Belki bir gün ihtiyacım olur düşüncesiyle gereksiz eşyalar biriktiriyor musunuz? Uzun süredir giymediğiniz elbise ve ayakkabılarınızı, evinizde kullanmadığınız eşyalarınızı dolabın bir köşesinde saklıyor ve sonra unutuyor musunuz? Salonunuzda biblolar, süs eşyaları, eski cdler, okunmuş ve bir daha elinize almayacağınız kitaplar, aile yadigârı bir iki nesil önceden kalma antika fincan takımları, mutfakta kalabalık misafir gelir diye sakladığınız ama hiç kullanmadığınız 12 kişilik yemek ve servis takımı, hatırası var diye saklanan bir sürü gereksiz eşya… Kendinize şunu sorun ve cevabını samimiyetle verin. Evinizin kaç metrekaresini siz kullanıyorsunuz, kaç metrekaresini eşyalarınız kullanıyor? Bunları yaparak kendinize ne büyük kötülük yaptığınızın farkında mısınız?
Geçmişte sizi üzen, sıkan, yıpratan duygular bugün dahi içinizde bir yerlerde gizleniyor olabilir mi? Eskiden deneyimlediğiniz hayal kırıklığı, umutsuzluk, kaygı, korku gibi olumsuz duygular halen sizi rahatsız ediyor mu? Belki de atmaya kıyamadığınız bir eşya olumsuz bir anıyı çağrıştırıyor, geçmişle bağınızın kopmasına asla izin vermiyor. Kötü hatıraları olan eşyaları saklamayın. Sahibi olduğunuz eşyaların sizi sahiplenmesine izin vermeyin. İster atın, ister satın, ya da hediye edin ama ne olursa olsun evde tutmayı bırakın.
Gelecekte muhtaç olurum düşüncesiyle parayı harcamadan sadece biriktirme gibi bir alışkanlığınız var mı? Para bir değişim aracıdır. Gerçekten ihtiyacınız olan ürün ve hizmetler için parayı harcamaktan çekinmeyin ki paranın dolaşımı sekteye uğramasın. Elektronik posta kutunuzda, telefonunuzun mesajlar bölümünde her gün bir sürü reklam içeren ileti ile karşılaşıyor musunuz? Onlarla her karşılaşmanızda canınız sıkılıyorsa hemen abonelikten çıkın, rahatlayın.
Yazar Joseph Murphy, The Principle of Emptiness isimli eserinde demiş ki, “Bu alışkanlığından vazgeç; çünkü bunu yaparak kendi zenginliğine karşı geliyorsun. Hayatına yeni şeylerin girmesi için önce onlara yer açman gerek. Bolluğun sana gelmesi için yaşamında yer işgal eden fakat işe yaramayan şeylerden kurtulman gerekiyor. Eski ve işe yaramayan maddi ve manevi tüm varlıklarını biriktirdiğin sürece yeni fırsatlar için yer olmayacak. Eşyalar sürekli dolaşmalıdır. Çekmecelerini, dolaplarını, depo gibi kullandığın her yeri boşalt. Bir yığın kullanmadığın eşyayı biriktirmek seni olduğun yere sabitleyerek ilerlemeni engeller. Onları ısrarla elinde tutarak bir gün darda kalacak olmanın ve yoksulluğun olasılığını düşünürüz. Gelecekte onlara ihtiyacımız olursa bu ihtiyacı karşılayamamaktan korkarız.
İşte bu düşüncelerle zihnine iki mesaj gönderiyorsun:
1- Geleceğe güvenin yok
2- Sen zaten yeniye ve daha iyisine layık değilsin.
Bu yüzden eski ve işe yaramaz eşyaları saklayarak kendini avutuyorsun. ”
Gotama Buddha der ki, “Bırakmayı öğren. Mutluluğun anahtarı budur.”
Yılın sonuna yaklaşırken kendinize bir iyilik yapın ve size ağırlık veren tüm yükleri hayatınızdan çıkartın.
Böylece gerçekten yapmayı istediğiniz şeylere, hobilerimize, neye kendiniz için yatırım yapmak istiyorsanız ona yer açılacak.
Bugünden itibaren sahip olduğunuz her objeyi farklı bir gözle değerlendirmeye çalışın. Giysilerinizi, ayakkabılarınızı, çantalarınızı, nevresim, masa örtüsü gibi tekstillerinizi, aksesuarlarınızı 6 ay 1 yıl arası kullanıp kullanmadığınıza dikkat edin. Kullanmadıysanız demek ki onlara ihtiyacınız yok aslında. Verin ya da atın. Bunu lütfen yapın ve bu alandaki sadeleşmenin kafanızın içerisindeki yükleri nasıl hafiflettiğine şahit olun. Siz minimal felsefeyi, sadeleşerek yaşamayı alışkanlık haline getirdiğinizde hayatınızın her alanında gözle görülür bir iyileşme başlayacak.
Son olarak, tüketim biçimimize ve alışkanlığımıza denetim getirmek zorundayız. Bunun için öncelikle mobil cihazlarınızdaki alışveriş uygulamalarınızı silmenizi tavsiye ediyorum. Kendim de bu hareketin faydasını gördüğüm için şiddetle öneriyorum. Mutlaka bir şey satın alma düşüncesi kafanızın içine yerleştiyse o zaman kendinize sorun. Buna gerçekten ihtiyacım var mı, yoksa illa ki evimde, gardırobumda, mutfağımda olmalı diye mi satın almak istiyorum? Çünkü gereken elemeleri yaptıktan sonra yeniden iki üç giysi, üç dört tabak çanak almanın bir yararı yok, aksine benimsemeye başladığınız yeni yaşam biçimine zararı var.
İnsanlığı çok ağır bir sınavdan geçiren, tüm önceliklerini ve alışkanlıklarını sorgulatan 2020 yılını geride bırakırken, hepimizin evleri temel hayat alanımız haline gelmişken, hakikaten ilk yapmamız gereken sadeleşmek, yaşadığımız ortamları boşaltmak, ferahlatmak, onu dönüştürmek ve yenilemek. Böylece gereksiz, işlevsiz ya da gördükçe mutsuzluğu körükleyen her şeyden uzaklaşmış olan bizler de 2021’e tazelenmiş, olumlu, iyimser bir ruh haliyle ve umutla adım atabiliriz.