Coşkun Bulut kimdir bize kısaca kendinizi tanıtabilir misiniz?
29.10.1983 Elazığ doğumluyum. İlk ve orta öğretimimi Elazığ merkezde tamamladım. Üniversiteyi de yine Elazığ’da yer alan Fırat Üniversitesi’nin Sınıf Öğretmenliği Bölümünde okudum. 2006 yılında Zonguldak’ın Gelik İlkokulu’na sınıf öğretmeni olarak atandım. 2017 yılının Ocak ayına kadar buradaki görevime devam ettim. Aynı tarihte Elazığ’ın Kovancılar ilçesinin Toki Şehit Üsteğmen Emre Ercan İlkokulu’na tayin oldum ve buradaki görevime devam etmekteyim. “Dünyaya Açılan Kapı Türkiye” ve “2040” adında romanlarım var. Bir de” Şiir Dünyam” adında şiir kitabım yayınlandı.
İyi bir yazar olarak biliniyorsunuz, iyi bir okuyucu olduğunuz da söylenebilir mi? Neler okumayı seversiniz?
Okumayı severim; ancak kendimi orta düzeyde bir okuyucu olarak görüyorum. Gün geliyor kitaplara çok yoğunlaşıyorum; fakat gün geliyor yoğunluktan kitaplarımdan bir süre uzak kalıyorum maalesef. Dini ve eğitim adına kitapları okumak beni geliştirdiği için çok severim. Bir de yapıma uygun olan bir tür var ki o da kuşkusuz macera. Gizemi, olayları çözmeyi çok severim. Sezgilerimin kuvvetli olduğunu düşünüyorum ve bu durum beni “Sherlock Holmes” tarzı kitaplara daha çok yöneltiyor.
Kitap yazma yolculuğunuz nasıl başladı? Kaç kitabınız var?
Üniversiteye gittiğim yıllarda şiirler yazardım ve çevremdeki insanlara okuturdum. Ben de her yazar gibi okunmak istiyordum. O dönemlerde yazar olmak gibi bir düşüncem yoktu. Şiir yazmayı sevdiğim için yazıyordum. Elbette çevremdeki samimi insanlar şiirlerimi beğeniyorlar, eksik olan yanlarımı söylüyorlar ve en önemlisi yeteneğimin olduğunu belirterek kendimi geliştireceğime inanıyorlardı. Ben şiirlerimi bir yere kaydediyordum; fakat çoğu kez o dönemde beğenmeyerek atıyordum. 4 yıl öncesine kadar böyle devam ederken şaşırtıcı bir şekilde ilk roman denememi yaptım ve “Dünyaya Açılan Kapı Türkiye” adında yayınlandı. Sonra çok sevdiğim şiir kitabımı tamamladım ve “Şiir Dünyam” olarak raflardaki yerini aldı. Son olarak da yine roman olarak yazdığım “2040” kitabım okuyucularla buluştu. Toplam 3 kitabım var.
Şiir yazma yeteneğinizi nasıl keşfettiniz? Şiirleriniz daha çok ne üzerine?
Üniversite döneminde sürekli şiir yazma isteği geliyordu. Ben de bu hâli değerlendirerek kâğıda döküyordum. Bazen eleştiriler gelse de, genelde şiirlerim beğeniliyordu ve bu durum benim devam etmemi sağlıyordu. Şiirlerimi ilahi aşk üzerine yazarım. Vatanla ilgili şiirlerim de vardır.
Bir kitap yazmak istediğinizde ilham kaynaklarınız neler oluyor?
Elbette ki ilhamı direkt Allah’tan alıyorum. Şöyle ki: Yazmak istediğim bir konu aklıma gelir ve beni sarar. Onu düşünmeden edemem. İşte o anlarda Allah’ın yardımının geldiğini hissederim ve aklıma bir şeyler geldikçe beklemeden aklımdakileri bir yerlere kaydederim. Eğer bunu yapmazsam aklımdakileri tam manasıyla koruyamayabiliyorum. Bu şekilde unuttuğum çok konu olmuştur.
Son kitabınız “2040” hakkında bilgi verebilir misiniz?
Bilimkurgu ile gerçek hayatın iç içe olduğu bir kitap. Üç arkadaş çocukluk hayallerinin peşinden koşuyor ve üç robot yapıyor. Sağlık, eğitim, askeri alanda yapılan robotlar insanlara bu alanlarında hizmet ediyor. Günümüzde bulunmayan ileri teknoloji ürünü robotlar, okuyanları sımsıkı saracaktır ve kitapta görülen bazı tevafuklar da ayrıca ilgi çekecektir diye düşünüyorum.
Yeni bir kitap hazırlığınız var mı?
Şu an için gündemimde yeni bir kitap yok; fakat kafamda yazmayı düşündüğüm bir konu var. Tabi konu hakkında bir şeyler söylemek için çok erken. Kitap tamamen bitti diyene kadar çok şey değişebiliyor.
Yazar olmak isteyen kişilere ne önerirsiniz?
Öncelikle çok kitap okunması gerektiğini düşünüyorum. Elbette resim yapmak, müzik aleti çalmak gibi sanatlar nasıl ki yetenek istiyorsa kitap yazmanın da bir yetenek gerektirdiği düşüncesindeyim. Burada önemli olan o yeteneği gün yüzüne çıkarmak. Bunun için de çok okumanın yanında çok yazmak da gerekiyor. Tabi sabırla devam etmek en önemli unsurlardan biridir. Hele bir de Allah’ın razı olacağı şeyleri yazmaya çalışmak insanın işini daha da kolaylaştırıyor; çünkü Allah’ın yardımını kesinlikle görüyorsunuz. Onun için asıl gayeyi “Allah’ı razı etmek” olarak tutmak gerekir. İnsanlığa faydalı olacak eserler insanı mutlu eder diye düşünüyorum.