Uzm. Dr. Sema Bayçın, bağımlılığın yalnızca madde ya da alkol kullanımına indirgenmemesi gerektiğini, asıl odakta insanın ruhsal dengesinin ve duygusal ihtiyaçlarının bulunduğunu vurguluyor. Günümüzde iradesizlik olarak tanımlanan birçok davranışın aslında derin bir içsel boşlukla, bastırılmış duygularla ve stresle bağlantılı olduğunu da belirtiyor.
Bağımlılık, Zayıf İrade Değil – Ruhsal Bir Alarm Olabilir
Bağımlılık yalnızca bir maddeye yönelme değil; kişide içsel bir boşluğu doldurma çabasıdır. Çeşitli özelliklerle kendini belli eder.

- Duygusal İzolasyon: Aileden ve hobilerden uzaklaşma, tek başına uzun saatler geçirme.
- Gizlilik: Telefonunu saklama, günlük aktiviteleri hakkında sürekli kaçamak cevaplar verme.
- Ani Duygu Durum Değişiklikleri: Olağan dışı sinirlilik, aşırı coşku veya ani bir durgunluk, kayıtsızlık.
- Akademik Düşüş: Okul performansında belirgin ve sürekli bir gerileme.
- Fiziksel Değişim: Açıklanamayan kilo kaybı, uyku düzeni bozuklukları, gözlerde kızarıklık veya yorgunluk.
Gençlerde artan stres, akademik baskı, aidiyet eksikliği ve sosyal medyanın oluşturduğu görünmez rekabet ortamı, bağımlılığın psikolojik zeminini hazırlıyor. Bu nedenle erken dönemde farkındalık kazanmak ve profesyonel destek almak önemlidir.
Gençler Bağımlılığa Karşı Neden Daha Savunmasız?
Ergenlik ve genç erişkinlik dönemleri, kimlik arayışının yoğun yaşandığı zamanlardır. Kişi kendini gruba ait hissetmek veya yetersizlik duygusundan kurtulmak için alkol ya da madde kullanımına yönelebilir.
Uzm. Dr. Sema Bayçın uyarıyor,
“Genç kişiler duygularını tanımakta zorlandığında, keyif veren ama kısa süreli rahatlama sağlayan davranışlara sığınabilir. Bu durum zamanla kontrolü kaybetmeye yol açar..”
Çevresel baskılar, başarısızlık korkusu, aile içi iletişim eksikliği ve sosyal medyada mükemmel görünme çabası, duygusal doyumsuzluğu artırarak bağımlılığa zemin hazırlayabiliyor.
Tedavi de Kişinin ve Ailenin Durumu Anlayıp, Kabullenmesidir
Bağımlılıkla mücadele sürecinde tedavi yalnızca kişisel çabayla sınırlı kalmamalı; aile ve çevre desteği mutlaka dahil edilmelidir. Çünkü kişi kadar ailesi de bu sürecin bir parçasıdır.
Ailelerin, eleştirmek yerine dinleyen, yargılamak yerine anlamaya çalışan bir tutum sergilemesi, bireyin iyileşme sürecini hızlandırır. Özellikle gençlerde, seni anlıyorum cümlesi bazen n güçlü tedavi etkisi yaratır.
Aile içi farkındalık programları, psikolojik destek seansları ve grup terapileri, bağımlılığın sadece kişide değil, çevresinde de iyileşme yaratılmasını sağlar.
Bağımlılıktan Kurtulmak Mümkün mü?
Bağımlılıktan kurtulma süreci uzun ve sabır gerektirir; ancak mümkündür. Psiko terapi, ilaç tedavisi, psikolojik destek ve sosyal rehabilitasyon programları, kişinin yeniden kendi yaşamına dönmesini sağlar.
“Hiç kimse bağımlılık kimliğiyle doğmaz. Her birey, doğru destekle yeniden sağlıklı yaşamına dönebilir. Bağımlılık, yalnızca bir maddenin değil; duyguların esiri olmaktır. Bu zinciri kırmanın yolu, yargıdan değil, anlayıştan geçer.”













