Cumhuriyet’in 102. yılında, Türkiye’nin sanayileşme tarihinin önemli tanıklarından biri olan Beykoz Kundura, endüstri mirasını koruma ve gelecek kuşaklara aktarma çalışmalarında yeni bir sayfa açıyor. 25 Ekim Cumartesi günü açılışı gerçekleştirilen Kundura Hafıza Arşiv ve Araştırma Merkezi, bir fabrikanın belleğinden doğan çok katmanlı bir araştırma alanı olarak kapılarını araştırmacıların kullanımına açıyor.
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan süreçte ülkenin sanayileşme ve modernleşme hikâyesine tanıklık eden Beykoz Deri ve Kundura Fabrikası, üretimden sosyal yaşama uzanan özgün yapısıyla yalnızca bir fabrika değil; aynı zamanda bir emek, dayanışma ve toplumsal dönüşüm mekânı olmuştu. Bugün bu miras, Kundura Hafıza Kültürel Mirası Koruma Derneği çatısı altında yürütülen arşiv ve araştırma çalışmalarıyla yaşatılıyor.
2015 yılında başlatılan Sözlü Tarih Projesi ile temelleri atılan merkez; fabrika çalışanları ve ailelerinin tanıklıkları, üretim süreçlerine ait objeler, fotoğraflar, belgeler ve çizimlerden oluşan kapsamlı koleksiyonuyla Türkiye’nin endüstri, emek ve kültür tarihine ışık tutuyor. Sümerbank Beykoz Deri ve Kundura Fabrikası’nın eski Kreş binasında konumlanan Merkez, bünyesinde bulunan Sümerbank, Etibank, Sac Ambarı ve Sözlü Tarih arşivleri ile kapsamlı koleksiyonun yanında Sümerbank Beykoz Deri ve Kundura Fabrikası başta olmak üzere Osmanlı, Cumhuriyet dönemi sanayi tarihi ile emek çalışmaları, endüstri ve kültür mirası konularına odaklı bir ihtisas kütüphanesini de araştırmacıların kullanımına açıyor.
Fabrika döneminde müdüriyet binasında yer alan teknik kütüphaneden ilhamla kurulan Kundura Hafıza Kütüphanesi ise, Cumhuriyet’in bilgi üretme, paylaşma ve ilerleme ideallerini bugüne taşıyor. Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi sanayi, iktisat, emek tarihi, kadın işçilerin deneyimleri ve kültürel miras alanlarına odaklanan zengin koleksiyonuyla araştırmacılar için üretken bir buluşma alanı sunuyor.
Sümerbank Beykoz Deri ve Kundura Fabrikası’nın 200 yıllık tarihine ve sosyal hayatına odaklanan “Kundura’nın Hafızası: Bir Fabrika’ya Sığan Dünya” sergi turu ile başlayan açılış programı; Kundura Hafıza Kütüphane ve Arşiv Sorumlusu Erdi Yüksel’in açılış konuşmasıyla devam etti. Gün boyu süren açılış kapsamında; Çelik Gülersoy Vakfı İstanbul Kitaplığı’ndan Hayri Fehmi Yılmaz, Vitali Hakko Kreatif Endüstriler Kütüphanesi’nden Begüm Başoğlu Öner ve Bursa Büyükşehir Belediyesi Bursa Kent Arşivi’nden Dilek Yıldız Karakaş, kendi kurumlarının arşiv ve hafıza çalışmaları üzerinden deneyimlerini paylaştı.
Konuşmacılar, kurumlarının tarihsel gelişim süreçlerinden, arşivlerini ve koleksiyonlarını oluşturma biçimlerinden, bilgiye erişim ve koruma yöntemlerinden söz ederken; kent tarihi, yaratıcı endüstriler ve kültürel miras gibi farklı alanlara temas eden örnekler sundular. Farklı kurumların hafıza ve arşiv pratiklerini bir araya getiren bu buluşma, Türkiye’de kütüphane, arşiv ve bellek çalışmalarına dair güncel yaklaşımların tartışıldığı, kurumların bilgi üretimi ve aktarımındaki rollerinin değerlendirildiği zengin bir paylaşım ortamı yarattı.
Kütüphane ve hafıza kavramlarını farklı coğrafyalardan anlatılarla tartışmaya açan iki özel belgesel gösterimi Kasım ayında Beykoz Kundura’da
Kundura Hafıza Arşiv ve Araştırma’nın kütüphanesinin açılışı kapsamında çok özel iki belgesel gösterimi de Kasım ayında ücretsiz izleyicilerle buluşarak kütüphane ve hafıza kavramlarını farklı coğrafyalardan anlatılarla tartışmaya açacak. 15 ve 29 Kasım’da gösterilecek ‘Umberto Eco – Dünyanın Kütüphanesi (A Library of the World)’ kütüphaneyi bir düşüncenin evreni, hayalin mekânı ve kültürel sürekliliğin taşıyıcısı olarak ele alırken; 8 ve 22 Kasım tarihlerinde izleyiciyle buluşacak ‘Bir Kütüphane Nasıl Kurulur (How to Build a Library)’ ise Nairobi’deki iki kadının girişimi üzerinden, sömürge geçmişinin gölgeleriyle yüzleşerek kütüphaneyi toplumsal dönüşümün sahnesi haline getiriyor. Bu iki filmin karşılaşması, kütüphaneyi yalnızca bilgi arşivi değil, aynı zamanda hem bireysel hem de kolektif hafızanın ve kültürel direncin canlı, organik bir evren olarak yeniden tahayyül etmeye davet ediyor.













