Sanat, insana estetik bir bakış açısı kazandırır, ruhu besler. Oysa son dönemde sahnede gördüğümüz bazı performanslar sanattan çok erotizmi ön plana çıkarıyor. Manifest grubu tam da bu noktada gündeme geldi.
Her gün odama 8-18 yaşlarında çocuklar geliyor. Sosyal medyada ya da sahnede gördükleri “seksilik” imgelerini taklit eden, yaşının çok ötesinde davranışlarla kimlik kurmaya çalışan çocuklar… Onların gözlerindeki boşluğu, kimlik karmaşasını, “ancak bedenimle beğenilirim” sanrısını ben görüyorum. Ve emin olun, bu bir özgürlük değil; bir kimlik gasbıdır.
Dün 9 yaşındaki bir danışanım okulda arkadaşlarıyla Manifest dans grubu kurduklarını söyledi. İşte asıl sorun burada. Çocuk, kendi yaşıtına bakar, ondan etkilenir. Bu özentidir, kimlik arayışıdır. Hadise’yi 9 yaşındaki çocuk izlemez, çünkü ona uzak gelir. Ama 18–20 yaşındaki “abla”lar sahneye çıkarsa 9 yaşındaki çocuk onu idol belleme eğilimindedir.
Bazıları diyor ki; “Hadise de, Gülşen de erotik danslar yapıyor, neden onlara tepki gösterilmiyor?”
Evet, doğru. Onlar da kimi zaman cinselliği ön plana çıkaran danslar yapıyor. Ama fark şu: Hadise’yi, Gülşen’i daha çok +20 yaş grubu izliyor. Onların konserine giden kitle yetişkinlerden oluşuyor.
Oysa Manifest’in konserine bakın. KüçükÇiftlik Park’ta her ne kadar +18 sınırı koymuş olsalar da, bu sadece o gece için geçerli. Peki ya sonrası?
Artık sosyal medya çağındayız. Bir performans yalnızca sahneyle sınırlı kalmıyor; YouTube, Instagram, TikTok gibi platformlarda herkesin karşısına çıkıyor. Ve en çok izleyen kesim kim? Onsekiz yaş altı, yani çocuklar ve gençler.
Burada ortada bir ses yok, sanat yok. Çocuklara ve gençlere rol model olarak sunulan tek şey erotizm. Sanatın özü kayboluyor, yerine sadece bedenin teşhiri geliyor. Ve bu durum, geleceğimiz olan gençlere kötü bir örnek oluşturuyor.
Tepki Olmalı Ama Ölçülü
Tüm bunlara rağmen, Manifest üyelerinin soruşturma geçirmesini doğru bulmuyorum. Daha yumuşak bir uyarı, bir hatırlatma yapılabilirdi. Bu olayda adam kayırma yok. Eğer Hadise 20 yaşında olsaydı, onu da en çok çocuklar ve gençler izleyecek ve benzer eleştiriler yapılacaktı.
Bir kez daha altını çizmek isterim: Ben yobaz zihniyetli biri değilim. Atatürkçü düşünceye sahip, çağdaş bir insanım. Ama modernlik ve çağdaşlık, özgürlüğün adı altında kız çocuklarımıza erotik şovları benimsetmek değildir.
Sanatı özgürlükle karıştırmak, özgürlüğü erotizmle eşitlemek gençlerimizin geleceğine zarar verir.
Sahi, Manifest Ne Mesaj Vermek İstiyor?
Asıl sorulması gereken soru şu: Manifest grubu bu danslarla neyi anlatmak istiyor? Hangi mesajı vermek istiyor? Bir sanat eserinde izleyici düşündürülür, duygulanır, hayal kurar. Ama bu gösterilerden geriye tek kalan, izleyicinin zihnine kazınan erotik bir dans figürü. Çocuklarımızı ve gençlerimizi düşündürmek yerine sadece tahrik eden bir sahne midir sanat?
Sanatın görevi hayal kurdurmak, düşündürmek, insana yeni ufuklar açmaktır. Çocuklarımızın rol model olarak erotizmi değil, sanatın gücünü görmesi gerekiyor.