Dünyamız da canlıdır aslında.
Nasıl canlı sorusu oluşabilir bazı yetersiz zihinlerde, canlı demek sadece insan hayvan bitki değildir. Taşlar da canlıdır mesela, doğadaki her varlığın bir enerjisi vardır.
Enerji demek can demektir. O enerji bittiği anda canlılık da biter.
Dünyamızın içinde çok büyük bir enerji kaynağı olan çekirdek bulunur. Bu çekirdeğin yaydığı enerjiler dünyamızı görünmez bir örümcek ağı gibi sarar. Bu enerji hatlarına ‘’Ley Hatları’’ adını veren Arkeolog Alfred Watkins olmuştur.
Antik haritalarda, önemli yapıların hep aynı hatlarda hizalanarak dönem dönem üst üste yapılandığı dikkati çeker. Bu durum, insanların topraktan akan enerji akımını tıpkı Akupunktur yönteminde olduğu gibi belirlemeye çalıştıklarını ortaya çıkarır.
Watkins’e göre ley hatları, düz ve paralel bir şekilde dünyamızı sarmaktadır. Watkins yaptığı çalışmalarla İngiltere’de yer alan birçok hattı belirlemiştir. Stonehenge anıtı gibi (M.Ö.2300) özel olarak dikilmiş taşlarla eski yapıtlar, bu gizemli enerjilerin belirgin noktaları veya radyo alıcıları gibi işlev gördüğünü keşfetmiştir.
Batıda Ley Hatları, Çin’de Ejderha Patikaları olarak anılır.
Milattan önceki dönemlerde Çinliler de ley hatlarının varlığını keşfetmişlerdi. O dönemin toprak falcıları olarak görülen kişileri, yeni bina yapılmadan önce özel bir toprak falı pusulasını, artı-eksi akımları bulmakta kullanırdı.
Batı dünyasının ley hatları adını verdiği akışkan özellikli birtakım enerji kanallarıyla yeryüzünün örülmüş olduğu bugün için artık kesin olarak bilinmektedir.
Dünyada fiziki ve psişik enerjinin yoğun olduğu başlıca bölgeler şunlardır;
1- Orta Asya. (Özellikle de Tibet, Gobi ve Doğu Türkistan üçgeni arasındaki kalan bölge.)
2- Mısır.
3- Orta Amerika- (Meksika)
4- Arjantin’in Kuzey bölgesi.
5- Anadolu.
Mitolojilerde geçen kutsal ırmaklar, aslında bu ley hatlarını yani yerküre çakralarının haritasını ifade eder.
İşte bu haritayı iyi bilen ve ley enerjisinden psişik ve fiziki faaliyetlerde yararlanabilen eski halklar kıtalarından göç etmek zorunda kaldıklarında, rastgele yerlere göç etmemişler, bu enerjinin yoğun olduğu bölgeleri tercih etmişlerdir.
Anadolu’da birçok yer; Urfa, Efes, Bursa’daki Uludağ, yedi tepeli şehir İstanbul’un bazı bölgeleri, kutsal coğrafyamızın belirli noktalarına denk gelen merkezleridir.
Günümüzde bu hatlardan hangisinin halen aktif olduğu bilinmiyor. Bölge bölge enerjilerin ölçülmesi gerekmektedir.
Piri Reis’in haritasındaki güneş ışınlarını andırır çizgilerin de bu ley hatları olduğu tahmin edilmektedir.
Ezoterik bilgilere göre, Mısır ve Tibet gibi eski uygarlıklar, bu enerjilerin geçtiği hatları biliyor ve bu hatların geçtiği yerlerde, özellikle de bu hatların kesiştikleri noktalarda mabetlerini inşa ediyorlardı.
Enerji çıkış noktasına yapılan ibadet yerlerine en güzel örnek Hacıbayram Veli Türbesi ile Agustus tapınağının aynı noktada olmasıdır.
Agustus tapınağı; M.Ö.25–20 yılları arasında inşa edilmiştir. Roma İmparatoru Augustus adına bir bağlılık işareti olarak yaptırılmıştır.
Aynı yerde çıkan çok az kalıntılardan anlaşıldığı kadarıyla burada daha önce Frig döneminden kalma (M.Ö. 1200) bir tapınak daha vardı.
Aynı yere en son 1427 yılında Hacı Bayram Veli türbesi ve camisi yapılmıştır.
Üç farklı dini mabet hep aynı noktada…
NEDEN?
Frigler, 1250 yıl sonra Romalılar, 1400 yıl sonra Hacı Bayram Veli’nin vefatıyla aynı noktaya türbesinin yapılması tesadüf müdür?
Günümüzde ise radyestezi uzmanları 70 yıldır bu etkileri saptayabiliyor.
Duygu düşünceleri etkileyen, insanları agresif yapan kara akım enerji hattı üzerinde oturmak, ev ortamını ve mutlu olmayı etkileyebilir. Migren, kanser ve alkolizme neden olabilir.
Dünyanın bu doğal gücü olan enerji hatları, karanlık, kötü ve gizli amaçlar için de kullanılmaya çalışılmıştır.
İnsanlığın doğayla bağı kopartılıp üst üste yapılan kibrit kutusu kadar evlerde yaşamaya mecbur bırakıldığı andan beri ruhsal sorunları artmıştır.
Ruhlarımızın beslendiği enerji kanallarının varlığını unutmuş olmamız nedeniyle günümüz insanları mutsuz, huzursuz ve karamsar bir duygu durumunda ömrünü çürütüyor.
Doğayla dünyayla bütünleştiğimiz anda öz enerjimize kavuşabiliriz yalnızca…
Atalarımızın çok iyi bildiği ley hatlarının yani enerji kanallarının varlığı belki de biz günümüz insanlarına bilinçli olarak unutturulmuştur.
Hastalıklara ilaç yapan şirketlerin, kapitalist uygulamaların isteği sağlıklı insan değildir. Bu yüzden bazı gerçek bilgiler unutturulmuş ve son yüzyıllarda insanların öze doğaya enerjiye ulaşmaları engellenmiştir.