Asgari ücret görüşmeleri yaklaşırken iş dünyasında gözler yeniden Komisyon masasına çevrildi. Allservice Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Akyüz, sadece ücret artışının değil, verimliliği ve işveren desteklerini de içeren bütüncül bir yaklaşımın gerekliliğine dikkat çekerek, “Sürdürülebilir refah için ücret kadar üretkenliği de konuşmalıyız” dedi.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu aralık ayında yeniden toplanmaya hazırlanırken, 2026 yılı için masada yüzde 20 ila yüzde 40 arasında artış senaryoları konuşuluyor. 2025 boyunca yaşanan maliyet baskısı ve yüksek enflasyonun ardından, yeni artışın iş dünyasında hem umut hem de endişe yarattığını belirten Allservice Yönetim Kurulu Başkanı ve İnsan Kaynakları Yöneticisi Ebru Akyüz, “İşverenlerin rekabet gücünü koruyabilmesi için yalnızca ücret artışı değil, üretkenliği artıracak destek politikaları da gündeme alınmalı” dedi.
Komisyon aralıkta toplanıyor: Masada yüzde 20 – 40 arası artış senaryosu
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 21 Ekim’de işçi, işveren ve hükümet temsilcilerinin yer aldığı Üçlü Danışma Kurulunu toplayarak asgari ücret görüşmelerinin yol haritasını belirleyecek.
Aralık ayında başlayacak görüşmelerde, net 22 bin 104 TL olan mevcut asgari ücretin yüzde 20 ila yüzde 40 arası bir artışla güncellenmesi bekleniyor.
Orta Vadeli Program’daki yüzde 28,5’lik enflasyon tahmini, pazarlıkların en güçlü referans noktası olarak öne çıkıyor.
Ebru Akyüz: “İşveren destekleri artırılmazsa istihdam riski büyür”
Allservice Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Akyüz, yeni dönemde asgari ücret artışının sadece ücret düzeyiyle sınırlı kalmaması gerektiğini vurguladı:
“İşletmeler 2025 boyunca yüksek maliyet baskısıyla mücadele etti. 2026 artış sürecinde yalnızca ücret konuşmak yerine, işverenlerin üzerindeki yükü hafifletecek teşvik modelleri de gündeme alınmalı. İşveren primlerinde indirim, bölgesel teşvikler ve istihdam destekleri olmadan sürdürülebilir bir ücret politikası mümkün değil.”
Akyüz, özellikle emek yoğun sektörlerin maliyet artışlarından en fazla etkilendiğine dikkat çekerek, “İstihdamı koruyacak ve işletmelerin üretim kapasitesini destekleyecek önlemler alınmazsa, kayıt dışı istihdam ve işsizlik oranlarında artış kaçınılmaz olur” uyarısında bulundu.
“Sadece ücret değil, verimlilik de konuşulmalı”
Asgari ücret tartışmalarının Türkiye’nin uzun vadeli üretim hedefleriyle birlikte ele alınması gerektiğini belirten Akyüz, şu değerlendirmede bulundu: “Verimlilik artışı sağlanmadan ücret artışının kalıcı refah yaratması mümkün değil. Teknolojiye, dijital dönüşüme ve çalışan eğitimine yatırım yapan işletmeler desteklenmeli. Ücret politikası kadar üretkenliği artıran stratejiler de tartışılmalı.”
Akyüz, hem hükümet hem de iş dünyasının birlikte hareket etmesi gerektiğini ifade ederek, “2026, yalnızca ücretlerin değil, üretim modelinin yeniden tanımlanacağı bir yıl olmalı” dedi.
Küresel rekabet baskısı artıyor
Ebru Akyüz, Türkiye’de artan iş gücü maliyetlerinin üretimi yurtdışına kaydırma eğilimini güçlendirdiğini belirterek, “Bazı üreticiler daha düşük işçilik maliyetleri sunan Bulgaristan, Polonya, Mısır gibi ülkelere yöneliyor. Bu eğilim tersine çevrilmezse hem istihdam hem de yerli üretim zayıflar” ifadelerini kullandı.
Akyüz’e göre, iş gücü verimliliği ve devlet destekleri, Türkiye’nin rekabet gücünü koruyabilmesinde kritik rol oynayacak.
Sonuç: Dengeli bir ücret politikası için ortak akıl şart
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yıl sonunda açıklayacağı yeni rakam, milyonlarca çalışan ve binlerce işletme açısından 2026’nın ekonomik rotasını belirleyecek.
Ebru Akyüz, süreci değerlendirirken şu mesajla noktaladı:“Ücret artışı elbette gerekli; ancak kalıcı refah, verimliliği artırmadan sağlanamaz. İşveren destekleri güçlendirilmeli, dijitalleşme ve istihdam teşvikleriyle dengeli bir ekonomi politikası oluşturulmalı.”












