• İletişim: info@guncelkadin.com.tr
Güncel Kadın
  • Anasayfa
  • Güncel Haberler
  • İş Dünyası
  • Ekonomi
  • Moda
  • Güzellik
  • Sağlık
  • Yaşam
  • Sanat
  • Röportaj
No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Güncel Haberler
  • İş Dünyası
  • Ekonomi
  • Moda
  • Güzellik
  • Sağlık
  • Yaşam
  • Sanat
  • Röportaj
No Result
View All Result
Güncel Kadın
No Result
View All Result

Eko-Anksiyete ve afet kaynaklı psikolojik sorunlarla nasıl başa çıkılır?

Güncel Kadın by Güncel Kadın
27 Ağustos 2024
in Sağlık
0
Eko-Anksiyete ve afet kaynaklı psikolojik sorunlarla nasıl başa çıkılır?
0
SHARES
4
VIEWS
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsapp PaylaşLinkedin'de PaylaşPaylaşPaylaş

Günümüzde, çevresel sorunların artmasıyla birlikte “eko-” terimi giderek daha fazla kullanılmaya başlandı. Bireylerin çevresel felaketler, iklim değişikliği ve bu durumların gelecekte yaratabileceği olumsuz etkilerle ilgili duyduğu yoğun kaygı olarak tanımlanan eko-anksiyete ise genellikle gelecekle ilgili belirsizliklerin getirdiği korkularla ortaya çıkıyor. Yangın ve deprem gibi doğal afetler, bireylerin yaşamlarını doğrudan tehdit eden ciddi stresörler olmalarıyla beraber eko anksiyeteyi tetikleyen en önemli unsurların başında geliyor. Odağına travmatik deneyimlere maruz kalmış ve ruh sağlığı hizmetlerine erişimi kısıtlı çocukları alan Maya Vakfı, afetler sonrası zaman içerisinde oluşabilen eko-anksiyete ile başa çıkmanın yollarını açıklıyor.

Çevresel sorunların artmasıyla birlikte daha sık karşılaştığımız eko-anksiyete terimi, bireylerin doğal afetler ve iklim değişikliği gibi durumların yaratabileceği olumsuz etkilerle ilgili duyduğu yoğun kaygı olarak tanımlanıyor. Bireylerde çaresizlik, umutsuzluk, uyku bozuklukları, öfke kontrol sorunu ve depresyon gibi belirtilere yol açabilen eko-anksiyete git gide artan kontrolde olma ihtiyacı ve güvensizlikle beraber bireyin günlük yaşamını etkileyerek, karar alma süreçlerinde zorlanmalara ve sosyal ilişkilerde sorunlara neden olabiliyor. Doğal afetler, yangınlar gibi olaylar, bireylerin yaşamlarını doğrudan tehdit eden ciddi stresörler olmalarıyla beraber eko-anksiyeteyi tetikleyen en önemli unsurların başında geliyor. Bu tür olaylar sonrasında, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), akut stres bozukluğu ve depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklar yaygın olarak görülebiliyor. Yangınların ve diğer afetlerin yıkıcı etkileri, sadece fiziksel kayıplarla sınırlı kalmıyor aynı zamanda toplumsal bağların zedelenmesine, güvenlik duygusunun sarsılmasına ve gelecekle ilgili ciddi kaygılara da yol açabiliyor. Odağına travmatik deneyimlere maruz kalmış ve ruh sağlığı hizmetlerine erişimi kısıtlı çocukları alan Maya Vakfı, geçtiğimiz günlerde ülke çapında yaşanan yangınlardan yola çıkarak kişilerin gelecekte orman yangınlarının daha sık ve şiddetli olacağına dair korkular geliştirebileceklerini öngörüyor. Özellikle yaz aylarında hava sıcaklıklarının artması ve kuraklık nedeniyle yangın riskinin yükselmesi, kişilerin sürekli olarak tetikte olmasına, huzursuz hissetmesine ve hatta yangın haberlerine karşı aşırı duyarlı hale gelmesine neden olabiliyor.

