Toplum mühendisliği ile sağlıklı inşa edilen toplumlarda halk kitleleri, sosyal sınıflar arasında bulunan farklar daha az gözle görülür niteliktedir. Bu farklar homojendir veya homojenize edilebilir. Birbiri içinde eriyebilir, birbirine uyumlanabilir. Bu kitlelerin yapısını incelediğimizde hoşgörü düzeyinin yüksek, güven ortamının sağlam olduğunu, özgür düşünceye önem ve değer verildiğini tespit ederiz. Böyle bir toplumun üyeleri olan bireylerde bilinç, eğitim, algılama ve seviyesi yüksektir. Bu nedenle bireyler ve/veya bireylerin oluşturdukları toplulukları onların rızaları dışında farklı durum, oluşum, tavır ve eylemlere yönlendirmek kolay değildir. Rıza üretimi gerçekleştirmek zordur.
Peki, nedir bu rıza üretimi? Rıza üretimi; gelişmekte olan liberal demokrasilerde yarı bilinçli kitleleri egemen güç lehine ulaşılması istenen hedefe veya sonuca yöneltmek, toplumun onayını almak amacıyla, zorlama veya zor kullanma olmaksızın çeşitli medya organları tarafından, çoğu zaman gerçekleri tam manasıyla yansıtmadan yaratılan, bilgi kirliliği içeren ikna sürecidir. Kitlelerin algılarıyla oynamak, onları belirli sınır ve kalıplara hapsetmek, meşru otoritenin arzusu doğrultusunda yönlendirmektir. Halkın büyük bölümünün çıkarlarının egemen yönetici sınıfın çıkarlarına uydurulması amacıyla uygulanır. Kitlelerin tercih ve tutumları onlara telkin yolu ile inşa edilir. Böylece gücü elinde bulunduran sınıfın amaç ve hedefleri meşru bir zemin kazanır.
Özetle, rıza üretimi, toplumsal manipülasyon tekniğidir. Bu bir zihin şekillendirme metodudur. Bu teknikte ‘aptal’ halk kitlelerinin ‘doğru’ yolda tutulabilmesini sağlamanın yolu ‘akıllı’ azınlığı devreye sokmaktır. Bu yolla yarı demokrasilerde sosyal denetim sağlanmış olur. Bu deyim yerindeyse toplumsal beyin yıkamadır. Sistem egemen entelektüel kültür ve propaganda modeli ile desteklenmektedir.
Tarihten somut bir örnek ile açıklamak gerekirse, 1920 ‘lerin sonlarında A.B.D.’de kadınların sigara içmesinin sağlanması rıza üretimi örneğidir. New York’ta her yıl binlerce kişinin katıldığı paskalya töreni sırasında bir grup yeni zengin sosyete giysilerinin içine sigara saklamaları için ikna edilir. Bu grup törene katılır ve onlara işaret geldiğinde, sigaralarını gösterişli bir şekilde yakarlar. Bu arada basına da ‘kadınların seçme hakkını savunan bir grup kadının, özgürlük meşaleleri adını verdikleri sigaralarını yakarak protesto yapmaya hazırlandıkları’ bildirilir. Bu olay yalnız New York basınında değil bütün Amerika ve dünya basınında yer alır. Bu olayla birlikte kadınlara sigara satışı artmaya başlar. Kadınların ellerindeki sigara özgürlük heykelinin tuttuğu meşale ile özdeşleşir. Böylece sigara içen kadınlar toplumsal kabul görmeye başlar. Bu eylemle “Eğer bir kadın sigara içiyorsa, bu onun daha güçlü ve bağımsız olduğunu gösterir.” alt metni ile düşüncesi yaratılmıştır.
İçinde bulunduğumuz çağda ‘tüketim toplumu’ olgusu ve tüketmeye odaklı halk kitleleri de bu yöntemle yaratılmıştır. Bu örneklerden hareket ederek ülkemizde topluma uygulanan rıza üretimi vakalarını kolayca tespit edebileceğinizi düşünüyorum.