Bu yazımı paylaşmak için bekledim. Anıtkabir ziyaretimden sonra sizlerle paylaşmak istedim.
10 Kasımlarda yaşadığımız hüzün ve anma bedenen kaybettiğimiz bir lider içindi.
Oysa biz; O ruhu, O ışığı hiç kaybetmedik.
“İki Mustafa Kemal var: Biri ben, fert olan, fani olan Mustafa Kemal.
İkinci Mustafa Kemal’den ise ben diye bahsedemem. O Mustafa Kemal, yani sizler, bu akşam etrafımda olanlar, memleketin her köşesinde çalışan köylüler, münevver, vatanperver, milliyetperver vatandaşlar… İşte ben onların hayalini temsil ediyorum. Onların hayalini gerçekleştirmeye çalıştım.
O Mustafa Kemal ölmez.
O, Türk milletinin ihtiyaçları ile beraber, gitgide de uyanan şuuru ile beraber, tekâmül ede ede edebi olarak yaşayacaktır.”
Atatürk’ün kendi sözleriyle de açıkladığı gibi iki Mustafa Kemal var. Bedenen uğurladığımız ve 10 Kasımlarda andığımız Mustafa Kemal ve diğeri yıllar geçse de gösterdiği yol hala güncelliğini koruyan, fikirleri ile bugünlere dek ışık olan Mustafa Kemal…
10 Kasım tarihi yaklaştıkça sosyal medyada ağızlarından salyalar akan güruhlar Atatürk’e saldırıyor. Bu zavallıların yazdıklarını ve yaptıklarını hayretle okuyorum. 87 yıl önce ölmüş bir lidere duyulan bu yoğun öfkenin altında hangi kindar karanlık kirli kalpler yatıyor diye soracak olursanız, bir yazar arkadaşımızın yazdıklarından bazı bilgileri de özellikle buraya eklemek istedim ki öfkelerinin nedenini anlayın:

“Atatürk’e karşı olanlar aslında Türkleri ve Türklüğü yok etmek için 1000 yıldır uğraşan Siyonist, Kabbalist, Talmutçu, Sömürgeci, Emperyalist zihniyetlerin ve onlara hizmet edenlerin torunları.
İngiliz, Amerikalı, Ermeni, Vahhabi, Farisi, Yahudi, Rus, Çinli, Hint, Alman, Fransız, vs. 77 düvel için Türklerden büyük düşman olmadı. Öyle ki, çocuk masallarına ve korku hikâyelerine bile konu ettiler. Aslında Türklerin o kadar vahşi işgalleri de olmadı. Almanlar Cermen soyundan gelirler ve Cermenler barbar teriminin sahibidir. Aynı zamanda “insan eti yeme” alışkanlıkları da vardı. Bu davranış, Avrupa’da “açlık/kıtlık”, kuşatma ve ekstrem durumlarda insan eti yeme, hayatta kalmak için kannibalizmi” vakalarıyla belgelidir. Fransa ve Almanya sınırları içerisinde arkeolojik kazılarda insan eti yeme izleri bulunmuştur.
Türkler, onların bozuk zihniyetlerine, kötü ve vahşi ahlak anlayışlarına, cehaletlerine, yobazlıklarına, medeniyetten uzak düşüncelerine karşı yüzyıllarca savaştı.
Baktılar ki Türkleri açık alan savaşlarında yenemeyecekler, onlar da Sun Tzu’nun akıl verdiği gibi “masa başı hileli oyunlarla” yenmeye çalıştılar.
İnsan Mühendisliği, Toplum Mühendisliği ve Siyasi Mühendisliği icat ettiler. Bilgi çarpıtma, bilgi manipülasyonu ve yalan bilgi yayma işini akademilerle, siyasetçiler eliyle ve medya kanallarıyla yaptılar.
Eğitim sistemlerini ele geçirdiler ve akademilerde/üniversitelerde, liselerde/kolejlerde, enstitülerde yalan yanlış sözde bilim anlayışını “modern bilim” diye yutturmaya çalıştılar. Ellerinde hiçbir somut ölçülebilir ve deneylerle tekrar edilebilir bilgiler olmamasına, somut tarihi kaynaklarda açıklama bulamamalarına, insanların maneviyat ve ortak milli hafıza hareketlerine karşı koyamamalarına karşın bilimi ve teknolojiyi kötü emellerine alet ettiler. Simülasyonları, modellemeleri, animasyonları, çizimleri, bilimsel jargonları, yeni hayali anlatımları kullanarak ve de Türk-İslam bilim ve teknik anlayışının getirdiği kazanımları yok etmeye çalıştılar.
Türkleri ve Türklüğü yok etmenin arkasında İslamiyet’i ve Allah inancını da ortadan kaldırma hedefleri vardı. Zira Kuzey Müslümanlığı dedikleri Yeseviyye itikadına bağlı Türkler, onların önündeki en büyük engeldi.
Türk ve İslam düşmanları; muhafazakâr, milliyetçi, solcu olarak her alanda yerlerini aldı. İçlerinde büyüttükleri kini de her fırsatta kustular.”

Benim gibi düşünenler, araştıranlar, gerçeği bulma yolunda olanlar biliyor Atatürk’e olan bu düşmanlığın nedenlerini.
Ve Atatürk’ün “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” sözüne duyulan kindarlığın nedenleri tam da bu işte.
Atatürk’ün yeniden dirilttiği TÜRK kavramı ve 7 düvelin yenemediği TÜRKLER!
Atatürk’e düşmanlık bu yüzden!
Mustafa Kemal Atatürk, 100 yıl önce bugünlere de ışık olacak mesajları verdi, neler yapacağımızı nasıl bir yol izleyeceğimizi söyledi. Ne içimizdeki ne de dışardaki hainler, bizlerin ruhuna ekilen yurt ve millet sevdamızın tohumlarını asla yok edemeyecekler!
Kudursanız da, yırtınsanız da, bir çift mavi gözün Anadolu’ya bakışından kurtulamayacaksınız!
Siz öldü zannedin, bir beden ölür, bin fikir yeşerir.
Saygıyla ve minnetle…