 Deprem Sonrası Yaşanan Eko-Anksiyete Uyku Sorunları ve Güvensizlik Hissi Yaratıyor

 Bireyler çevresel felaketlerin kaçınılmaz olduğu düşüncesiyle kendini sürekli bir tehdit altında hissedebiliyor ve bu durum genel yaşam kalitesini düşürebiliyor. Hatta öyle ki kişiler gelecekle ilgili planlar yapmaktan kaçınabiliyor ya da çocuk sahibi olmamayı dahi tercih edebiliyor. Diğer bir örnek olarak, bireyler büyük bir depremin ardından sürekli olarak başka depremlerin olacağı korkusuna kapılabiliyor. Örneğin, şiddetli bir deprem yaşamış bir kişi, bu olay sonrasında sürekli olarak yeryüzünün dengesiz hale geldiğine, doğanın intikam aldığına veya insan faaliyetlerinin çevreyi yıkıcı bir şekilde etkilediğine inanıyor. Bu kişi, gelecekte daha büyük depremler olacağı endişesiyle sürekli tetikte olabiliyor ya da her an bir deprem olacakmış gibi bir kaygı içinde yaşayabiliyor. Kişinin evinde ya da iş yerinde güvenlik önlemlerini aşırı derecede artırmasına neden olabilecek bu kaygı, sürekli olarak deprem çantası hazırlamak, kaçış planları oluşturmak veya depremle ilgili haberleri obsesif bir şekilde takip etmek gibi davranışlar doğurabiliyor. Deprem sonrası yaşanan bu tür eko-anksiyete, bireyin günlük yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyerek uyku sorunları, sosyal izolasyon ve sürekli bir güvensizlik hissi yaratıyor.

Bireysel ve Toplumsal Düzeyde Stratejiler Geliştirilmeli

Bu noktada eko-anksiyete ve afet kaynaklı psikolojik sorunlarla başa çıkabilmek için bireysel ve toplumsal düzeyde hem önleyici olabilecek hem de müdahaleyi kolaylaştıracak bazı stratejiler geliştirilmesi önemli. Bireysel düzeyde çevresel sorunlar hakkında bilgi edinmek, sürdürülebilir yaşam pratiklerine yönelmek ve toplumsal çevre hareketlerine katılmak, bireylerin bu kaygılarla başa çıkmasına yardımcı olabiliyor. Aynı zamanda meditasyon, yoga, doğa yürüyüşleri gibi stres yönetimi teknikleri de faydalı olabiliyor. Toplumsal düzeyde afetlere hazırlık noktasında ise erken müdahale ve afet sonrası psikolojik destek hizmetlerinin güçlendirilmesi ile bireylerin bu tür olaylarla başa çıkma kapasitesinin artırılması gerekiyor. Yangın ve afet sonrası bireylere sunulan psikolojik ilk yardım, travmanın etkilerini azaltmada kritik bir rol oynuyor. Ayrıca toplumun afetlere karşı bilinçlendirilmesi ve afet sonrası dayanışma ağlarının oluşturulması, toplumsal iyileşme sürecini de hızlandırıyor.

“Eko-Anksiyete ile İlgili Önleyici Çalışmalarımızı Sürdürüyoruz”

Maya Vakfı Kıdemli Klinik Koordinasyon Sorumlusu ve Klinik Psikolog Melisa Varol, “Bizler Maya Vakfı olarak sahada hizmet götürdüğümüz yararlanıcılarımızda eko-anksiyeteyi çokça görüyoruz. Deprem olduktan sonra hem yerel halkta hem de İstanbul gibi farklı şehirlerde yeniden deprem olabileceği konusunda korkunun epey arttığını gözlemliyoruz. Özellikle 2021 Muğla yangınlarından sonra yangının hiç uğramadığı köy ve kasabalarda “ya yangın olursa” diye anksiyetenin ve devamında gelen fizyolojik semptomların (baş ağrısı, sırt ağrıları, uyku ve iştahta bozulmalar vb.) arttığını gözlemlemiştik. Bu sebeple yangın olayını hiç yaşamamış ama bu kaygıyı taşıyan çevre köylerdeki kişilerle de psikososyal destek oturumları düzenledik. Şu anda ülkemizde İzmir’de yaşanan yangınların bitimiyle beraber, ihtiyaç durumunda sahaya çıkmak üzere ekiplerimizi hazırlıyor ve eğitimlerine devam ediyoruz. Bunun yanında, doğal afetler ve sonrasında oluşan eko-anksiyete ile ilgili bilgilendirici seminerler ve eğitimler düzenleyip kişilerin yaşanılan olaylardaki duygularını ve davranışlarını düzenleyebilmeleri için önleyici çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” açıklamalarında bulundu.

