Her yıl 16 Ekim’de kutlanan Dünya Gıda Günü, açlık, obezite, gıda israfı ve sürdürülebilir tarım gibi küresel sorunlara dikkat çekiyor. Milyonlarca insan hâlâ yeterli ve sağlıklı besine ulaşamazken, diğer yanda aşırı ve dengesiz beslenme nedeniyle sağlık sorunları artıyor. İyi beslenme, yalnızca karnı doyurmak değil, yaşam kalitemizi artıran bir sağlık göstergesi olarak öne çıkıyor.
2025 Teması: “Daha İyi Gıda ve Daha İyi Bir Gelecek İçin El Ele”
Bu yılın Dünya Gıda Günü teması, “Daha İyi Gıda ve Daha İyi Bir Gelecek İçin El Ele” olarak belirlendi. Tema, sağlıklı beslenmenin yalnızca bireysel bir tercih değil, toplumsal bir sorumluluk olduğuna dikkat çekiyor. Uzman Diyetisyen Esra Öztürk, sağlıklı beslenmenin sürdürülebilir bir gelecek için kritik öneme sahip olduğunu belirterek, “Yeterli ve dengeli beslenme, yalnızca bireyin değil toplumun da refahını artırır. Bu nedenle her birey hem kendi sağlığı hem de gezegenin geleceği için bilinçli tercihler yapmalıdır” dedi.
Hem Açlık Hem Obezite Tehlikesi Büyüyor
Dünya genelinde yaklaşık 735 milyon kişi açlıkla mücadele ederken, 2 milyardan fazla insan obezite veya fazla kilodan kaynaklı sağlık sorunlarıyla karşı karşıya. Bu tablo, sağlıksız beslenmenin iki uçta da ciddi bir tehdit oluşturduğunu gösteriyor. “Bir yanda açlık, diğer yanda obezite… Bu çelişki, gıda sistemlerimizin yeniden düşünülmesi gerektiğini gösteriyor” diyen Uzman Diyetisyen Esra Öztürk, bireysel farkındalığın ve bilinçli tüketimin önemine dikkat çekti.
Gıda İsrafı, Geleceğimizden Çalıyor
Dünyada her yıl üretilen gıdanın üçte biri çöpe gidiyor. Bu israf yalnızca yiyeceklerin değil, suyun, toprağın ve emeğin de israfı anlamına geliyor. “Bir tabak yemeği çöpe atmak, aslında geleceğimizi çöpe atmaktır” diyen Esra Öztürk, her bireyin küçük adımlarla büyük farklar yaratabileceğini belirtiyor. Yemek planlaması yapmak, fazla gıdayı paylaşmak ve mevsiminde ürün tüketmek bu konuda atılabilecek basit ama etkili adımlar arasında yer alıyor.
Yerel ve Mevsimsel Ürünlerle Sağlıklı Sofralar
Dünya Gıda Günü’nün bir diğer önemli mesajı da yerel üretime destek ve mevsiminde beslenme. Uzman Diyetisyen Esra Öztürk, “İthal ürünlere yönelmek yerine yerel üreticiyi desteklemek hem ekonomik hem ekolojik açıdan fayda sağlar. Mevsiminde tüketilen sebze ve meyveler, besin değeri açısından daha zengindir” dedi. Bu yaklaşım hem karbon ayak izini azaltıyor hem de ülke ekonomisine katkı sağlıyor.
Sürdürülebilir Gıda Sistemleri Geleceğin Garantisi
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), 2050 yılına kadar dünya nüfusunun 9 milyarı aşacağını öngörüyor. Bu durum, sürdürülebilir gıda üretimi ve doğal kaynakların korunması konularında acil önlemler alınmasını gerektiriyor. Gıda üretiminde çevre dostu yöntemlerin tercih edilmesi, suyun verimli kullanılması ve tarımda kimyasal kullanımının azaltılması hem doğayı hem insan sağlığını koruyacak adımlar olarak öne çıkıyor.
Sağlıklı Bir Gelecek İçin Bilinçli Tüketim Şart
Dünya Gıda Günü, yalnızca gıdaya erişimi değil, aynı zamanda bilinçli tüketim alışkanlıklarını da gündeme getiriyor. Uzman Diyetisyen Esra Öztürk, “Daha iyi bir gelecek için sofralarımızda değişim başlatmamız gerekiyor. Sağlıklı, sürdürülebilir ve adil gıda sistemleri için herkesin sorumluluğu var” diyerek sözlerini tamamladı.