Şimdi bu yazacaklarıma tepki gösterip, sen de kimsin ki insanlara ayar veriyorsun diyecek olanlara önce cevap vereyim, sonra beni aşırı derecede rahatsız eden görgüsüzlükleri yazayım.
Ben kim miyim?
20’den fazla kitap yazmış, hayatın her alanında aktif ve gönüllü çalışmalarda bulunmuş, 10 yıldan uzun süredir köşe yazıları yazan, çılgınlar gibi şehirleri ve hatta ülkeleri gezen, izleyen gözlemleyen bir deliyim, henüz dervişlik makamına ulaşamadım, çünkü çok öfkeleniyorum insanlara.
Dervişlik makamında öfkemi söndürmüş olmam gerekir, özellikle o öfkemi canlı tutuyorum ki konuşayım anlatayım farkındalık yaratayım…
Birisi de konuşmalı ama değil mi?
Hep sus sus nereye kadar!
Toplumsal olarak inanılmaz bir yozlaşma yaşıyoruz. İnsanların birbirine saygısı kalmadı, herkes fevri davranıyor, tek yaşama hakkı kendisinin zannediyor ve öyle de davranıyor. Arkadaş arkadaşa, akraba akrabaya, komşu komşuya hain ve puşt oldu.
İnsani değerlerimizi hızla yitiriyoruz.
Her gün karşılaştıklarımı yazmaya kalkışsam roman olur.
Bu yozlaşmanın zengini fakiri yok, kadını erkeği yok, her kesimde her tarafta çürüyoruz.
Bir kafede oturun ve sessizce etrafınıza bakın, bomboş insanların acayip egolu davranışlarını izleyin, çevrelerine nasıl saygısızlar göreceksiniz.
Özellikle KADINLARA sesleniyorum:
İlla hayatınızda bir erkek olsun diye çabalarken yanlış tercihler yapıyorsunuz ve sonra çoğunuz şiddet görüyorsunuz veya öldürülüyorsunuz.
Ya gencecik kızlar, yanlarındaki tiplere bakıyorum baştan aşağıya ilkel dürtülü insanımsı yaratıkla el ele kol kola. Yanındakinin tipini görmüyor mu diye hayretle bakıyorum tekrar.
Sonra dayak yedik diye ağlamayın, kiminle birlikte olduğunuza dikkatli bakın!
Ve gelelim kıyafet konusuna, aşırı kapalılığa ne kadar öfkeliysem aşırı çıplaklığa da o kadar öfkeliyim. Aşırı kapanmak da aslında bir teşhirciliktir. Bu kadar sıkı sıkıya neyi gizliyor bu kadın ve o giysilerin altında ne var düşüncesini çağrıştırıyor. Aşırı çıplaklıkta ise gizlenecek bir şey kalmıyor aksine herkese göz orgazmı yaşatıyor.
Sokaklar, nasıl giyineceğini bilmeyen kadınlarla doldu.
Her tarafını açarak et teşhiri yapmak ne kazandırıyor acaba? Bir kadın olarak, kadınlık kimliğini bu kadar ayaklar altına alamazsınız. Herkes bana baksın, herkes beni görsün herkes beni beğensin düşünceniz, diğer kadınlara zarar veriyor ve sizlere de bir şey kazandırmıyor.
Erkeklerin gözünde yücelmiyorsunuz, aksine küçülüyorsunuz ve ucuz oluyorsunuz. Kolay ulaşılabilir beden olarak etiketliyorsunuz kendinizi.
Yapmayın, bedeninize saygınız olsun!
Sürekli seyahat halinde olduğum için dikkatimi bir başka konu daha çekti. Uçak, gemi, tren ve araçla seyahatlerimde daima rahat bir pantolon ve spor ayakkabısı giyerim. Çünkü yol halidir, olağanüstü bir olay yaşanırsa rahat hareket etmeliyim, diye düşünürüm. Ya da uykum gelirse bir tarafım açılır mı derdi olmadan uyuyabilirim. Hareket halindeki bu araçlara rahat binip inebilmeliyim düşüncesi de beni, son derece rahat kıyafetlerle yola çıkmamı sağlar. Lakin yine bazı kadınlar kısa eteklerle elbiselerle bu toplu taşımalara biniyor. Yolculukları esnasında bir aksilik olduğunda o eteklere elbiselere nasıl sahip çıkacaksınız hiç düşündünüz mü?
Bu hafta trenle Ankara’dan İstanbul’a dönerken karşımda küçücük bir kız çocuğu kısa elbise ile trende yolculuk yapıyordu. Çocuk uyuyunca üstü başı açıldı, annesi de eteğini çekiştirip çocuğun bacaklarını örtmeye çalışıyor. Dönüp anneye kızmamak için zor tuttum kendimi ve kaç kişi okur da dikkate alır bilemem ama ben en iyisi yazayım bu konuyu artık dedim.
Yola çıkıyorsun be kadın, bu çocuk elbette uyuyakalacak, ona göre giydir, ona göre yanına örtü al.
Her taraf pedofil sapık dolu, evladını ne yem ediyorsun bu sapıklara…
Biraz düşünün, biraz olasılıkları hesaplayın artık sevgili KADINLAR, sonra vay başımıza ne geldi, adalet nerede polis nerede diye veryansın etmeyin!
TEDBİR KULDAN TAKDİR ALLAHTAN, der büyüklerimiz. Önce tedbirinizi alın!