Videoyu izlemek için; www.youtube.com/watch?v=r488InsyU3A
Lise öğrencileri, geleneksel anma törenlerinin dışına çıkarak, yapay zeka teknolojisiyle Atatürk’ün hiç görülmemiş canlılıkta portrelerini oluşturdu ve duygu dolu bir anma şarkısı besteledi. Bestenin adı; 10 Kasım’da Sustu Nefesin…
Bu 10 Kasım’da, bir grup lise öğrencisinin hazırladığı anma projesi, Atatürk’ü anma biçimlerine dair alışılmış kalıpları yıkarak sosyal medyanın en çok konuşulan konularından biri oldu. BCN College öğrencileri, yapay zekayı bir sanat aracı gibi kullanarak hem Atatürk’ün tarihi fotoğraflarını canlandırdı hem de O’nun anısına “10 Kasım’da Sustu Nefesin” adını verdikleri özgün bir şarkı besteledi.
Projede, Atatürk’ün hayatının farklı dönemlerine ait ikonik siyah-beyaz fotoğraflar, öğrenciler tarafından yapay zeka algoritmalarıyla renklendirilip üç boyutlu bir derinlik kazandırılarak hareketlendirildi. Ortaya çıkan canlı ve gerçekçi görüntüler, tarihi figürleri adeta günümüze taşıdı. Öğrenciler, aynı teknolojiyi kullanarak yazdıkları şarkı sözlerine en uygun besteyi de kendileri oluşturdu.
“ATAYA MİNNETLERİNİ GELECEĞİN DİLİYLE İFADE EDİYORLAR”
Bu projenin arkasındaki eğitim vizyonunun, gençlerin tarihle kurduğu bağı yeniden şekillendirmeyi amaçladığını belirten eğitimci ve BCN Kurucusu Adem Bican, Atatürkçülüğün durağan bir anma ritüeli olmaması gerektiğini savunuyor. “Gerçek Atatürkçülük, O’nun bilim ve akla dayalı vizyonunu günümüzün şartlarına ve teknolojisine uyarlamaktır,” diyen Bican, “Eğer bugün yaşasaydı, eminim ki Atatürk de yapay zekayı milletinin geleceği için en etkin şekilde kullanırdı. Öğrencilerimiz de tam olarak bunu yapıyor; Atalarına olan minnetlerini geleceğin diliyle ifade ediyorlar” dedi.
ÖĞRENCİLERİMİZ PASİF ALICI DEĞİL AKTİF ÜRETİCİ
Bu yaklaşım, okulun daha önce Cumhuriyet’in 102’inci yılı için yine yapay zeka kullanarak sahnelediği ve tüm eserleri öğrenciler tarafından üretilen “Mavi Gözlü Devrim Müzikali” projesinin bir devamı niteliğinde. Bu tür çalışmaların, gençlerin pasif birer bilgi alıcısı olmaktan çıkıp aktif üreticilere dönüştüğü bir eğitim modelinin parçası olduğunu belirten Bican, “Amacımız onlara sadece yolu göstermek. Onlar bu imkanla hem tarihlerine nasıl sahip çıktıklarını hem de geleceği nasıl inşa edeceklerini ispatlıyorlar,” diye ekledi. Eğitimde teknoloji entegrasyonu ve dijital vatandaşlık yetkinliklerinin tartışıldığı bir dönemde gelen bu proje, Z kuşağının milli mirasa olan bağlılığını ve bu mirası kendi jenerasyonunun araçlarıyla geleceğe taşıma potansiyelini göstermesi açısından önemli bir örnek teşkil ediyor.
