Çocukluk dönemi, büyümenin en hızlı olduğu ve sağlıklı gelişim için besin öğelerine en fazla ihtiyaç duyulan evredir. Bu süreçte ailelerin en büyük endişelerinden biri, çocuklarının yeterli vitamin ve mineral alıp almadığıdır. Günümüzde televizyon, internet ve sosyal medya üzerinden yapılan reklamlar, vitamin ve mineral takviyelerinin çocuk sağlığı için adeta vazgeçilmez olduğu algısını yaratmaktadır. Ancak bu tür ürünler, dengeli beslenen ve herhangi bir sağlık sorunu olmayan çocuklarda çoğu zaman gereksizdir. Gereksiz kullanım sadece fayda sağlamamakla kalmaz, aynı zamanda çeşitli sağlık risklerini de beraberinde getirir.
Vitamin ve mineraller, bağışıklık sisteminden sinir sistemi gelişimine, kas ve kemik yapısından enerji metabolizmasına kadar geniş bir yelpazede görev alır. Bu nedenle ebeveynler, çocuklarının daha güçlü olması için ek takviyeler kullanmayı tercih edebilir. Fakat vitamin ve mineral ihtiyacının en güvenli ve doğal yolu sağlıklı beslenmedir. Taze sebze ve meyveler, tam tahıllar, süt ve süt ürünleri, yumurta, et, balık ve baklagiller bu ihtiyacı karşılamak için yeterlidir.
Toplumda yanlış bilinen doğrular, takviyelerin gereksiz kullanımını daha da yaygınlaştırmaktadır. En sık karşılaşılan inanışlardan biri, “Vitamin-mineral takviyeleri zekâyı geliştirir” düşüncesidir. Oysa sağlıklı çocuklarda bu ürünlerin zekâ gelişimine doğrudan bir etkisi yoktur. Zihinsel performans, yeterli uyku, dengeli beslenme, düzenli egzersiz ve uygun öğrenme ortamı ile desteklenir. Eksiklik saptanmadığı sürece fazladan takviye verilmesi zekâyı artırmaz, hatta yüksek dozlarda yan etkiler görülebilir.
Bir başka yanlış kanı, “Takviyeler iştah açar ve boy uzamasını hızlandırır” inanışıdır. Oysa iştahsızlığın nedeni çoğu zaman yanlış beslenme alışkanlıkları, düzensiz uyku, aşırı atıştırmalık tüketimi veya psikolojik etkenlerdir. Vitamin-mineral destekleri tek başına iştah açmaz. . Hatta B12 vitamini kilo kaybı ile ilişkilendirilirken, düşük D vitamini düzeyleri obeziteyle bağlantılıdır. Boy ve kilo gelişimi genetik faktörler, yaşam tarzı ve sağlıklı beslenme ile ilişkilidir. Eksiklik yoksa takviyeler mucizevi bir şekilde büyümeyi hızlandırmaz.
Yaygın görülen bir başka inanış ise, “Çocuk hasta olmasın diye her gün vitamin vermek gerekir” düşüncesidir. Oysa bağışıklık sistemi yalnızca takviyelerle güçlenmez. Düzenli uyku, hijyen kurallarına uyum, dengeli beslenme ve aktif yaşam bağışıklığın temel yapı taşlarıdır. Gereksiz kullanılan vitaminler ise bağışıklığı desteklemek yerine toksik etkilere yol açabilir. Özellikle yağda eriyen vitaminlerin (A, D, E, K) kontrolsüz alımı ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. A vitamini fazlalığı iştahsızlık, baş ağrısı ve karaciğer hasarına yol açabilirken; D vitamininin fazlası kandaki kalsiyum düzeyini yükselterek böbrek taşı ve kalp sorunları riskini artırabilir. Demir takviyesinin fazlası mide-bağırsak problemleri ve karaciğer hasarına sebep olabilir. C vitamininin yüksek dozda alınması ise böbrek taşı oluşumunu kolaylaştırır. Vitamin ve mineraller “zararsız” değildir; bilinçsiz kullanımda ciddi sağlık problemlerine neden olabilir. Bitkisel içerikli destekler bile çocuklarda alerjik reaksiyonlara, sindirim problemlerine veya ilaçlarla etkileşimlere neden olabilir.
Vitamin ve mineral takviyeleri yalnızca özel durumlarda gerçekten gerekli olabilir. Prematüre bebekler, kansızlık riski taşıyan çocuklar, kronik hastalığı olanlar, uzun süreli ilaç kullananlar, emilim bozukluğu yaşayanlar veya güneş ışığından yeterince faydalanamayan çocuklarda hekim önerisiyle takviye kullanılabilir. Bunun dışında, yalnızca ebeveyn kaygısıyla ya da reklamlardan etkilenerek verilen destekler fayda sağlamadığı gibi uzun vadede zararlı da olabilir. Eksiklik saptanmadıkça vitamin ve mineral desteği verilmesi gerekmez. Çocukların güçlü bağışıklık ve sağlıklı gelişim için en temel ihtiyaçları; dengeli beslenme, düzenli uyku, temiz hava ve aktif bir yaşamdır. Takviye kullanımı ise ancak doktor veya eczacı gözetiminde, doğru dozlarda ve gerçek bir gereklilik olduğunda tercih edilmelidir.
Sağlıkla kalınız…