Kadın, Tarihsel süreçte toplumsal cinsiyet açısından ayrımcılığa ve şiddetin her türlüsüne maruz kalmış, kalmaya devam etmektedir.
Tanrı, Ademi kendi suretinde dişi ve erkek olarak yarattı. Her türlü eziyet ve günah , yeryüzüne günah işlemek üzere gönderilen ademin sadece kadın versiyonuna yükletildi.
Tarihte her dönem yaşam mücadelesi içerisine katılan kadın , kendinden verdikleri ile var ettiği ademin esiri oldu…
İslamda ve İbranilerde Havva’nın Ademin kaburgalarından yaratıldığı söylense de Kur’an da bunun karşılığı bulunmamaktadır. Tek bir nefisten yaratılanlar açısından yapılan ayrım durmaksızın her dönem bütün iktidarlarda karşılık buldu. Havva yüzünden cennetten kovulduğumuz söylemleri ile kadına düşman ettiler bütün alemi…
Kadın, insan biz de insanoğluyuz demiş Neşet ERTAŞ… ne de güzel anlatmış bizi. Bizler de yarattığımız insanların kendimize düşman olmasında etki sahibiyiz ne yazık ki…
Bir ülkenin gelişmişlik düzeyi, kadına karşı geliştirdiği toplumsal bakış ile doğru orantılıdır. Ne yazık ki ; bizim açımızdan ülkenin hali ne ise kadının hali de O.
Zaman içerisinde kadın, insanın düşünsel, duygusal, sosyal ve manevi alanlarında bir türlü erkek ile uyumlu, dengeli hale getirilememiştir. İş hayatında dahi değersizleştirilerek iş hayatı dışına itilen kadının pratik , analitik bir düşünce yapısına sahip olmadığı söylense de doğumla iş hayatından uzaklaşan kadın, aslında yaşamın her alanında yer almaya devam ediyor.
Son zamanlarda , Direnişçi kadınların mücadeleleri son bulmuyor. Çalışma , eğitim hayatında , politik hareketlerde yer bulmak isteyen kadınların hak savunuculuğunda erkeğin desteğinin sonuç vermesi kadının söylemlerinin yetersiz kalması ne acı…
Erkeğe hayat soy veren kadın, rahminde kadın ve erkeği taşır. Eşitlik herkesin her yerde her zaman yediği yemek içtiği su gibi olmalı. Toplumsal eşitlik için emek eden ve görünmeyen bu emeğin sahibi kadınların dünya emekçi kadınlar günü kutlu olsun.