Sonbahar aylarında sıcak yaz günlerinden serin ve nemli havalara geçmesiyle birlikte çocukların bağışıklık sistemini zorlanmaya başlar ve dolayısıyla daha kolay hasta olma dönemi başlar. Hava sıcaklıklarının aniden düşmesi, kapalı alanlarda daha fazla zaman geçirilmesi ve okul döneminin başlaması, mikropların kolayca yayılmasına neden olur. Bu yüzden hem evde hem de okulda alınacak küçük ama etkili önlemler, çocukların bağışıklık sistemini güçlü tutarak hastalanma riskini önemli ölçüde azaltabilir.
Öncelikle bağışıklık sistemini güçlü tutmak gerekir. Bunun temelinde yeterli ve dengeli beslenme yer alır. Mevsim sebze ve meyveleri (özellikle havuç, kabak, brokoli, elma, nar, mandalina gibi C vitamini ve antioksidan yönünden zengin besinler) bağışıklığı destekler. Omega-3 yağ asitleri içeren balıklar, ceviz ve keten tohumu gibi besinler de vücut direncini artırır. Kahvaltı asla atlanmamalıdır; yumurta, peynir, tam tahıllı ekmek ve taze meyveyle yapılan bir kahvaltı gün boyu enerjiyi dengede tutar.
Gerekirse doğal destekleyiciler de bağışıklığı güçlendirmede yardımcı olabilir. Doktor onayı ve yapılan tetkikler doğrultusunda C vitamini, D vitamini, çinko, demir ve propolis gibi takviyelerden yararlanılabilir. Ancak bu destekler hiçbir zaman dengeli beslenmenin, yeterli uykunun ve düzenli yaşam alışkanlıklarının yerini tutmaz. Uyku düzeni de en az beslenme kadar önemlidir. Yeterince uyumayan çocukların enfeksiyonlara karşı savunması zayıflar. Uyku ortamı sakin, karanlık ve elektronik cihazlardan uzak olmalıdır. Sonbaharda sık görülen hastalıkların başında soğuk algınlığı, grip, bronşit ve orta kulak iltihabı gelir. Bu hastalıkların çoğu virüs kaynaklı olduğu için antibiyotik gerektirmez; ancak hijyen ve korunma önlemleriyle bulaş riski azaltılabilir.
Eller sabunla sık sık yıkanmalı, özellikle okul dönüşlerinde el ve yüz temizliği ihmal edilmemelidir. Çocuklara öksürürken veya hapşırırken dirsek içini kullanmaları öğretilmelidir. Ev ortamında düzenli havalandırma yapılmalı, hava çok kuruysa nem oranı %40–60 arasında tutulmalıdır. Kuru hava, burun ve boğaz mukozasını tahriş eder ve mikropların yerleşmesini kolaylaştırır. Gerekiyorsa hava nemlendirici kullanılabilir. Ayrıca çocuk odasında ağır kokulu oda parfümleri veya tütsülerden kaçınılmalıdır. Açık havada zaman geçirmek de çocuk sağlığı için çok değerlidir.
Güneşli günlerde dışarıda oynamak hem D vitamini üretimini artırır hem de stres düzeyini azaltır. D vitamini, özellikle bağışıklık sistemi için son derece önemlidir; bu nedenle çocukların günde en az 20-30 dakika açık havada bulunması önerilir. Giyim konusunda en uygun yöntem, çocukları kat kat giydirmektir. Böylece dışarıda üşümeden, içeride ise terlemeden rahat edebilirler. Terleyen çocuğun üzerindeki ıslak kıyafetler mutlaka değiştirilmelidir, aksi halde vücudu hızla soğur ve bu da hastalanmasına yol açabilir. Çocukların psikolojik sağlığı da fiziksel sağlık kadar önemlidir. Yeni okul dönemine uyum, stres ve yorgunluk bağışıklığı zayıflatabilir. Bu nedenle aile içi iletişimi güçlü tutmak, çocuğa güvenli bir ortam sunmak, onunla oyun oynamak ve duygularını paylaşmasına izin vermek gerekir.
Tüm bu önlemler sayesinde çocuklar sonbaharı daha enerjik, sağlıklı ve mutlu bir şekilde geçirebilir. Sağlıklı bir beslenme düzeni, temiz bir ortam, doğru giyim ve sevgi dolu bir aile desteğiyle mevsim geçişleri çok daha kolay atlatılabilir.
Sağlıkla kalınız…
ebruzavalsiz@hotmail.com