Cushman & Wakefield | TR International’ın “Dekorasyon Maliyet Rehberi 2025” raporuna göre, İstanbul’da orta ölçekte ofis dekorasyonu maliyeti son bir yılda 180 euro artarak 1.550 euro/m²’ye ulaştı. Avrupa’da 52 şehir arasında 22. sırada yer alan İstanbul’da maliyet artışının başlıca sebepleri; döviz kuru dalgalanmaları, ithal malzeme fiyatları ve akıllı bina teknolojilerinin yaygınlaşması oldu.
Cushman & Wakefield | TR International tarafından hazırlanan “Dekorasyon Maliyet Rehberi 2025”, Türkiye ofis pazarındaki maliyet trendlerini, tasarım eğilimlerini ve yatırım önceliklerini ortaya koydu. Rapora göre İstanbul’da orta seviye ofis dekorasyonu maliyeti, 2024’te 1.370 euro/m² iken 2025’te %13 artışla 1.550 euro/m² seviyesine ulaştı. Böylece İstanbul, Avrupa’daki 52 şehir arasında en pahalı 22’nci şehir oldu.
Maliyet artışlarını etkileyen başlıca unsurlar döviz kuru dalgalanmaları ve ithal malzeme fiyatlarındaki artış olarak ortaya çıktı. Yanı sıra kalifiye iş gücü eksikliği ve artan işçilik maliyetleri; akıllı bina sistemlerinin yaygınlaşmasıyla yükselen altyapı giderleri; yatırımcıların tasarım, uygulama ve danışmanlığı entegre şekilde almayı tercih etmesi de dekorasyon maliyetlerini yükseltti.
Listenin ilk sırasında aynı segmentte 2 bin 671 euro ile Londra yer aldı. İlk beşte yer alan diğer şehirler ise 2 bin 512 euro ile Hamburg, 2 bin 432 euro ile Münih, 2 bin 408 euro ile Frankfurt ve 2 bin 333 euro ile Berlin olarak sıralandı.
Avrupa ofis pazarında dirençli görünüm
Raporda, Avrupa ofis pazarının mevcut ekonomik belirsizliğe rağmen güçlü seyrini sürdürdüğü vurgulandı. Yılın ikinci yarısında yapılan faiz indirimleri, iş dünyasında güven artışına yol açarken bu durum 2024 yılında 10.3 milyon metrekarenin kiralanmasıyla sonuçlandı; bu, bir önceki yıla göre yüzde 5 artış anlamına geldi. Talebin özellikle ulaşım altyapısına yakın, yüksek nitelikli A sınıfı binalara yöneldiği, bu segmentin kiralamalardaki payının yüzde 50’ye ulaştığı belirtildi. Bu oran 2019’da yüzde 40’ın biraz üzerindeydi.
Ofislerde yeni dönem: teknoloji, konfor ve sürdürülebilirlik
Pandemi sonrası dönemde hibrit ve uzaktan çalışma modellerinden tam zamanlı ofise dönüş eğilimi hız kazanırken, şirketler bu süreci en iyi şekilde yönetmeye çalışıyor. Bu kapsamda “ev konforunu” ofis ortamına taşıyan tasarımlara yöneliyor. Lounge alanları, sessiz çalışma köşeleri, wellness odaları, biyofilik tasarım unsurları ve akustik çözümler, projelerin standart bileşenleri haline geliyor.
Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat süreci ve ESG raporlamaları kapsamında faaliyet gösteren çok uluslu şirketler, Türkiye’deki ofis projelerinde de çevre dostu uygulamaları hayata geçirmeye başladı. Enerji verimli sistemler, yeşil bina sertifikaları (LEED, BREEAM), atık yönetimi, doğa dostu malzemeler ve dijital bina yönetimi teknolojileri, yalnızca çevresel değil aynı zamanda finansal sürdürülebilirlik açısından da ofis projelerinin temel kriterleri haline geldi.