İçinde hep bir şeylerin eksik olduğunu düşünen Aysu, arayış içerisindeyken, Milton Erickson prensipleriyle tanışır. Ve “HER İNSAN TAM VE BÜTÜNDÜR” sözü kendisini kalbinden vurduğunu ve içindeki eksikliğin nedenini bulduğuna inanarak yeni yaşam yolculuğuna adım atar.
Son zamanlarda çığ gibi büyüyen koçluk eğitimini alarak sizde koç oldunuz. Koç olarak neler yapıyorsunuz? Koçluk sektörünün bu kadar çok yaygınlaşması normal mi? Ya da Koçlar arasında farklar nelerdir?
Ben Erickson koçuyum. Neden Erickson diye soracak olursanız;
İş hayatındayken netice itibariyle sevdiğim işi yapmıyordum, kendimi işime ait ya da yaratıcı hissetmiyordum. Var olan sisteme sadece ayak uyduruyordum ve sosyo ekonomik düzeyde bana tanınan imkanlar dahilinde fiziki anlamda rahatlık içindeydim.
Ama hep bir şeyler eksik hissi vardı, tamamlanmayı bekleyen. Adını koyamıyordum bunun.
Genelde benimle iletişimde olanlar sorunlarına kısa sürede çözüm bulur ya da benimle dertleşmeye, fikir danışmaya gelirdi.
Derken o zaman sadece Adler Ve Erickson kurumları vardı, yolum onlarla kesişti.
Nedir bu koçluk diye araştırırken, Milton Erickson (psikiyatrist & psikolog) karşıma çıktı ve başladım Milton Ericsson prensiplerini detaylıca incelemeye.
Beni etkileyen madde şu oldu “HER İNSAN TAM VE BÜTÜNDÜR”
Tam da, tamamlanmayı düşündüğüm o dönemde bu söz beni kalbimden vurdu ve kendimi Erickson Koçluğunda buldum
Hem işime devam ettim hem koçluk eğitimlerime. Yıllık izinlerimi eğitimlere kullandım. Ciddi maddi manevi emek isteyen bir eğitim sonucunda uluslararası onaylı profesyonel Koç oldum.
Eğitimin içeriği, hocaların donanımları, temele esas kalmarı başarının anahtarı.
Zaten Milton Erickson prensipleri doğrultusunda kurulan bir kurum.
Koçluk belgemi elime aldığımda tamamlanmış mıydım peki?
Hayır! Gene bir şeyler eksik gene farklı bir şey olması gerekliliği hissi yaşıyorum.
Zira koçlukta güçlü sorular eşliğinde karşındakinin düşünme kapasitesini, nöronlarını harekete geçirterek hayal kurdurtma aşamasında sorumlusunuz.
Öneri ya da kendi fikrinizi veremezsiniz.
Eeee ben konuşmadan duramam yapıma aykırı derken kendimi enerji çalışmalarında buldum.
Peşi sıra geldi tüm eğitimlerim ve belgelerim.
Reiki master oldum, bioenerji uzmanı, oldum, yetmedi taşlara olan merakım ve onların gizemi beni hep çekti kristal taş terapisti oldum.
EFT & NLP uzmanı oldum
Böylelikle koçluk ve mentörlüğü harmanladım ve tamamlandım.
Son 1 .5 yıldır kendimde adını koyamadığım ruhsal ve zihinsel bir tıkanma hissediyordum.
Ve 2019 ekim ayında Nefes ve nefes teknikleriyle tanıştım;
Tıkanık hissettiğim şeyin adını nefes sayesinde buldum ve çözdüm.
Ben şanslıyım zira 18 yıla yakın baş koyduğum kendi serüvenimde araştırmalarım neticesinde hep iyi rehberlerim, öğretmenlerim ve kurumlarım oldu.
Bu vesileyle hepsine teker teker tekrardan teşekkür ediyorum
Kişinin ihtiyacını belirleyip ya koçluk ya mentörlük ya da ikisini bir den uygulama alanına sahibim.
Koçluk Dünya’da artık gereksinim duyulan bir araç. ;Üst düzey yöneticiler, takımlar, şirketler koçluk alıyor.
Sistemdeki tıkanıklığı bulmak, görmek, yüzleşmek ve kabule geçip o tıkanıklığın içinden çözüme, hedefe ve başarıya ulaşabilmek için koçluk çok çok önemli.
