Koç Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi, SANERC ve Koç Healthcare, Hemşirelik Haftası Sempozyumu, bu yıl “Hemşirelerimiz. Geleceğimiz. Hemşirelerin sağlığını ve refahını iyileştirmek, ekonomileri güçlendirir” temasıyla, 14 Mayıs’ta gerçekleşti. Sağlık çalışanlarını, öğrencileri ve uzmanları bir araya getiren sempozyumda, sağlık alanında uluslararası konuşmacılar gelecek için önerilerini paylaştı. Hemşireliğin yalnızca bir meslek değil, aynı zamanda bilimsel bilgiye, etik değerlere ve sürekli gelişime dayalı bir sanat olduğuna vurgu yapan Koç Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Dekanı, Prof. Dr. Duygu Gözen, “Koç Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi olarak hemşirelik eğitiminin kalitesini artırmaya yönelik ciddi adımlar atmakta, eğitimdeki standartların sürdürülmesinde, müfredatların uluslararası gelişmeler doğrultusunda güncellenmesi, öğrencilerimize daha fazla klinik uygulama imkanlarının sağlanması gibi önlemler ile meslektaşlarımızın nitelikli eğitim alması için çaba göstererek, yoğun çalışmalarımızı sürdürmekteyiz” dedi.
Koç Üniversitesi’nin gerçekleştirdiği Hemşirelik Haftası Sempozyumu, bu yıl “Hemşirelerimiz. Geleceğimiz. Hemşirelerin sağlığını ve refahını iyileştirmek, ekonomileri güçlendirir” ana temasıyla, 14 Mayıs Çarşamba günü düzenlendi. Dünyanın farklı şehirlerinden sağlık çalışanları, öğrencileri ve uzmanları, Koç Üniversitesi Hastanesi Sağlık Bilimleri Kampüsü Misafirhanesi Dr. Nusret Arsel konferans salonunda bir araya geldi. Sempozyumun açılış konuşmalarını ise Koç Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Duygu Gözen, Koç Üniversitesi Hastanesi Hemşirelik Hizmetleri Müdürü Şahika Mert, VKV Sağlık Kuruluşları (Koç Healthcare) CEO’su Dr. Erhan Bulutcu ve Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Barış Ata yaptı.
Hemşirelik Haftası’nı kutlayan Koç Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Duygu Gözen konuşmasına, hemşirelere ve daima onları destekleyen Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Semahat Arsel Hemşirelik Eğitim, Araştırma ve Uygulama Merkezi (SANERC) Kurucusu Sayın Semahat Arsel’e teşekkür ederek başladı. Günümüzde halen hemşirelik mesleğinin geleceğini şekillendiren en önemli konu olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Duygu Gözen, “Hemşirelik eğitimindeki sorunlar ve bu eğitimdeki standart eksiklikleridir. Hemşirelik eğitimi, hemşirelik mesleğinin kalitesini doğrudan etkilemekle kalmayıp, toplum sağlığının geliştirilmesi, korunması ve sürdürülmesinde kritik rol oynamaktadır. Hemşirelik eğitimi, sadece teoriye dayanmamalı özellikle klinik uygulamalı eğitimle bütünleştirilerek, pratik becerilerin geliştirildiği gerçekçi bir eğitim ortamı sunmalıdır. Avrupa Birliği standartları doğrultusunda, öğrenciler için klinik eğitim fırsatlarının arttırılması ve mezuniyet öncesi kaliteli, simülasyon ve yapay zekâ ile zenginleştirilmiş klinik eğitimi alması hemşirelik mesleğine olan güvenin arttırılması açısından çok önemlidir. Koç Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi olarak, hemşirelik eğitiminin kalitesini artırmaya yönelik ciddi adımlar atmakta, eğitimdeki standartların sürdürülmesinde, müfredatların uluslararası gelişmeler doğrultusunda güncellenmesi, öğrencilerimize daha fazla klinik uygulama imkanlarının sağlanması gibi önlemler ile meslektaşlarımızın nitelikli eğitim alması için çaba göstererek, yoğun çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Ayrıca öğrencilerimize yenilikçi öğretim yöntemleri doğrultusunda hemşirelik eğitimi vermede gerek teknolojilerin kullanılması gerekse AI desteği ve sürdürülebilirliğin eğitimimize entegre edilmesinde üniversitemizin öğrenci ve öğretim üyelerimize sunduğu fırsatlardan da yararlanmaktayız” diye konuştu.
