Egzama, diğer adıyla atopik dermatit, ciltte kuruluk, kaşıntı, kızarıklık, pullanma ve zaman zaman çatlamalarla seyreden kronik, inflamatuar bir cilt hastalığıdır. Her yaşta görülebilse de özellikle bebeklik ve çocukluk döneminde sık rastlanır. Hastalığın nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte genetik yatkınlık, bağışıklık sistemi bozuklukları ve çevresel tetikleyiciler önemli rol oynar. Tedavide temel amaç, cilt bariyerini korumak, inflamasyonu azaltmak, kaşıntıyı kontrol altına almak ve nüksleri önlemektir. Kullanılan ilaçlar ve destekleyici ürünler, hastalığın şiddetine ve yerine göre belirlenir.
Egzama tedavisinde en sık başvurulan ilaçlar arasında topikal kortikosteroidler yer alır. Bu ilaçlar iltihabı baskılayarak ciltteki kızarıklığı ve kaşıntıyı azaltır. Hidrokortizon, betametazon ve mometazon gibi kortizon içeren merhemler günde 1-2 kez belirtili bölgelere uygulanır. Ancak uzun süreli veya geniş alanlara kullanımı ciltte incelme, renk değişikliği ve tüylenme gibi yan etkilere yol açabileceğinden dikkatli olunmalıdır. Kortizon kullanımına alternatif olarak, özellikle yüz gibi hassas bölgelerde topikal kalsinörin inhibitörleri tercih edilir. Takrolimus ve pimekrolimus içeren bu ilaçlar, ciltteki iltihabi yanıtı azaltırken cilt incelmesi gibi yan etkilere neden olmaz. Ancak uygulama sırasında yanma veya karıncalanma hissi oluşabilir. Egzama tedavisinde en temel yaklaşımlardan biri de cildi düzenli nemlendirmektir. Nemlendiriciler, cilt bariyerini koruyarak kuruluğu azaltır ve kaşıntıyı hafifletir. Seramid, gliserin, üre ve hyaluronik asit gibi nem tutucu içerikler içeren kremler günde birkaç kez ve özellikle banyo sonrası uygulanmalıdır. Bazı durumlarda egzama alanlarında enfeksiyonlar gelişebilir. Bu gibi durumlarda topikal ya da sistemik antibiyotikler gerekebilir. Eğer mantar enfeksiyonu eşlik ediyorsa antifungallere başvurulur. Egzama ileri düzeydeyse veya yaygınsa, sistemik tedaviler gündeme gelir. Şiddetli kaşıntıların kontrolü için antihistaminikler kullanılabilir. Sedatif etkili antihistaminikler gece kaşıntılarını azaltarak uyku kalitesini artırabilir. Orta veya şiddetli olgularda, kısa süreli sistemik kortikosteroid tedavileri ile hızlı inflamasyon kontrolü sağlanabilir. Ancak bu ilaçların uzun süreli kullanımı ciddi yan etkiler oluşturabileceği için dikkatle planlanmalıdır. Tedaviye dirençli veya çok yaygın egzamalarda ise bağışıklık sistemini baskılayan siklosporin, metotreksat ve azatioprin gibi ilaçlar tercih edilebilir. Bu tedaviler sırasında hastaların karaciğer ve böbrek fonksiyonları düzenli olarak takip edilmelidir. Son zamanlarda “biyolojik tedavi” adı verilen yeni bir tedavi yöntemi de kullanılmaya başlanmıştır. Özellikle şiddetli egzamalarda kullanılan bu tedavi, vücutta egzama oluşturan bazı maddeleri hedef alarak etkili olur. Bu tedavi de iğne şeklinde uygulanır ve doktor takibi gerektirir.
Egzama tedavisinde ilaç kullanımı kadar hastanın yaşam tarzı değişiklikleri, tetikleyici faktörlerden kaçınma, stres yönetimi ve düzenli cilt bakımı da büyük önem taşır. Hastalık her bireyde farklı seyredebildiğinden, tedavi bireye özel planlanmalı ve bir dermatoloji uzmanı ile yakın iş birliği içinde sürdürülmelidir.
Sağlıkla kalınız…