Sizin göremediğiniz yahut görmek istemediğiniz kör noktalarınızı size buldurtuyoruz.
Kimi görüyor kimi görmek istemiyor
Gören yürüyüp geçip gidiyor, görmek istemeyen kısır döngü içinde kayboluyor.
Seçim sizin?
Artık “ben her şeyi ben bilirim” sözü tozlu raflara kalktı
Bir 3. Göz tarafından farklı yönlere bakma zamanı
Koçlar bile birbirimizden koçluk alıyoruz. Kendimizi geliştirmek, tıkandığımız yerleri görmek ve aşmak adına. Bu bir gereklilik bu yüzyılda.
Kaldı ki artık çağ değişti. Çağ bilgiyi gizleme değil tam tersi paylaşma, birlik bilincine geçiş çağı.
Dolayısıyla koçluğun yaygınlaşması olağan ve doğal.
Farklılıklar bizi birbirimize yaklaştıran etkenler.
Her koçun çalışma şekli ayrı olsa bile temelde izlediği prensipler etik olarak aynı olmalı düşüncesindeyim.
Bir koç ya da mentör seçerken öncelikle ICF onaylı mı onu dikkate alsınlar.
Kendine faydası dokunmayanın bir başkasına nasıl faydası dokunur sözünü hatırlasınlar.
Kişinin duruşu, sözüyle, davranışıyla, yaşamıyla örtüşmeli, bu konuda gözlem yetisini kullansınlar.
Ben Koç olarak daha çok gönüllü işler yapıyorum. Pandemi yüzünden herkes gibi internet ortamından yüz yüze seanslarımı yaptım.
Bursa Lösev’de 2 yıla yakın gönüllü eğitimler verdim, koçluk yaptım.
Genelde Bodrum’da ikamet ettiğimden bu kış Bursa’ya mesleğimi icra etmek için gittim çeşitli derneklerde “YAŞAM ENERJİNİZİ NASIL KULLANIYORSUNUZ” adı altında seminerler verdim
Bodrum’da Gündoğan’da bir çocuk atölyesi açtık Peynir Çiçeği Gündoğan Gönüllüler Derneği çatısı altında.
Bodrum Belediyesi açılışımızı yaptı. Burada yaz kış yaşayan çocuklarımız için bir aktivite yok.
Bu yoldan çıkarak onlara koçluk, mentörlük, kişisel gelişimlerine katkıda bulunacak ne varsa uyguluyoruz.
Koçluk geniş bir mecra. Sadece kişiyle sınırlı değil.
Buna kurumlar, iş birliği yaptığınız herkes, komşunuz, çocuğunuz, eşiniz, arkadaşınız her şey ve herkes dahil. Hatta hayvanlar bile nezdimde. Nasıl mı?
Bilirsiniz sürüde ALFA lideri vardır. Ben bir hayvan sever ve Bodrum Belediyesi gönüllü mahalle sorumlusu olarak mahallemde ki sokak canlarının ALFASIYIM mesela.
Resmen onlara koçluk yapıyorum tabi mecazi anlamda söylüyorum bunu
Ne zaman mama saati, ne zaman bahçenin dışına çıkılacağını, mama sıralamasının kimlerden başlayacağını artık biliyorlar.
Eskiden hepsi birbirinin mamasına saldırırken şimdi hepsi sırasını beklemeyi öğrendi.
Güven oluşturmak için az uğraşmadım ama bir kere güvenince aranızda muhteşem bir bağ oluşuyor.
Koçlukta güven ilişkisi son derece önemlidir!
Bu yüzden koçluk geniş bir mecra diyorum kendimce.
Bir Koç isteği uyandırır, harekete geçirtir ve sürekliliğini sağlar.
Eğer hayatta bir hedefiniz yoksa (ki bu gerçekten üzücü bir durum, yaşamla teması kesmek gibi) yaşam amacınızı bulamadığınızdan ve değerlerinize göre yaşamadığınızdandır.
Değerleriniz sizin önceliklerinizse mutlaka hedefleriniz, ulaşacağınız mertebeleriniz mevcuttur.