Prof. Dr. Duygu Gözen : “Her bir hemşire bir umut, bir iyileşme kaynağıdır”
Konuşmasında Türkiye’nin sağlık sisteminin sürdürülebilirliğine, sağlık çalışanlarının, özellikle de hemşirelerin sağlığına ve refahına yatırım yapılmasıyla mümkün olacağına dikkat çeken Prof. Dr. Gözen, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Hemşirelerin yaşam kalitesinin yükseltilmesi, yalnızca onların hak ettiği değeri alması değil, aynı zamanda dünya çapında milyonlarca insanın daha iyi sağlık hizmetlerine ulaşması ve toplum sağlığının gelişmesi demektir. Unutmayalım ki, her bir hemşire sadece bir sağlık çalışanı değil, aynı zamanda bir umut, bir iyileşme kaynağıdır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından gelecekte kaliteli eğitim almış hemşirelerin sayısının artmasına gereksiniminin daha da büyüyeceği bildirilmektedir. Türkiye’nin ve dünyanın her köşesinde, her bir hemşire, insan hayatını korumak ve iyileştirmek için var olmaya devam edecektir. Hep birlikte, güçlü bir sesle, hemşireliğin geleceğini inşa edeceğiz. Hemşirelerimizin sesinin duyulması, haklarının korunması, en önemlisi değer ve saygınlıklarının artması amacıyla hak ettikleri bilimsel ve klinik eğitimi almaları için daha çok çalışacağız.”
Sempozyumda Florence Nightingale’in 1858’de geliştirdiği ünlü “gül diyagramı”, günümüz hemşirelik pratiğine ışık tutmaya devam ettiğine dikkat çeken Prof. Dr. Jos. M. Latour ise tarihsel veri görselleştirme yaklaşımının modern yoğun bakım hemşireliği ile nasıl bütünleştiğini aktardı. “Florence Nightingale’in Gül Diyagramı: Günümüz Hemşirelik Uygulamalarında Verilerin Gücü” sunumunda hasta, aile ve sağlık çalışanı odaklı bütüncül bakım anlayışı ile veri kullanımının birleştiği noktaları aktardı. Empati, dijital yenilikler ve insan odaklı tasarımlar eşliğinde ele alan Prof. Dr. Jos. M. Latour, sunumunda veriye dayalı karar alma süreçlerinin hasta sonuçlarını ve bakım kalitesini nasıl dönüştürebileceğine dair görüşlerini de paylaştı.
Hasta bakım planlamasında kavram haritalarının etkin kullanımına dair bilgiler veren Fulbright araştırmacısı ve akademisyen Prof. Dr. Zepure Samawi ise kavram haritalarının hemşirelik öğrencilerinin klinik muhakeme, eleştirel düşünme ve hasta bakım süreçlerinde bütünsel yaklaşım geliştirmeleri için güçlü bir öğrenme aracı sunduğunu vurguladı. Özellikle öğrencilerin teorik bilgiyi pratikte yapılandırarak, anlamlı öğrenmeyi nasıl gerçekleştirebileceğine dair aktarımlar yaptı.
Konferansta gerçekleştirilen “İnsan Odaklı Bakım” panelinin moderatörlüğünü Semahat Arsel Hemşirelik Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi Direktörü Doç. Dr. Pelin Karaçay üstlenirken; panelde Amerikan Hastanesi’nden Melis Yazıcı, Doç. Dr. Ayda Kebapçı ve Dr. Mustafa Özünal, insan odaklı bakım yaklaşımının sağlık hizmetlerine etkisini farklı açılardan değerlendirdi.