Önceki Yazı

Astroloji Yolculuğu : Eylül 2024: Kozmik Enerjilerin Dansı

Sonraki Yazı

Semra Kosovalı: Yapay zekâ ile tarih tartışması

Güncel Kadın

Güncel Kadın

Sonraki Yazı
Semra Kosovalı: Seçim sonucu ve gelecek

Semra Kosovalı: Yapay zekâ ile tarih tartışması

Plugin Install : Widget Tab Post needs JNews - View Counter to be installed
  • Popüler
  • Yorum
  • En Son
Semra Kosovalı: Seçim sonucu ve gelecek

Semra Kosovalı: Seçim sonucu ve gelecek

21 Kasım 2024
İstanbul’u Kanatları Altına Alan Ressam İrem Çamlıca : “İstanbul Yeri Göğü Altın Şehir”

İstanbul’u Kanatları Altına Alan Ressam İrem Çamlıca : “İstanbul Yeri Göğü Altın Şehir”

4 Eylül 2024
Astroloji Yolculuğu: Gökyüzünden Haberler 18-24 Kasım 2024 (Ankara Saatine Göre)

Astroloji Yolculuğu: Gökyüzünden Haberler 2024’de Burçları Neler Bekliyor?

8 Ocak 2025
Sizi Daha Genç Gösterecek Saç Renkleri

Sizi Daha Genç Gösterecek Saç Renkleri

22 Ocak 2024
Semra Kosovalı: Seçim sonucu ve gelecek

Semra Kosovalı: Seçim sonucu ve gelecek

0
Duygu Şengül: Türkiye’de kadının var olma sorunu

Duygu Şengül : Duygu’sal Aforizmalar

0
Ayşe Demir: DO-ra-to

Ayşe Demir: DO-ra-to

0
Buket Keskinol: Toprak Ana Gaia

Buket Keskinol : İskenderunlu olmak

0
Prof. Dr. Gül Esra Atalay : “Ergenlerde ekran süresi 9 saati buluyor!”

Prof. Dr. Gül Esra Atalay : “Ergenlerde ekran süresi 9 saati buluyor!”

26 Haziran 2025
Dr. Öğretim Üyesi Fatma Burcu Torunoğlu “Fibromiyaljiden en çok kadınlar muzdarip”

Dr. Öğretim Üyesi Fatma Burcu Torunoğlu “Fibromiyaljiden en çok kadınlar muzdarip”

26 Haziran 2025
Türk zeytin ve zeytinyağı sektörü Çin pazarında vitrine çıktı

Türk zeytin ve zeytinyağı sektörü Çin pazarında vitrine çıktı

26 Haziran 2025
Derya Bedavacı’dan Yeni Hit: ” Çık Artık Aklımdan”

Derya Bedavacı’dan Yeni Hit: ” Çık Artık Aklımdan”

26 Haziran 2025

Son Yazılar

Prof. Dr. Gül Esra Atalay : “Ergenlerde ekran süresi 9 saati buluyor!”

Prof. Dr. Gül Esra Atalay : “Ergenlerde ekran süresi 9 saati buluyor!”

26 Haziran 2025
Dr. Öğretim Üyesi Fatma Burcu Torunoğlu “Fibromiyaljiden en çok kadınlar muzdarip”

Dr. Öğretim Üyesi Fatma Burcu Torunoğlu “Fibromiyaljiden en çok kadınlar muzdarip”

26 Haziran 2025
Türk zeytin ve zeytinyağı sektörü Çin pazarında vitrine çıktı

Türk zeytin ve zeytinyağı sektörü Çin pazarında vitrine çıktı

26 Haziran 2025
Derya Bedavacı’dan Yeni Hit: ” Çık Artık Aklımdan”

Derya Bedavacı’dan Yeni Hit: ” Çık Artık Aklımdan”

26 Haziran 2025
Güncel Kadın

Güncel Kadın

Sosyal Medya

Kategoriler

  • Anasayfa
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Genel
  • Güncel Haberler
  • Güncel Sağlık
  • Güzellik
  • İş Dünyası
  • Magazin
  • Moda
  • Röportaj
  • Sağlık
  • Sanat
  • Yaşam
  • Yazarlar

Son Haberler

Prof. Dr. Gül Esra Atalay : “Ergenlerde ekran süresi 9 saati buluyor!”

Prof. Dr. Gül Esra Atalay : “Ergenlerde ekran süresi 9 saati buluyor!”

26 Haziran 2025
Dr. Öğretim Üyesi Fatma Burcu Torunoğlu “Fibromiyaljiden en çok kadınlar muzdarip”

Dr. Öğretim Üyesi Fatma Burcu Torunoğlu “Fibromiyaljiden en çok kadınlar muzdarip”

26 Haziran 2025
  • İletişim: info@guncelkadin.com.tr

© 2023 Güncel Kadın.

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Güncel Haberler
  • İş Dünyası
  • Ekonomi
  • Moda
  • Güzellik
  • Sağlık
  • Yaşam
  • Sanat
  • Röportaj

© 2023 Güncel Kadın.