Meme Kanseri Farkındalık Haftası kapsamında, eczacı ve homeopat Ezgi Nevçehan’ın Ritz-Carlton İstanbul’da gerçekleştirdiği “Göğsümüzde Saklı Hikâyeler” adlı söyleşi, kadınları sağlık, şefkat ve farkındalık odağında bir araya getirdi. Etkinlik, yalnızca bilgi paylaşımıyla sınırlı kalmayarak, kadınlar arasında duygusal bağları güçlendiren özel bir deneyim sundu.
Sanat, sağlık ve iş dünyasından seçkin katılımcıların ilgi gösterdiği buluşmada kadın bedenine, duygularına ve yaşamına bütüncül bir bakış açısı getirildi.
“Göğsümüzde Saklı Hikâyeler, Kadınlığımızın Sessiz Tanıklarıdır”
Etkinlikte konuşan Eczacı ve Homeopat Ezgi Nevçehan, göğsün yalnızca biyolojik bir organ değil; aynı zamanda besleyen, koruyan ve yaşamı simgeleyen güçlü bir merkez olduğunu vurguladı. Nevçehan konuşmasında, “Bugün meme sağlığını konuşurken aslında kadınlığımızı, anneliğimizi, yaralarımızı, göğsümüzde sakladığımız hikâyeleri de konuşuyoruz. Göğüs, kadının hem sevgiyi hem de yaşama gücünü taşıdığı özel bir merkezdir” dedi.
Meme Sağlığına Bütüncül Yaklaşım
Konuşmasında meme sağlığına bütünsel bir perspektif sunan Ezgi Nevçehan, genetik yatkınlık, hormonal dengesizlikler, stres, hareketsizlik, yanlış beslenme ve kimyasal maruziyetin hastalık gelişimindeki rolüne dikkat çekti.
“Yaşam tarzı seçimleri çok önemli, fakat en az bunun kadar önemli olan, kendi bedenimizi tanımak ve düzenli hekim kontrollerini ihmal etmemektir. Özellikle 40 yaş üzeri kadınların yıllık mamografi ve meme muayenelerini yaptırması hayati önemdedir.”
Ayrıca meme dokusu ile hormonal sistem ve rahim arasındaki ilişkiye de değinen Nevçehan, kadın bedenine bütüncül yaklaşımın önemini vurguladı:
“Göğüs bölgesindeki rahatsızlıklar çoğu zaman rahimle ilgili biyolojik ya da duygusal süreçlerin yansıması olabilir. Kadın bedenini anlamak, yalnızca bir organı değil tüm sistemi dinlemeyi gerektirir.”
Kimyasallara Dikkat! Doğal Ürünlere Yönelin
Eczacı ve Homeopat Ezgi Nevçehan, modern kozmetik ürünlerde sıkça bulunan alüminyum, ağır metaller ve petrol türevlerinin meme dokusu üzerindeki olası olumsuz etkilerine dikkat çekerek kadınları uyardı:
“Vücudumuzun kimyasını bozacak her madde yalnızca hücrelerimizi değil; enerjimizi, hormonlarımızı ve ruh halimizi de etkiler. Doğal içeriklere yönelmek, kendimize gösterebileceğimiz en basit ama en derin öz-şefkattir.”
Kadın Dayanışmasının ve Paylaşımın Gücü
Etkinlik, katılımcıların birbirlerinin hikâyelerinde kendilerini bulduğu, duygu dolu ve dönüştürücü anlara sahne oldu. Farkındalık yaratmanın ötesinde, kadın dayanışmasının iyileştirici gücünü öne çıkaran bu özel buluşma, bir paylaşım ve şefkat alanı sundu.
Söyleşinin sonunda Ezgi Nevçehan, kadınların içsel gücünü ve çok yönlülüğüne değinerek, sözlerini şöyle tamamladı. “Her kadının göğsünde saklı bir hikâye vardır; bu hikâyeleri paylaştıkça, birbirimizi duydukça, yalnızca kadınlar değil, tüm dünya iyileşir.”