yıllardır ilaçların hem etki gücünü hem de yan etkilerini matematiksel modellerle analiz ediyoruz. Aynı zamanda henüz piyasaya çıkmamış olan yeni ilaç adaylarının da klinik araştırmalarını yakından takip ediyoruz. Bu verileri de modellerimize dâhil ederek hem etkilerini hem de olası yan etkilerini öngörebiliyoruz. İlaç seçiminde bu matematiksel yaklaşımı kullandığınızda, tedavi stratejiniz tamamen farklı bir boyuta taşınıyor. Bu sayede tedavideki başarı oranı da çok daha belirgin şekilde yükseliyor.”

Prof. Dr. Yıldız, Türk hekimlerinin öğrenme arzusuna dikkat çekerek, “Salon tamamen dolu. Bu, Türkiye’de ciddi bir öğrenme isteği ve beyin kapasitesi olduğunu gösteriyor. Potansiyelimiz dünyadan farklı değil, yeter ki doğru kapıları açabilelim.” ifadesinde bulundu.

İlk izlenimle tanı koymak gerçekçi değil!

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bipolar bozukluğun bir hastalık olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

“Bu nedenle bir kişiye yalnızca ilk izlenimle tanı koymak gerçekçi değildir. Ancak, bazı davranışlar bireyin bipolar bozukluğa yatkın olup olmadığını gösterebilir. Bu bireyler sıklıkla bir günde dört mevsimi yaşamak şeklinde tanımlanabilecek duygu durum dalgalanmaları sergilerler. Sabah çok övdükleri bir şeyi öğleden sonra yoğun bir şekilde eleştirebilir veya nefret ettiklerini söyleyebilirler. Duygular arası geçişleri oldukça hızlıdır; örneğin ağlarken birden gülmeye başlayabilirler. İkili ilişkilerde de bu dalgalı duygu durumları belirgindir. Gün içinde, hatta tek bir görüşme sırasında bile farklı ruh hallerine geçiş yapabilirler. Bu tür yoğun ve değişken duygulanımlar, duygu durum bozukluklarında sık rastlanan belirtilerdir.”

Bazı hastalar yalnızca mani dönemleri geçiriyor

Bipolar bozukluğun bir yönünün depresyon, diğer yönünün ise mani olduğunu kaydeden Prof. Dr. Kaynak, “Klasik bipolar bozukluk vakalarında bazı hastalar yalnızca mani dönemleri geçirirken, depresyon belirtileri hiç görülmeyebilir. Bu, özellikle Bipolar Tip I bozuklukta daha yaygındır. Bipolar Tip II bozuklukta ise hipomani dönemleri ile birlikte tekrarlayan depresif ataklar söz konusudur. Bipolar bozukluk, duygu durum spektrumunda yer alan bir hastalıktır ve birçok alt tipi bulunmaktadır. Depresyon da bu spektrumun bir alt grubudur. Bipolar depresyon yaşayan bireylerde çok ciddi depresif belirtiler gözlemlenebilir; bu durum intihar eğilimleriyle birlikte de seyredebilir. Bu nedenle bipolar bozukluk; panik bozukluk, obsesif-kompulsif bozukluk (OKB) ve diğer anksiyete bozuklukları gibi önemli bir psikiyatrik hastalık grubunda yer almaktadır.” ifadesinde bulundu.

 

Bipolar bozukluğun beyinle olan bağlantısını anlamak temel hedef

Bipolar Master Akademinin, dünya çapında duygu durum bozuklukları ve özellikle bipolar bozukluk üzerine çalışan, bu alanda bilimsel üretimde bulunan ve hasta takibi yapan klinisyen ve akademisyenlerin bir araya geldiği prestijli bir toplantı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Tarhan, “Etkinlikte, kapsamlı literatür paylaşımları, klinik deneyim aktarımı ve dirençli vakaların tedavisinde yeni yaklaşımların tartışıldığı oturumlar yapıldı. Özellikle kanıta dayalı tedavi protokolleri, genetik algoritmaların tedavi planlamasındaki rolü ve kişiye özel tedavi stratejileri ön plandaydı. Bipolar bozukluğun beyinle olan bağlantısını anlamak da temel hedeflerden biri. Çünkü bipolar bireylerde düşünen beyin, hisseden beyin ve karar veren beyin sistemlerinin uyumlu çalışmadığı biliniyor.” dedi.

