Merhaba, Dünya Edebiyat serüvenini merak ederek takip eden sevgili okurlar.
Orta çağ ve skolastik düşüncenin hayatlara nasıl yön verdiğini geçtiğimiz bölümlerde bolca okuduk ve hatta okumaktan yorulduk.
Bu bölümden itibaren edebi akımlar üzerinden gideceğiz, çünkü Rönesans içinde edebi akımlardan Hümanizmi barındıran bir dönemdir. Edebi akımlarında Hümanizma ile başlıyor denebilir.
Rönesans ilk İtalya da başlamıştır.1400-1600
Rönesans ile din, devlet, hukuk ve toplum düşüncesi değişmiştir. Bu değişikliklere Reformasyon adı verilmiştir.
Refarmasyon Orta çağda ki Katolik kilisesine karşı çıkıştır. Reformasyon hareketini Martin Luther başlatmıştır. Bu hareket Protestanlığın doğuşuna da neden olmuştur.
Rönesansla gelişen hümanist felsefenin konusu insandır. İnsanın dünyadaki yeri, anlamı sorgulanmıştır.
Bu yıllarda Pusula icad edilmiş, barut bulunmuş, yeni ülkelerin keşfi yapılmış, yepyeni kültürler fark edilmiş, sömürgecilik, kölelik, Hristiyan olmayanların hakları, bankacılık, denizcilik, ticaret konularında çalışmalar keşifler yapılmıştır.
Bu dönemde Dinsel otorite gücünü kaybetmiş, yaşanan dünyaya önem verilmeye başlanmıştır. Din yerine bilimin, yani aklın öne alındığı bir dönemdir.
Hümanist felsefeye göre insan doğruyu bulmak için gizemli mistik yollara ya da mantıkla birleşmeyen geleneklere baş vurmamalıdır. Aklıyla doğruyu bulabilir.
Rönesansta bilimsel şüphecilik ve bilimsel yöntemlerin kullanılması esas alınmıştır.
Rönesans edebiyatında felsefi bir derinlik vardır, insanı derinden ele alıp inceler. Çalışmaların kaynağı akıl ve deneydir. Yani Rönesans bireyi için doğru olana ancak akıl ve deney yoluyla ulaşılabilirdi.
Bu dönem de ulusal devlet ve ulusal dil kavramları ortaya çıktı. Ulusal dil kavramından sanatta etkilendi doğal olarak.
Rönesans bilim ve sanatında, 4 temel özellik vardır.
Denge- Simetri- uyum- disiplin.
Orta çağda egemen olan Gotik üslup; gerçek dünya ve öteki dünyayı temel alıyordu. Rönesans’ta ise yaşanan dünya üzerine temellenen bir sanat anlayışı vardı.
Evrenin matematiksel bir oranlaması olduğu düşüncesindeki Kopernik, Kepler, Galilei denge, simetri, uyum, ile gelişen bir estetik anlayışa yöneltti.