Bir koçun farklılığını nasıl anlarız sorusuna cevabım ise ;
Hayatta esnek olabilmeyi, empati yetinizi kullanabilmeyi, hedeflerinizi oluşturabilmeyi, o hedefe giden yollarda ki engelleri, olumlu, olumsuz tarafları, çıkmaz ve kör noktaları, farklı bakış açılarını , çok yönlü , çözüm odaklı düşünebilmeyi ve en önemlisi 5 duyusuyla sizi dinleyebilen , tam o an , orada sizinle olan , size yoldaşlık edebilen koç farklı bir koçtur!
Şahsım adıma diyebilirim ki neyi hayal ettiysem çocukluğumdan beri kendimce, o hayalin içine önce girer yaşardım(bilmeden yapardım bunu hep) , o hayali hep canlı tutardım, gerçekleşmiş olarak düşünürdüm, zamanı geldiğinde o hayalin gerçeğini yaşar halde bulurdum kendimi.
Ve hedeflerim hiç bitmez. Biri biter, diğeri başlar.
Yakın dönemde Küba’ya seyahat etmiştiniz. Oradaki gözlemleriniz ve Küba ile ülkemiz arasındaki toplumsal farklılıklar nelerdir?
Ahh Evet KÜBA! Ölmeden evvel mutlaka göreceğim diye hedeflerim arasına koyduğum yer! Ve çok şükür modernleşmeden evvel görebilme şansına sahip oldum.
Farklı kültürler, tatlar, insanlar, ülkeler görmek, öğrenmek beni çok mutlu ediyor.
Seyahat etmeyi seviyorum, geleneksel yemekleri, o yöreye ait yaşam biçimini, göreneklerini merak ediyorum gittiğim yerlerin.
Açıkçası tarih ve sanat tarihini severim ama aklımda tutamıyorum, etrafı izlemekten ve fotoğraflama aktan.
Beni en çok insan figürleri, hayvanlar, doğa ve yaşam alanları etkiliyor.
Küba’da öyleydi benim için. Eğer imkân ve zamanı olan varsa mutlaka görmeli, görmemiş olanlar için diyorum.
Ben hayran kaldım, dokusuna, bitki örtüsüne, yokluk içindeki varlıklarına, tarihlerine
Sokakta bir tane bile gülümsemeyen yüz görmedim.
Her şey eski, yeniliğe kapalılar haliyle komünizm tabi.
Müzik gıdaları, tütün tarlaları saltanatları.
Kimsenin evinin kapısı kapalı değil, her şey ortada çünkü hırsızlık yok
Eğitime ve sağlığa verdikleri önem görülüyor ne kadar daha kendi kendilerine yeterler bilinmez ama uğraş veriyorlar, takdire şayan bir ülke.
Eğitim ve sağlık hizmetleri ücretsiz!
Her ay belli başlı gıda ve temizlik ihtiyaçları devlet tarafından karşılanıyor.
İnternet kullanımına yeni başlamışlar o da sokakların belli başlı merkezlerinde internet çeken yerlerde kotalı kullanım hakları var.
Yavaş yavaş belli başları yerleri kiraya vermeye başlamışlar, buraya yenilik girdikçe, ticaret başladıkça, paranın kokusu yakına geldikçe dokusu bozulacaktır eminim.
Toplumsal farklılıklara gelince;
İnsanlar birbirine hoş görülü , saygılı , kimse kimsenin hakkını gasp etmiyor , çalmıyor , şiddet , cinayet , taciz yok.! Yetmez mi?
Hayvan severler. Sokaktaki her hayvanın boynunda kimliği var
Her şey nizamda kurallar gereği ve bu kurallara riayet ediyorlar.
Her şey devletin olduğu için kira ödemiyorlar, kimse üzerine bir şey alamıyor haliyle para da yok alamazlar ama insanlar mutlu çünkü dışarıdan haberleri yok!
Ya Che Guevara, devrimci!
Hayran kalmamak, o zekaya, o iş birliğine, o yakışıklılığaJ) mümkün değil.
Nutuk kitabını yanından ayırmaması ve müzede NUTUĞU, askeri kıyafetinin yanında görmek beni çok etkilemişti.
Ulu önderimiz M.Kemal ATATÜRK’e olan ilgileri muazzam.
Sokakta ki bir dilenci Türk olduğumu öğrenince cebinden bizden gidenlerden aldığını düşündüğüm Türk parası çıkardı ve ATAMIZIN resmini gösterip çok şanslısınız böyle bir liderin insanları olduğunuz için dedi.
Türk olmaktan, Cumhuriyet kadını olmaktan her defasında daha çok gurur duyuyorum!