‘Hastalık yoktur, hasta vardır.’

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzm. Prof. Dr. Nesrin Dilbaz’ın moderatörlüğünde “Duygudurum Bozukluklarında LORETA QEEG Yöntemi ve Kişiselleştirilmiş Tedavi” başlıklı sunum yapan Tarhan, psikiyatride, özellikle tedaviye dirençli vakalarda, kişiye özel tedavi uygulamalarının giderek daha fazla önem kazandığını kaydetti. Prof. Dr. Tarhan, şöyle devam etti:

“Bu yaklaşımın temelinde tıbbın en temel ilkesi yer alır. ‘Hastalık yoktur, hasta vardır.’ Aynı tanıya sahip iki bireyde hastalığın seyri, belirtileri ve tedaviye yanıtı birbirinden tamamen farklı olabilir. Bu nedenle her bireyin biyolojik, psikolojik ve çevresel özellikleri dikkate alınarak kişiselleştirilmiş bir tedavi planı yapılmalıdır. Kişiye özel tedavinin ilk adımı, bireyin genetik yapısının analiz edilmesidir. Özellikle serotonin ve dopamin gibi nörotransmitter sistemlerine ait genlerin bireyde nasıl çalıştığı değerlendirilmeli, bu sayede kişinin nörokimyasal profili ortaya konmalıdır. Bu noktada farmakogenetik devreye girer: Hangi ilaçların bireyde hızlı ya da yavaş metabolize edildiği, ilaca olan yanıtı ve olası yan etkiler önceden öngörülebilir hâle gelir. Böylece “deneme-yanılma” süreci azaltılarak tedavi daha hedefe yönelik ve etkili bir şekilde planlanabilir.”

Diğer ayak beyin fonksiyonlarının değerlendirilmesi

Kişiye özel tedavinin bir diğer önemli ayağının ise beyin fonksiyonlarının değerlendirilmesi olduğunu kaydeden Prof. Dr. Tarhan, “Gelişmiş beyin görüntüleme teknikleriyle beynin hangi bölgelerinde işlevsel bozulmalar olduğu tespit edilebilmektedir. Özellikle fonksiyonel bağlantı haritaları (fonksiyonel konektomlar) sayesinde beynin sinirsel network yapısı analiz edilebilmektedir. Hangi ağlar ya da bölgeler bozulmuşsa, tedavi bu spesifik yapı ve işlevlere odaklanarak planlanmaktadır. Bu yaklaşım sayesinde, bireyin özgün beyin yapısı ve işlevleri dikkate alınarak çok daha etkili, bilimsel ve kişiye özel bir tedavi uygulanabilmekte; böylece tedavi sürecinde başarı oranı artmakta, zaman ve kaynak kaybı en aza indirilmektedir.” diye konuştu.

Kişiselleştirilmiş psikiyatri… Hiçbir hasta birbirine benzemez…

Zirvenin ana temalarından biri, her hastanın benzersiz olduğu gerçeğine dayanan kişiselleştirilmiş tedaviydi. Selanik Aristoteles Üniversitesi’nden Prof. Dr. Konstantinos Fountoulakis, bu yaklaşımı “tıbbın kutsal kâsesi” olarak tanımladı. Bipolar bozukluğun karmaşıklığına vurgu yapan Prof. Dr. Fountoulakis, özellikle en yıkıcı aşama olan kronik bipolar depresyonu “manik yangının külleri” olarak nitelendirdi.

“Hiçbir hasta birbirine benzemez. Tedavi stratejimiz, o hastanın özel ihtiyaçlarına en uygun şekilde hazırlanmalı. Bu, rastgele hareket etmek değil, hastanın özelliklerini derinlemesine araştırmaktı.” diyen Prof. Dr. Konstantinos Fountoulakis, modern psikiyatrinin insancıl yönünü vurguladı.

 

Lityumun sırrı çözülüyor

Kişiselleştirilmiş tedavi yaklaşımının somut bir örneği de Paris Üniversitesi’nden Prof. Dr. Frank Bellivier tarafından sunuldu. Bipolar bozukluğun temel ilacı olan lityumun neden bazı hastalarda işe yarayıp bazılarında yaramadığını araştıran “R-LiNK” adlı Avrupa projesini yöneten Prof. Dr. Bellivier, çığır açan bulguların eşiğinde olduklarını belirtti.

