Her yıl Mayıs’ın bugünü geldiğinde çiçekçilerin önünde kuyruk olur, sosyal medya duygusal sözlerle dolar. Ama annelik, o kutlama mesajlarının çok ötesindedir. Anneler Günü, yalnızca doğurmuş olanları değil, yüreğiyle büyütmüş, bedeliyle annelik etmiş herkesin günüdür.
Bu yazı, sadece “anne” diye hitap edilenlere değil, evladını toprağa vermiş ama hâlâ onun adını dualarında yaşatan annelere, vatan için can veren bir evladın ardından sabırla dimdik durmaya çalışan şehit annelerine, kendinden olmayan çocuğu bağrına basan koruyucu ailelere, hem annelik hem babalık yapmak zorunda kalan güçlü kadınlara,
ve evladına “annelik” etmeyi seçen, şefkat gösteren herkese yazılmıştır.
Çünkü annelik bir cinsiyet değil, bir davranıştır.
Bir sorumluluk, bir vicdan, bir bağlılık biçimidir.
Kimi kadın evladını doğurur, kimi ise kaderin armağanıyla anneliği öğrenir.
Kimi çocuk “anne” diyemez ama içinden hep onu arar.
Ve bazı anneler vardır ki, ses etmeden yaşarlar acılarını.
Evladı artık bu dünyada olmasa da bir annenin yüreği evladını hiç bırakmaz.
Çünkü annelik bitmeyen bir bağlılıktır.
Ölüm bile o bağı koparamaz.
Bazı kadınlar, evladını bir cenaze töreninde değil, suskun bir ayrılıkla kaybeder.
Uğruna fedakârlık ettiği çocuk tarafından terk edilir, unutulur, kıymeti sonra anlaşılır.
Ama o yine de dua eder, yine de affeder.
Çünkü anneler sevmenin bile gururlusudur.
Yalnız anneler vardır;
Hayatın yükünü tek başına taşıyan, çocuğunun hem annesi hem babası olan.
Hiç kimseye şikayet etmeyen ama geceleri yastığa yüzünü gömüp sessizce ağlayan…
Ve ertesi sabah “haydi okula geç kalıyoruz” diyerek yeniden başlayan…
Baba olup annelik yapanlar da vardır.
Eşini kaybetmiş, çocuğunu yalnız büyütmüş, saçını süpürge etmiş babalar…
Anneliğin cinsiyet değil, bir yürek işi olduğunu gösteren o sessiz kahramanlar.
Koruyucu aile olanlar da bu yazının içinde.
Kan bağından öte bir sevgiyle, bir çocuğun geleceğini değiştiren, ona güvenli bir ev sunan insanlar.
O çocuğun ilk “anne” deyişi belki geç gelir ama kalpten çıkar.
Annelik, sadece sütle, doğumla, biyolojiyle tanımlanamaz.
Annelik; emekle, özveriyle, vazgeçmeyişle ölçülür.
Ve bu yüzden anneliği yalnızca doğurmuş olanlara değil,
yüreğiyle evlat büyütmüş herkese ithaf etmek gerekir.
Bugün çiçek alamayan anneler var.
Aranmayı bekleyip sessizliğe gömülenler, mezar başında gözyaşlarıyla dua edenler,
evladının adını kalbine kazımış, kimseye belli etmeden yüreğiyle yas tutanlar…
İşte bu yüzden, Anneler Günü, sadece gülücüklerle değil, derin bir saygıyla kutlanmalıdır.
Görünmeyen emeklerin, dile gelmeyen fedakârlıkların, sessiz kahramanlıkların günü olmalıdır.
Bugün, bir çocuğun ruhunu onaran, bir evladı sırtında taşıyan, bir hayatı dönüştüren tüm kalplere selam olsun.
Doğuran, büyüten, bağışlayan, direnen, öğreten, affeden, yüreğiyle yol açan herkese…
Tüm annelerin, annelik yapan herkesin Anneler Günü kutlu olsun.
Ve unutmadan: Bazı kahramanların pelerini yoktur, çünkü onların kucağında bir çocuk vardır.
Sevgiyle, saygıyla, derin bir minnetle…
Dr. Bahar Zeynep Barut-PHD