Kadınlara yönelik şiddete dikkat çeken ve 2019 yılında 16 Günlük Aktivizm kapsamında Seğmenler Parkında sergilenen ‘Karanlığı Aydınlat’ ışık enstalasyon sergisi, “İstanbul The Lights” etkinliği kapsamında Maçka Parkında.
2019 yılında Seğmenler Parkında kadına şiddete dur demek için açılan Karanlığı Aydınlat sergisinin beş eseri, Contemporary Istanbul Sanat, Kültür ve Eğitim Vakfı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen “Istanbul The Lights” etkinliği kapsamında Maçka Parkında sergileniyor.
Çağdaş sanat alanında usta sanatçılar Esra Koruç, Hazal Ünsal, Ece Kibaroğlu, Emre Okçuer ve Fırat Engin’in eserlerinden oluşan seçki, fiziksel şiddet, toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri ve siyasette kadınlara yönelik şiddet gibi farklı konulara dikkat çekiyor. Sanatçılar, neon, led, spot, ampul gibi malzemelerle oluşturdukları eserlerini Maçka Parkının doğal dokusu ile buluşturuyor. Eserler 3 Ocak tarihine kadar parkta ziyaretçilerle buluşacak.
Türkiye’de kamusal alanda gerçekleşen ilk açık hava ışık enstalasyon sergisi olma özelliğini taşıyan “Karanlığı Aydınlat”, 25 Kasım – 10 Aralık 2019 tarihleri arasında Seğmenler parkında sergilenmişti. Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) tarafından Ankara Büyükşehir Belediyesi, Çankaya Belediyesi ve İsveç Büyükelçiliği ortaklığında gerçekleştirilen ‘Karanlığı Aydınlat’ ışık enstalasyon sergisi, kadınların maruz bırakıldığı şiddetin farklı biçimlerini ışık tasarımlarıyla anlatmıştı. Eş Küratörlüğünü Ekin Kılıç ve Fırat Engin’in üstlendiği sergi, 12 sanatçının sergilediği 10 eserden oluşuyordu. Karanlığı Aydınlat sergisinin beş eseri, “İstanbul the Lights” sergisi kapsamında bu yıl Maçka Parkına taşındı.
Eserler
Yerden Yüksek – Hazal Ünsal
Yerden Yüksek siyasette toplumsal cinsiyet eşitliğini vurguluyor. Üzerine çıkılabilen farklı renklerdeki bu platformlar, kürsüleri temsil ediyor. Kürsüler, üzerine çıkıldığı zaman yaş, cinsiyet, boy, ağırlık fark etmeksizin, kampanyanın rengi turuncuya dönüşüyor.
Güvenlik Kabini – Ece Kibaroğlu
Güvenlik kabini, barınma metaforuyla yaratılan mekansal yapı olarak inşa edilmiştir. Temasa ve fonksiyonel kullanıma açık halde sergilenen eser, izleyiciye bir ‘empati’ alanı olarak; barınma kavramına farkındalık yaratmaktadır.
Rüzgarın Fısıltısı – Emre Okçuer
Hayata eşit katılım sağlanmalıdır. Ancak erkek egemen toplumlarda kadınların içlerindeki ışığı, gücü, potansiyeli yansıtmaları zordur. Bunun yanı sıra şiddetin her türlüsüne maruz kalırlar. Çoğu kadından çıkan ses tıpkı eserdeki ses gibidir, bazıları ya tamamen sessiz ya da susturulmuştur…
Oyunbozan – Esra Koruç
Oyunbozan şiddetsiz bir dünyanın ancak çift taraflı çabayla mümkün olduğuna işaret eder. Dengedeyken turuncu, güçlü olanın baskın olması durumunda kırmızı renge dönüşen tahterevalli toplumsal cinsiyet eşitliğinden yana!
Dilek Ağacı – Fırat Engin
Bu eser, şiddetin sadece doğanın kendi dinamiklerine özgü bir eylem olarak kalmasını diliyor. “Yıldırımın Çarpması, Yağmurun Şiddeti, Kışın Kıyameti, Gök Gürlemesinin Sesi, Rüzgarın Vurması” cümlelerinin neon kullanılarak yazıldığı bu düzenlemede, sanatçı şiddetsiz bir toplum dileğini yeniliyor.