“Kan ve nörogörüntüleme biyobelirteçleri toplayarak kimin lityuma yanıt vereceğini öngörmeye çalışıyoruz. Veri toplama bitti, analizler sürüyor.” diyen Prof. Dr. Bellivier, müjdeli bir haberi de paylaşarak, “Büyük bir mutlulukla belirtmek isterim ki, İstanbul’daki bir Türk merkezi de projenin bir sonraki aşamasına katılacak.” dedi.

Danimarka’dan gelerek zirveye katılan Prof.Dr.Rene Ernst Nielsen Lityum’un böbrek üzerindeki etkileri üzerine yaptıkları büyük Avrupa çalışmasının bulgularını anlattı.

Bu zirvede bir ilk de Lityum-Böbrek oturumuna bir Nefroloji uzmanının katılmasıydı. Hacettepe Üniversitesi Nefroloji A.D. öğretim üyesi ve Avrupa Nefroloji Birliği Genel sekreteri Prof.Dr.Mustafa Arıcı böbrek ve böbrek lityum ilişkisi üzerine çok önemli bilgiler paylaştı.

Hastayla kurulan güçlü bağı tedavinin temeli

Budapeşte Semmelweis Üniversitesi’nden Klinik Psikolog Dr. Xenia Gonda, “Biyopsikososyal Yaklaşım” başlıklı sunumunda, “Yüksek intihar riski taşıyan veya aktif madde kullanım bozukluğu olan hastalar, metodolojik nedenlerle randomize kontrollü çalışmaların dışında bırakılmaktadır. Bu durum, bu özel popülasyon için kanıta dayalı tedavi kılavuzları geliştirmemizi engellemektedir.” dedi.

Dr. Xenia Gonda, klinisyenlere bipolar bozukluğun bu en zorlu formunda, reaktif değil proaktif olma, tek bir yönteme bağlı kalmak yerine çoklu müdahaleleri entegre etmeyi ve her şeyden önce hastayla kurulan güçlü bağı tedavinin temeli olarak görme konusunda öneride bulundu.

Etkinlik 2 gün sürdü

Etkinlik kapsamında, katılımcılara Oxford Üniversitesi onaylı Türkçe Bipolar Kitabı, uluslararası anlam ve geçerlilik arz eden özel katılım sertifikası takdim edildi. Genç araştırmacı hekimlerin dünya bilim liderleri ile doğrudan iletişim kurması sağlandı.

Üsküdar Üniversitesi ve NPİSTANBUL Hastanesinin standının yoğun ilgi gördüğü, 2 gün süren etkinlikte, lityumun böbrekle uyumundan, Nobel’e aday olabilecek epigenetik araştırmalara, metabolik sendrom ve beyin ilişkisinden, kişiye özel tedavide farmakogenetiğin rolüne kadar birçok konu ele alındı.

Medikal estetik ve psikoloji ilişkisi de ele alındı…

Ünlü Medikal Estetik Uzmanı Dr. Ali Kerim Diler de konuşmacılar arasındaydı. Zirve Prof. Dr. Ayşegül Yıldız ve Dr. Ali Kerim Diler ortak konferansında Ruh ve Beden Estetiğinin bütünlüğünü ele almakta da bir ilke imza atmış oldu.

Zirveye katkılarından dolayı destekleyenlere teşekkür plaketi verilirken İnt. Dr. Helin Özdemir’e de programa olan katkılarından dolayı teşekkür ve onur belgesi takdim edildi.

Önceki Yazı

Don kirazı, kiraz ihracatı vurdu

Sonraki Yazı

Psikolog Merve Öz : Bunaltıcı sıcaklar ruh sağlığımızı da tehdit edebiliyor!

Güncel Kadın

Güncel Kadın

Sonraki Yazı
Merve Öz : “Sınav Başarısını Destekleyen Doğru Beslenme Önerileri”

Psikolog Merve Öz : Bunaltıcı sıcaklar ruh sağlığımızı da tehdit edebiliyor!

Plugin Install : Widget Tab Post needs JNews - View Counter to be installed
  • Popüler
  • Yorum
  • En Son
Semra Kosovalı: Seçim sonucu ve gelecek

Semra Kosovalı: Seçim sonucu ve gelecek

21 Kasım 2024
İstanbul’u Kanatları Altına Alan Ressam İrem Çamlıca : “İstanbul Yeri Göğü Altın Şehir”

İstanbul’u Kanatları Altına Alan Ressam İrem Çamlıca : “İstanbul Yeri Göğü Altın Şehir”

4 Eylül 2024
Astroloji Yolculuğu: Gökyüzünden Haberler 18-24 Kasım 2024 (Ankara Saatine Göre)

Astroloji Yolculuğu: Gökyüzünden Haberler 2024’de Burçları Neler Bekliyor?

8 Ocak 2025
Sizi Daha Genç Gösterecek Saç Renkleri

Sizi Daha Genç Gösterecek Saç Renkleri

22 Ocak 2024
Semra Kosovalı: Seçim sonucu ve gelecek

Semra Kosovalı: Seçim sonucu ve gelecek

0
Duygu Şengül: Türkiye’de kadının var olma sorunu

Duygu Şengül : Duygu’sal Aforizmalar

0
Ayşe Demir: DO-ra-to

Ayşe Demir: DO-ra-to

0
Buket Keskinol: Toprak Ana Gaia

Buket Keskinol : İskenderunlu olmak

0
LÖSEV Gönüllü Korosu, İstanbul Korolar Festivali’nde Farkındalık yarattı

LÖSEV Gönüllü Korosu, İstanbul Korolar Festivali’nde Farkındalık yarattı

10 Temmuz 2025
Diyetisyen Deniz Ayşen Demir : Hamilelikte sağlıklı beslenmenin şifreleri

Diyetisyen Deniz Ayşen Demir : Hamilelikte sağlıklı beslenmenin şifreleri

10 Temmuz 2025
Tohum Otizm Vakfı ve Boyner iş birliğiyle Otizmli bireylere istihdam desteği

Tohum Otizm Vakfı ve Boyner iş birliğiyle Otizmli bireylere istihdam desteği

10 Temmuz 2025
Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı araştırma ödülü başvuruları başladı

Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı araştırma ödülü başvuruları başladı

10 Temmuz 2025

Son Yazılar

LÖSEV Gönüllü Korosu, İstanbul Korolar Festivali’nde Farkındalık yarattı

LÖSEV Gönüllü Korosu, İstanbul Korolar Festivali’nde Farkındalık yarattı

10 Temmuz 2025
Diyetisyen Deniz Ayşen Demir : Hamilelikte sağlıklı beslenmenin şifreleri

Diyetisyen Deniz Ayşen Demir : Hamilelikte sağlıklı beslenmenin şifreleri

10 Temmuz 2025
Tohum Otizm Vakfı ve Boyner iş birliğiyle Otizmli bireylere istihdam desteği

Tohum Otizm Vakfı ve Boyner iş birliğiyle Otizmli bireylere istihdam desteği

10 Temmuz 2025
Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı araştırma ödülü başvuruları başladı

Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı araştırma ödülü başvuruları başladı

10 Temmuz 2025
Güncel Kadın

Güncel Kadın

Sosyal Medya

Kategoriler

  • Anasayfa
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Genel
  • Güncel Haberler
  • Güncel Sağlık
  • Güzellik
  • İş Dünyası
  • Magazin
  • Moda
  • Röportaj
  • Sağlık
  • Sanat
  • Yaşam
  • Yazarlar

Son Haberler

LÖSEV Gönüllü Korosu, İstanbul Korolar Festivali’nde Farkındalık yarattı

LÖSEV Gönüllü Korosu, İstanbul Korolar Festivali’nde Farkındalık yarattı

10 Temmuz 2025
Diyetisyen Deniz Ayşen Demir : Hamilelikte sağlıklı beslenmenin şifreleri

Diyetisyen Deniz Ayşen Demir : Hamilelikte sağlıklı beslenmenin şifreleri

10 Temmuz 2025
  • İletişim: info@guncelkadin.com.tr

© 2023 Güncel Kadın.

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Güncel Haberler
  • İş Dünyası
  • Ekonomi
  • Moda
  • Güzellik
  • Sağlık
  • Yaşam
  • Sanat
  • Röportaj

© 2023 Güncel Kadın.